DİYANET İşleri Başkanı Ali Erbaş, ”Kudüs gibi tarih boyunca insanlığı kucaklayan bir şehirden Müslümanları çıkarmaya çalışmak, aslında tüm insanlığın hukukunu tanımamaktır. Barışı, huzuru ve insanlığı katletmektir. Bunun için, Kudüs’ün esaretini meşrulaştıracak her söylem, vicdana, varoluşa, tarih ve kültüre karşı işlenmiş bir insanlık suçudur” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ’Uluslararası Kudüs ve Mescid-i Aksa Sempozyumu’nun açılışında konuştu. Erbaş, Kudüs’ün Müslümanların hakimiyetinde asırlarca özgürlüğün ve adaletin en güzel örneği olduğunu belirterek, ”Şehir Müslümanlar tarafından imar edilmiştir. Kudüs, her ne zaman Müslümanların elinden çıksa harabeye dönmüş, yıkılmış, yakılmıştır. Müslümanların idaresinde 500 yıla yakın güvenli bir şehir olan Kudüs, 1099’da Haçlıların eline geçince Selahattin Eyyubi’nin destansı zaferiyle tekrar fethedilmiş ve mukaddes şehirde, insanlar yeniden huzur ve güven içerisinde birlikte yaşamışlardır” dedi.
’BUGÜN İŞGAL VE ZULÜMLE ANILIR OLMUŞTUR’
Erbaş, Müslümanların idaresi altında altın çağ yaşayan barış ve huzur şehri Kudüs’ün 1’inci Dünya Savaşı’ndan sonra İslam coğrafyasının işgaliyle bu özelliğini kaybettiğini ifade ederek, ”Bugün Kudüs maalesef yine işgal ve zulümle anılır olmuştur. Kudüs’ün kutsiyetine ihanet edilmiştir. Yine acının, sıkıntının, gözyaşının merkezi haline gelmiştir. Sömürgeleştirilen Filistin topraklarında, Kudüs’ün kadim değerlerle bağları kopartılmaya çalışılmaktadır. Tarihi mekanları tarumar edilmektedir. Yerli halkın tüm imkanlarına el konulmaktadır. Çeşitli baskı ve uygulamalarla Müslümanlar şehri terk etmeye zorlanmaktadır. Her türlü hak ve özgürlükten mahrum bırakılmaktadır. Filistinli Müslümanların evleri yıkılıp, iş yerleri kapatılmakta, tarım arazileri işgalciler tarafından yakılmaktadır. Bugün Mescid-i Aksa, sistematik saldırılar karşısında yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Filistin’i ve Kudüs’ü işgal etmek, aslında sadece bu bölgede değil, bütün yeryüzünde kaos çıkarmaktır. Kargaşayı körüklemek, savaştan beslenmektir. Kudüs gibi tarih boyunca insanlığı kucaklayan bir şehirden Müslümanları çıkarmaya çalışmak, aslında tüm insanlığın hukukunu tanımamaktır. Barışı, huzuru ve insanlığı katletmektir. Bunun için, Kudüs’ün esaretini meşrulaştıracak her söylem, vicdana, varoluşa, tarih ve kültüre karşı işlenmiş bir insanlık suçudur” diye konuştu.
’KUDÜS BİLİNCİNİ GÜÇLÜ HALE GETİRMELİYİZ’
Erbaş, Kudüs’ün İslam’ın yurdu, İslam medeniyetinin tarihsel bilgi ve değerler hafızası olduğunu belirterek, ”Kudüs, sıradan bir toprak parçası değildir. Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize Peygamberimizin emanetidir. Emanete sahip çıkmak imanın gereğidir. Kudüs, Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan, hukuk ve ahlak sınavıdır. Kudüs, bizi vahdete ve her alanda birlikte çalışmaya davet ediyor. Dolayısıyla tüm İslam dünyasında bütün mümin yürekleri birleştirecek çalışmalara hız vermeliyiz. Kudüs bilincini en güçlü hale getirmeliyiz. Bilmeliyiz ki Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli değildir. İslam coğrafyası olarak güçlerimizi birleştirdiğimizde, bu gücün farkına vardığımızda ve kendimize güvendiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Bugün birileri mazlum ve Müslüman coğrafyaları sömürdüğü için zengin olmuştur. Bu coğrafyaların insanları arasına fitne ve tefrika tohumları ekip vekalet savaşları çıkardıkları için ikballerini tahkim etmektedirler. Öyle ise yapılacak en önemli şey bu coğrafyalara beraberce sahip çıkmaktır. Güçlü ve müreffeh bir İslam dünyası sadece Müslümanların değil, aynı zamanda bütün insanlığın huzur ve güvenini de temin edecek; hak, hukuk, adalet, emniyet arayan insanlığın vicdanı ve umudu olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Erbaş, ”Bizler dün olduğu gibi bugün de hakkın, haklının ve mazlumun yanında olmaya, zalimin ise karşısında durmaya devam edeceğiz. Mazlumlara umut olmaya devam edeceğiz. Bizler her daim Filistin halkının yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. İnanıyorum ki bu sempozyum Kudüs ve Mescid-i Aksa konusundaki farkındalığa önemli katkılar sunacaktır” ifadelerini kullandı.