Ankara Tabip Odası (ATO) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Etlik Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte Ankara’da sağlık alanında yaşanan belirsizlikleri anlattı.
TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Ahmet Karer Yurtdaş, Dr. Adalet Çıbık, ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muharrem Baytemür ve ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun’un katıldığı açıklama ATO’da gerçekleşti. Ortak açıklamayı okuyan Dr. Mine Coşkun Etlik Şehir Hastanesi’nin 28 Eylül 2022 Çarşamba günü açılmasıyla birlikte belirsizlik ve kaos ortamı oluşturduğunu belirtti. Her gün yeni bir genelgeyle kararların değiştiğini vurgulayan Dr. Mine Coşkun kapatılması planlanan hastanelerin son durumlarını paylaştı:
“Kapatılmayacak denilen Onkoloji Hastanesi’nden 75’i hekim olmak üzere çok sayıda çalışanın Etlik Şehir Hastanesi’ne geçici görevi çıkarılmış, kimi malzemeler götürülmüş, ancak bir gün sonra ( açılış sonrası ) Onkoloji Hastanesinden giden bütün personelin geçici görevi iptal edilerek tekrar hastanelerine dönmüştür. Şehir Hastanesinde yalnızca Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hastanesi’nden giden üç uzman ve iki hemşire kalmıştır.
Ulucanlar Göz Hastanesi hekim ve sağlık çalışanları Etlik Şehir Hastanesi’ne nakledilmiş, Ulucanlar’a Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi’nden göz uzmanları ve sağlık çalışanları görevlendirilmiştir. Bugün edindiğimiz bilgi ise Ulucanlar personelinin bir kısmının tekrar eski görev yerlerine gidecekleri ve hastanenin kapatılmasından vazgeçildiği yönünde. Bu arada Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yeni göreve başlayan 10 pratisyen hekimin statüsü düşürülen Sami Ulus Hastanesi acil servisine görevlendirilmesi söz konusu. Son bilgi ise Eğitim ve Araştırma Statüsünün tekrar verileceği yönünde. Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Hastanesi’nin Eğitici kadrosunun ve asistanlarının durumu ise tam bir belirsizlik halindedir.
Dr. Mine Coşkun, şehir hastaneleri konusunda Türk Tabipleri Birliği’nin ülke genelinde yıllardır yürüttüğü mücadele, Ankara’da ise Ankara Tabip Odası’nın da bileşeni olduğu Hastanemi Açın Platformu ( HAP ) ile Onkoloji Hastanesi Kapatılmasın Platformu’nun uzun süredir sürdürdükleri mücadelenin ses getirdiğini ve çok önemli hastanelerin kapatılmaktan kurtulduğunu ancak bu hastanelerin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Açıklamadan sonra söz alan Dr. Ali İhsan Ökten, TTB ve tabip odaları olarak şehir hastaneleri sisteminin sürdürülemez olduğunu ve diğer ülkelerde tamamen terk edildiğini yıllardır söylediklerini belirtti. İki gün önce yayımlanan Sayıştay raporlarına değinen Dr. Ali İhsan Ökten bu raporda şehir hastaneleriyle ilgili çok sayıda usulsüzlüğün yer aldığına dikkat çekti. 14 şehir hastanesi açıldığını belirten Dr. Ali İhsan Ökten “Şu an kira ve hizmet giderleri olarak Sağlık Bakanlığının bütçesinin dörtte birini almakta. Diğer şehir hastaneleri de açıldıktan sonra Sağlık Bakanlığı bütçesinin neredeyse tamamını alacak demektir. Geri kalan ya da kalmayan bütçeyle Sağlık Bakanlığı nasıl bir sağlık hizmeti verecek?” diye sordu.
Dr. Muharrem Baytemür da “Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi’nden statüsü düşürülen Sami Ulus’ta görevlendirilen 10 pratisyen hekimin geçici görevlerinin iptal edilmesi gerekiyor çünkü hastanenin statüsü yeniden Eğitim ve Araştırmaya dönüştürülmüş. Hekimlere, Başhekim yardımcısı tarafından acilde çocuk hekimi gibi davranmaları yönünde telkinlerde bulunulduğunu biliyoruz. Bu çok sıkıntılı bir süreç. Dal hastanesinde bu görevlendirmenin olmaması gerekiyor” dedi. Şehir hastanesi gözlemlerini aktaran Dr. Muharrem Baytemür ”Gördük ki asistan hekimlerin odaları penceresiz, lavabosuz ve tuvaletsiz. Dün bir poliklinik muayene odası gördük ki dışarıyla hiç teması yok. Aslında anlıyoruz ki büyük mekanlar iyi sağlık hizmet demek değil” dedi. Etlik şehir hastanesinin eksiklikler içinde açılmasını eleştiren Dr. Muharrem Baytemür “randevularda da sorunlar yaşanıyor. Bu kaotik tablonun bir an önce sonlanması gerekiyor. Becerebilecekler mi emin değilim. Türkiye’de sağlık hizmetleri yönetilemiyor.” sözlerini kaydetti.
Dr. Muharrem Baytemür yemek, temizlik ve diğer bölümlerde çalışan taşeron işçilerin de büyük bölümünün İş-Kur’dan görevlendirildiğini ve işçi haklarından yararlanamayacaklarını belirtti. Dr. Baytemür, sağlık hizmetinin bir bütün olduğunu; çalışan, hizmet veren bütün emekçilerin güvenceli ve kadrolu olmaları gerektiğini vurguladı.