Bilindiği üzere sağlık çalışanları arasında problemleri diğer kurumlardan farklılık gösteren bir kurum mevcut.
Bilindiği üzere sağlık çalışanları arasında problemleri diğer kurumlardan farklılık gösteren bir kurum mevcut. Bu kurum Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin KOCA ’nın, sağlık çalışanlarının fedakarlıklarını örneklendirirken sık sık örnek gösterdiği hastane öncesi Acil Sağlık Hizmetleri Çalışanları…
Diğer kurumlardan ayrı olarak değerlendirme sebebimiz benzer problemleri yaşamakla birlikte işleri gereğince kendilerine has problemleri de fazlasıyla omuzlarında hissetmeleri.
Komuta kontrol merkezinde görevli hekimler görmediği sadece karşısında ki insanın iletişim becerisi noktasında hasta değerlendirmesi zorunda kalıyor. Fakat bu handikap oluşabilecek adli bir süreçte yok sayılıyor. Kendini koruma noktasında ise Triyaj uygulamama ihtimali gerek ekip sayısı, gerek gelen talebin fazlalığı göze alındığında imkansız boyutta.
Komuta merkezinde çalışan personellerin en büyük problemi ise gereksiz çağrılar ve diğer bir sorunu sahada çalışan arkadaşlarıyla farklı değil. Sahada görevli ekip sayısının yetersizliği var olan ekiplerin iş yükünün sağlık sisteminin genelinde olduğu gibi insani çalışma şartlarından çok uzak olması. Yemek ihtiyacını bile lüks haline getiren, bakanlığın serbest bıraktığı yıllık izin hakkını mazeret dâhilinde dahi kullanmakta sorun yaşayan bu sistemin çalışanlar üzerinde mental ve fiziksel ciddi problemler baş gösterdi ve bu ne yazık ki bu bir başlangıç.
Sağlık sisteminin diğer paydaşları gibi geçinebilmek için yapılan işe nazaran yüksek olan çalışma saatinin üstüne koyarak mesai yapmak zorunda. Sonuç olarak; tüm sağlık çalışanları gibi bu kadar emek ve fedakârlığın sonunda özlük hakkına katkısı olmayan tüm kalemlerin toplamı TÜİK verilerine göre yoksulluk sınırının altında kalıyor.
24 saat hizmet sağladıkları araçların ise 2022 Yılı içerisinde kaskoları ne yazık ki bakanlıkça halen yapılamadı. Herhangi bir kazaya karışmaları durumunda; acil hasta da taşısa, acil bir vakaya gitmek için sirenleri açık seyir halinde bile ola kendilerine tanınmış bir pozitif ayrımcılık söz konusu değil. Üstüne üstlük kazaya karışan personele kazayı rucu edeceğini daha önce ki ilettiği yazılarda belirttiğini de hesaba katarsak bir insanın hayatını kurtarmak için çıktıkları yolda kendi hayatlarını riske atmalarının dışında bir de sağlık sisteminde mevcut ücret politikasında bir ömür ödeyemeyeceği bir yükü de ambulans sürücüleri omuzlarında hissediyor.
Aynı zamanda İzmir özelinde çalıştıkları araçlar dışında sistem içerisinde istasyon olarak geçen bekleme noktaları ihtiyaçlarını gidermekten genel olarak çok uzakta. Yaşamın kıyısındaki hayatları kurtarmak uğruna çaba sarf eden 112 ambulans çalışanları kişisel temizliğini sağlayabileceği, vaka aralarında oluşabilecek fırsatlarda dinleneceği alanın genel olarak hasretini çekiyor. Yeterli durumda olan nadir yerlerde ise birden fazla ekip konumlandırılıyor. Bu çalışan kadar, vatandaş içinde olumsuz bir durum. Sistemin asıl çalışma mantığında dağınık bir şekilde hızlı ulaşım esas olması gerekirken bu kuruma kamuda yer tahsisi konusunda tabiri caizse üvey evlat muamelesi yapılmaktadır. Bu durum çalışan kadar ihtiyaç sahibi vatandaşı da mağdur ediyor. Bu problemi, arayan vatandaş bir hasta özelinde görmesine karşın çalışanlar ortalama her gün 20 insan özelinde görüyor ve bu ümitsizliğe sürüklenmesine, mesleki motivasyonunu yitirmesine sebep oluyor.
112 acil sağlık hizmetlerinde çalışmak için atama bekleyen bu kadar fazla sağlık çalışanı varken, Acil Sağlık Hizmetinin öneminin toplum sağlığı açısından su götürmez bir gerçekken bu konuları dile getirmemiz yetkililerin eksiğidir. Tüm sağlık mesleği mensupları gibi 112 çalışanları da artık sahip çıkılmayı bekliyor.
İnsana yaraşır ücret, insana yaraşır çalışma şartları, acil sağlık hizmetlerine yaraşır imtiyazlar sağlanması bu kadar zor olmamalı.
Barış KOÇAK
Türk Sağlık Sen İzmir-1 Nolu Şb. Bşk.