Ankara Arıcılar Birliği Başkanı Selçuk Solmaz tarafından merkez itfaiye yerleşkesinde timde görev alacak itfaiyecilere hem teorik hem de pratik eğitimler verildi. Eğitime Sağlık İşleri Daire Başkanı Seyfettin Aslan ve İtfaiye Daire Başkanlığı Koordinatörü Levent Çeri de katılırken, tüm istasyonlarda kurulan Arı Timi ile oğul veren arıların daha güvenli ortamlara alınması ve arı sokmalarının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Hedef: Hem arılara hem vatandaşlara zarar verilmemesi
Vatandaşlardan gelen ihbarlar doğrultusunda müdahalede bulunacak time, Ankara İtfaiyesi Merkez Yerleşkesinde eğitim veren Ankara Arıcılar Birliği Başkanı Selçuk Solmaz, arı neslinin korunması ve doğanın dengesinin sağlanması için bu eğitimlerin önemine değinerek, “40 yıldır Ankara’da her sene yaz sezonunda en azından 30 ile 40 tane bahçede, ağaçta, çatıda oğul arı ihbarı alırız ama burada köklü bir çözüme ulaşamamıştık. Oğul arılarla ilgili birlik olarak biz ayrı belediye de ayrı ve kendi imkanlarıyla çözmeye çalışıyordu, bugüne kadar da profesyonel hiçbir çalışma yapılmamıştı. Şimdi artık Ankara halkı bahçesinde, çatısında, ağaçlardaki arıları nasıl alacağını hiç düşünmeden Sağlık İşleri Daire Başkanlığı ve İtfaiye Daire Başkanlığının yardımlarıyla rahat bir şekilde çözecek. Böylece Ankaralı huzurlu bir sezon geçirecek. Tüm personeli de bu güzel yolculuğa çıktığı için tebrik ediyorum” dedi.
Ekosistemin devamlılığını sağlayan arılar koruma altına alınacak
Arı Timi, görsel materyallerin de kullanıldığı eğitimde kovanlara peteklerin nasıl yerleştirileceği ve arılara müdahale edilirken kıyafetlerin nasıl seçilmesi gerektiği konularında ayrıntılı bilgi alırken, ekosistemin devamlılığını sağlayan bal arısı kolonileri kadar vatandaşların güvenliğini de gözetecek. Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Seyfettin Aslan da arıları korumayı amaçladıklarının altını çizerek, şöyle konuştu:
“Personelimize yönelik düzenlediğimiz eğitimlerimizi çok önemsiyoruz. Bu mevsimde özellikle arılar oğul vermeye başlıyor. Bahçesinde veya herhangi bir yerde oğulu gören hemşehrilerimiz telaşa kapılıyor. Bundan sonra hem eğitilmiş personelimizle onları bu sıkıntıdan kurtaracağız hem de arıların yaşamlarına son vermeden hayata kazandıracağız. Albert Einstein bir sözünde diyor ki; arılar yoksa 4 yıl sonra da insanlık yok. Bu yüzden arılar bizim için çok önemli.”