Webb Teleskobu, otobüs büyüklüğünden stadyum büyüklüğüne kadar değişen 138 mini asteroit keşfetti. Bu buluş, asteroitlerin kökeni ve gezegenimize yönelik potansiyel tehditleri anlamamıza yardımcı olacak.
James Webb Uzay Teleskobu, astronomlara evrende şimdiye kadar fark edilmemiş bir fenomeni ortaya çıkarma fırsatı sundu. Uzak bir yıldıza dair yapılan gözlemler sonucunda, mini asteroitlerden oluşan bir popülasyonun varlığı keşfedildi. Bu keşif, gezegen savunma biliminde önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor ve bu küçük asteroitlerin Güneş Sistemi’ndeki hareketlerini daha iyi anlamamıza olanak tanıyor.
James Webb Uzay Teleskobu'nun sağladığı yeni veriler, asteroit gözlemlerinin bugüne kadar bilinenin çok ötesine geçtiğini gözler önüne serdi. Şimdiye kadar, astronomlar genellikle Mars ile Jüpiter arasında yer alan ana asteroit kuşağında, büyük boyutlardaki asteroitleri gözlemleyebilmişti. Ancak James Webb, çok daha küçük olan asteroitleri gözlemeyi başardı. Keşfedilen 138 mini asteroitin boyutları, bir otobüsten stadyum büyüklüğüne kadar değişiyor ve bu boyuttaki asteroitler, daha önce yer tabanlı teleskoplarla tespit edilememişti.
Bu buluş, asteroitlerin büyüklüklerini ve evrimsel süreçlerini anlamada bilim insanlarına yeni bir bakış açısı sunuyor. Zira farklı boyutlardaki asteroitlerin varlığı, zamanla çarpışmalar sonucu nasıl değiştiklerini ve bu küçük gök cisimlerinin Dünya'ya nasıl yöneldiğini anlamamıza yardımcı olabilir.
Yapılan araştırmalar, keşfedilen mini asteroitlerin, daha önce ana asteroit kuşağındaki büyük gök cisimlerinin çarpışmaları sonucu oluşmuş olabileceğini gösteriyor. Astrofizikçi Tom Greene, bu asteroitlerin sadece Güneş Sistemi’nin evrimi için değil, Dünya’ya düşen meteoritlerin kökeni ve gezegen savunması için de kritik bir rol oynayabileceğini belirtti. Greene, “Bu asteroitler, muhtemelen daha büyük gök cisimlerinin çarpışmaları sonucu ortaya çıktı. Ayrıca, bunların Dünya ve Güneş’e doğru sürüklenmesi oldukça muhtemel” ifadelerini kullandı.
Bu bulgular, gezegen savunması açısından da önemli bir mesaj taşıyor. Uzmanlar, James Webb'in asteroitleri gözlemleyerek, gezegenimize olası bir tehdit oluşturan cisimlerin önceden tespit edilmesinin mümkün olabileceğini vurguluyor. Asteroitlerin yörüngeleri ve büyüklükleri hakkındaki bilgi arttıkça, bunların potansiyel bir felakete yol açmadan önce, daha verimli bir şekilde tahmin edilmesi sağlanabilir.
Araştırma, MIT’den Artem Burdanov ve gezegen bilimleri profesörü Julien de Witt tarafından yürütüldü. Bu keşif, James Webb Uzay Teleskobu'nun daha önce yaşam araştırması için çekilmiş 10 binden fazla görüntüyü yeniden analiz etmesini sağlayan bir görüntü işleme tekniği kullanılarak mümkün oldu. Bu yeni yöntem sayesinde, TRAPPIST-1 yıldızına ait daha önce kaydedilmiş veriler, asteroitlerin daha net bir şekilde görünmesini sağladı. Webb’in kızılötesi ışıkta nesneleri daha parlak bir şekilde gözlemleme yeteneği, bugüne kadar fark edilmeyen bu asteroit popülasyonunun keşfedilmesinin önünü açtı.