AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Tokat'ta askerin valinin elini sıkmaması ile ilgili, "Hiçbir zaman devlet adabına, komuta zincirine uymayan şeyler.
Orada valiye karşı yapılan bu saygısızlık Türk subayına yakışmaz. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından gereken soruşturma yapılmış, bu kişiler açığa alınmış ve yüksek disiplin kuruluna sevk edilmiştir." dedi. Çelik, ayrıca müzisyen Onur Şener'in canavarca hislerle öldürülmesi ile ilgili davanın takipçisi olunacağını belirterek, aileye başsağlığı dileğinde bulundu.
AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin açıklama yaptı. Ukrayna krizinde yeni bir aşamaya geçildiğini belirten Çelik, "Maalesef bu yeni aşama, pozitif bir aşama değil; çok olumsuz bir aşama. Rusya'nın Ukrayna'nın belli bölgelerini ilhak etmesiyle birlikte barış umutları, ateşkes umutları daha da uzak bir zamana ötelenmiş oldu. Tabi Türkiye, Kırım'ın ilhakından bu yana, işgalinden bu yana ortaya koyduğu ilkeli tavrı sürdürmeye devam ediyor. Dolayısıyla bu ilhak yaklaşımını da reddettiğimizi ifade ediyoruz. Yine Cumhurbaşkanımız barışın sağlanması için büyük bir performans ortaya koymaya devam ediyor. Tabii ki aslında bu ilhak kararına kadar çok olumlu aşamalar geçilmişti. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi dünyanın bir açlık kriziyle karşı karşıya kalması karşısında Tahıl Koridoru'nun hayata geçmesiydi. Bu dünyayı bir açlık kriziyle karşı karşıya kalmaktan kurtaran çok büyük bir diplomatik hamleydi. Ama maalesef bu ilhak kararıyla birlikte bütün bu aşamaların kazanımları masada durmakla birlikte, barışla ilgili, ateşkesle ilgili durum biraz daha ötelenmiş duruyor" ifadelerini kullandı
'MACRON'UN RAHATSIZLIK DUYMASI DİPLOMATİK KAPASİTESİZLİKTİR'
Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Türkiye'nin dünyada Rusya ile görüşmeye devam eden tek güç olmasını kim ister" sözlerine değinerek şunları söyledi:
"Barış konusunun bile bir rekabet konusuna getirmesi, diplomatik kapasite üretmeyi, diplomatik sonuç üretmeyi bile bir çıkar meselesi haline dönüştürmeye çalışması maalesef tüm bu süreç içinde yapılmış en talihsiz açıklamalardan bir tanesidir. Türkiye'nin konuşabilir olması, görüldüğü gibi Tahıl Koridoru'ndan esir mübadelesinin gerçekleşmesine kadar bütün bu tablo içerisinde olumlu sayılabilecek sonuçların hepsinde merkezi rol oynamıştır. Sayın Macron'un bundan bile rahatsızlık duyup bunu bile bir rekabet konusu, bunu bile bir çıkar kavgası haline dönüştürmeye çalışması, işte bu diplomatik zaafın, ortaya çıkan bu diplomatik kapasitesizliğin sembolü olarak ortaya çıkmıştır. Halbuki Avrupa Birliği'nin (AB) diplomasi konusunda, çeşitli kriz zamanlarında ortaya koyduğu yeteneklerini, kapasitesini; Türkiye'nin, Cumhurbaşkanımızın yönettiği bu sürece tam bir destek halinde ortaya koyması son derece faydalı olacaktır."
'SİLAH DESTEĞİNİN İYİ SONUÇLAR DOĞURMAYACAĞI AÇIK'
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Ege ve Doğu Akdeniz'de tansiyonu yükseltmeye çalıştığına değinen Çelik, "Maalesef bazı müttefiklerimiz de ABD, Yunanistan'daki üslere silah yığarken ya da Güney Kıbrıs'taki silah ambargosunu 1 yıllığına kaldırırken genelde şöyle bir argümanı el altından ifade ediyorlar. Rusya'nın ortaya çıkardığı bu savaş tablosu karşısında bölge ülkelerini, NATO ülkelerini tahkim etmekle ilgili bir yaklaşım gibi ortaya koyuyorlar. Bu çok anlamlı bir durum ortaya çıkarmıyor. Çünkü Yunanistan elde ettiği bu desteği Türkiye'yi tehdit etmek için Türkiye'yi taciz etmek için, Türkiye'nin hak ve menfaatlerine dönük olarak tecavüzkar bir tutum ortaya koymak için üretiyor. Her ne olursa olsun Ege'de, Akdeniz'de bu şekilde Yunanistan'a ve GKRY'ye dönük olarak hesapsız silah desteğinin ne NATO için ne bölge barışı için hiç de iyi sonuçlar doğurmayacağı açıktır" diye konuştu.
