AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, başörtü düzenlemesine ilişkin Anayasa değişikliğini de kapsayan 3 maddelik teklifle ilgili, "Kimsenin karşı çıkacağı ortada bir argüman yok.
Dolayısıyla ben önünde sonunda Meclis’teki bütün partiler muhakeme yaparak bu teklifin Meclis’ten geçmesi yönünde oy kullanacakları, referanduma gerek kalmaksızın anayasa değişikliği teklifinin yasalaşacağı kanısındayım" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Rize'nin Çayeli ilçesinde kadın girişimi üretim ve işletme kooperatifi açılış törenine katıldı. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Yazıcı, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili, "Çok manidar, CHP’nin davranışı. İş olsun diye Meclis’in yaptığı bir tasarruf değil. Zaten milletin Meclis’i gereksiz bir işlem yapmaz. Bu yasaların öngördüğü bir prosedürün uygulanması. Semra Güzel isimli kişi milletvekilliği döneminde Meclis’e bir ay içerisinde peş peşe 5 oturuma katılmamış olması dolayısıyla Anayasanın 84, TBMM iç tüzüğünün 138’inci maddesi gereği işlemler tamamlanmış. Son işlem Meclis’te oylamadır. Bu oylama dün yapılmıştır. Meclis’te genel kurulda bulunan CHP’ye mensup bir kısım milletvekili, ret yönünde oy kullanmış. Çok manidar. Meclis’in burada yasalara tamamen uygun, Türkiye’nin güvenliği ile birlik ve bütünlüğü ile alakalı bir alanda o şekilde oy kullanması izah edilebilir bir davranış biçimi değildir” diye konuştu.
‘MECLİS’TEKİ TAKVİME BAĞLI BİR KONUDUR’
Başörtüsünün referanduma götürülüp götürülemeyeceğinin anayasada düzenlenmiş bir konu olduğunu belirten Yazıcı, şöyle konuştu:
“Meclis 3 maddeden oluşan anayasada değişiklik teklifini tüzüğün ön gördüğü biçimde, anayasanın ön gördüğü şekilde müzakere ettikten sonra yapılan oylamada bu teklif 360- 400 arasında bir oyla kabul edilirse yürürlüğe girmesi referandum şartına bağlıdır. Zorunlu referandum. Oylama sonucunda ‘kabul’ bu skalada kalırsa zorunlu olarak referanduma getireceğiz. Kabul oyu 400’ün üzerinde olursa o zaman da Cumhurbaşkanı gene taktirindedir, dilerse referanduma getirebilir. Gerek görmezse Cumhurbaşkanının onayıyla anayasa değişikliği gerçekleşir. Ben bu aşamada bunun sonlanacağı kanısındayım. 400’ün üzerinde bir destek alacağı, dolayısıyla da 400’ün üzerinde destek alması halinde de Meclis’teki işlemlerle anayasa değişikliğinin gerçekleşeceği kanısında ve beklentisindeyiz. Muhalefet partileri Meclis’e sunduğumuz bu 3 maddelik teklifle alakalı ‘ama, fakat, lakin’ demelerini haklı gösterecek hiçbir sebep yok. Anayasanın 41’inci maddesinde aile yapısıyla ilgili ‘aile erkek ve kadının evliliğinden oluşur’ diye bir düzenleme getiriyoruz. Buna karşı çıkacak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabilir mi? Kimsenin karşı çıkacağı ortada bir argüman yok. Dolayısıyla ben önünde sonunda Meclis’teki bütün partiler muhakeme yaparak bu teklifin Meclis’ten geçmesi yönünde oy kullanacakları, referanduma gerek kalmaksızın anayasa değişikliği teklifinin yasalaşacağı kanısındayım. Bir referandum gerektirecek şekilde Meclis’ten geçerse, yine ne zaman diliminde referanduma gideceği de bellidir. Referandum kanununda 60 günlük bir süre ön görüyor. Ona göre de o planlama yapılır. Nereye denk düşerse. Aynı gün seçime mi denk düşer, başka bir güne mi denk düşer, bu Meclis’teki takvime bağlı bir konudur. Ben buna gerek kalmayacağı kanısındayım.”
ASGARİ ÜCRET DEĞERLENDİRMESİ
Asgari ücretle ilgili konuşan Yazıcı, "Asgari ücret bir hesap işidir. Akşam yatarsın, sabah kalkarsın ‘asgari ücreti şöyle yapayım, böyle yapayım’ diye kaç zamandır bunun üzerinde ilgili kuruluşlar, bu asgari ücret belirlemesine katkı verecek işveren temsilcileri, işçi temsilcileri, sendikalar ve ilgili bakanlık nezdinde uzun bir kapsamlı çalışma yürütüldü. Nihayet dün sonlandı. Sonlanınca da varılan neticeyi Cumhurbaşkanımız kamuoyu ile paylaştı. Bu önemlidir. Aynı zamanda enflasyonla alakalı dezavantajlı kesimin satın alma gücüne çok önemli katkıdır. Asgari ücretin 8 bin 500 dolayında olması işveren kesimini de bir yandan etkileyecek. Asgari ücretin üzerinde bir ücret alanların ücretlerinde onlar kendileri bir değerlendirme yapacaklar. Dolayısıyla toplum olarak bunu her birimiz asgari ücretin getirisini, yükünü, avantajını, dezavantajını da hep birlikte paylaşmış oluyoruz. Buda hukuk devleti, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir devletin yapacağı bir uygulamadır” dedi.