Milli Saraylar Başkanlığı tarafından ihya edilecek Edirne Sarayı için değerlendirmelerde bulunan akademisyenler, aynı alanda yerleşke içerisinde bulunan Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin yapıldığı er meydanının başka bir yere taşınması gerektiğini belirtti.
Temeli Sultan 2. Murad döneminde atılan ve uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğu padişahlarına ev sahipliği yapan kayıp Edirne Sarayı’nın (Saray-ı Cedide-i Amire) Milli Saraylar Başkanlığı tarafından ihya edilecek olmasıyla, yerleşke içerisinde yer alan Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin yapıldığı er meydanı hakkında konuşan akademisyenler, güreşler için başka bir alan yapılması gerektiğini savundu.
Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülay Apa Kurtişoğlu, bölgede sarayın kazısı yapıldığı zaman kesinlikle sarayın temel izlerine ulaşılacağını ifade etti. Doç. Dr. Kurtişoğlu, "Sarayiçi Er Meydanı’nın, Edirne Sarayı’nın ihyasından dolayı başka bir alana taşınması gerekiyor. Sarayiçi Er Meydanı’nın bulunduğu Hasbahçe olarak nitelendirilen alan, içerisinde pek çok arkeolojik veri barındırıyor. Bunlardan Av Köşkü ayakta. Diğerlerinin de kazısı yapıldığı zaman kesinlikle temel izlerine ulaşılacaktır. Hasbahçe doğal bir orman alanı değil. Saraya bağlı inşa edilerek oluşturulmuş bir orman sahası. Padişahların hem av için hem dinlenme için yoğun olarak kullandıkları, içerisinde endemik bitkiler olan bir alandır. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin, Türk kültürünün çok önemli bir parçasıdır.
Kırkpınar’ın hak ettiği değerdeki stadyumun saray içinde olmaması gerekiyor. O alan sit alanı olduğu için oraya yeniden bir inşa da söz konusu olamayacağından Kırkpınar güreşlerine yakışır vaziyette başka bir alana taşınması, yılın 365 günü kullanılabilecek, içerisinde geniş spor tesislerinin bulunduğu, hatta uluslararası bir spor okulunu da barındıran daha modern, daha güzel, Kırkpınar güreşlerine yakışır tarzda bir stadyumun başka bir alana inşa edilmesi gerekir. Kırkpınar Er Meydanı’nın hemen yakınında İftar Köşkü ve Bostancı Ocağı Kasrı bulunuyor, kazı yapıldığında bu ikisinin temellerine ulaşılacak. Alanın sarayı bütünleyen bir unsur olduğunu unutmamakta fayda var" dedi.
"Hasbahçe’deki köşk ve kasırların yerlerinin belgelerden büyük ölçüde biliniyor"
Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Güner, "Kırkpınar Er Meydanı’nın başka bir noktaya taşınmasını kazı ekibi olarak uzun süredir dile getiriyoruz. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin Edirne Yeni Sarayı gibi önemli bir kültürel unsurdur. Şunu unutmamak gerekir. Kırkpınar, UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne alındı. Aslında Kırkpınar bir kavramsal oluş halidir. Yani fiziksel alan üzerinden onu tanımlamanın mümkün değil aslında. Yani pehlivanlık kavramının korunması böyle sarılıp sarmalanması esastır. Dolayısıyla bugün Hasbahçe’de yapılıyor olması aslında Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kırkpınar alanının tarihte sözü edilen Kırkpınar alanından sınır dışında kalmasıyla ilintili bir hadisedir. Hasbahçe’deki köşk ve kasırların yerlerinin belgelerden büyük ölçüde biliniyor. Hasbahçe ile ilgili şu gerçeği unutmamak gerekir. Hasbahçe, tırnak içinde doğal ama o doğallığın inşa edildiğini, yapılı çevre olduğunu, saraya ait, padişaha ait bir bahçe olarak tasarlandığını unutmamak gerekir. Dolayısıyla onun altından hiçbir arkeolojik varlık çıkmasa dahi kavramsal olarak o adanın saraya dahil edilmiş bir yapılı çevre olduğunu, bu anlamda sarayı bütünleyen bir unsur olduğunu unutmamak lazım" şeklinde konuştu.
"Tunca Nehri, Edirne Saray kazılarını ikiye bölüyor"
Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Veysi Akın da Tunca Nehri’nin Sarayiçi’ndeki kazı alanını ikiye böldüğünü ifade ederek, "Buradaki stadyumun kaldırılması meselesi sadece bugünün gündemi değil. Nehrin akış yönünün sağ tarafında kazı çalışmaları yapılırken, ada içerisinde Tavuk Ormanı’nın ve Hasbahçe’nin bulunduğu alanda, Kırkpınar Er Meydanı olarak bilinen stadyum nedeniyle herhangi bir çalışma yapılamadı. Buradaki stadyumun kaldırılması meselesi sadece bugünün gündemi değil. Geçmişte de sosyal medyada tartışıldı. Bunların üzerine akademisyenler de muhtelif görüşlerini sundular" ifadelerini kullandı.