'BÜTÜN DAVA SÜRECİNİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ'
Çelik, Ankara'da müzisyen Onur Şener'in öldürülmesine ilişkin şöyle konuştu:
"Bu cinayetten, bu kardeşimizin hayatını kaybetmesinden büyük bir üzüntü duyduğumuzu ifade etmek isterim. Sayın Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın, bütün MYK üyelerimizin, bundan dolayı büyük bir acı duyduğumuzu ifade etmek isterim. Buradan Genel Başkanımız, MYK'mız adına başsağlığı diliyorum. Arkadaşlarımız aileyi ziyaret edecek ve ailenin yanında olacak zaten. Bu cinayetin canavarca hislerle gerçekleşmiş olduğu çok açık. Biz bütün bu dava sürecini çok yakından takip edeceğiz. Canavarca hislerle bu cinayeti gerçekleştirenlerin gereken cezayı alması için sürecin takipçisi olacağız. Kuşkusuz yargı bağımsız bir şekilde konuyu inceleyecektir. Gereken hukuki süreçler takip edilecektir. Cinayet işlenir işlenmez hemen kişilerin hangi bakanlıkta çalıştığının, kamu görevlisi olup olmamasının bir polemik konusu olması, ne zaman işe girdiğinin bir polemik konusu olması da doğrusu bu acı karşısındaki duyarsızlığın örneği olarak gündeme geldi. İster özel sektörde çalışsın ister kamuda çalışsın ister şu kurumda ister bu kurumda çalışsın; dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'nin her yerinde de hiç istemesek de bazı insanların maalesef bu tip canavarca işlere imza attıklarını görebiliyoruz. Lanetliyoruz. Hepsinin Allah belasını versin. Hukuk zaten gereğini yapacaktır."
'EN ÇOK ORDUYA ZARAR VEREN BİR TEŞEBBÜS'
Tokat'ta askerin valinin elini sıkmaması ile ilgili soruyu yanıtlayan Sözcü Çelik, "Gerek Tokat Valisi'nin elinin sıkılmaması, daha önce de Kayseri'de gerçekleşen olay, bunlar asla kabul edilemez. Hiçbir zaman devlet adabına, komuta zincirine uymayan şeyler. Orada valiye karşı yapılan bu saygısızlık Türk subayına yakışmaz. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından gereken soruşturma yapılmış, bu kişiler açığa alınmış ve yüksek disiplin kuruluna sevk edilmiştir. Bu en çok orduya zarar veren bir teşebbüstür. Olay duyulmadan evvel de bu süreç devam ediyordu; ama biliyorsunuz soruşturma için belli bir süreç var. O yüzden soruşturma devam ediyor. 28 Şubat dönemindeki çirkin anıları hatırlatan bir yaklaşımdır. MSB, olayın olmasının hemen ardından harekete geçerek bu adımları yapmıştır. Soruşturma sonlandıktan sonra da gerekenin yapılacağını biliyoruz. Eskiden kalmış yönetmeliklerin ortada dolaşması bile son derece yanlış bir şey. MSB'de böyle bir şeyin asla söz konusu olmaması lazım. Silahlı Kuvvetlerimiz şu anda Anayasa'ya bağlı bir şekilde, Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle üzerine düşen vazifeyi, hem yurt içinde hem Suriye'de Libya'da hem de Mavi Vatan'ın korunmasıyla hakkıyla idare ediyor. Milletin değerlerine bağlılık, Anayasa'ya bağlılık, devlet erbabına bağlılık burada esastır" açıklamasında bulundu.