El, ayak ve ağız hastalığının mevsimsel olarak epidemilerle yayıldığını ve sıklıkla çocukları etkilediğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr.
Nazlı Ahmadova, “Hastalık hava, damlacık, tükürük, temas ve dışkı ile bulaşır. Her yıl özellikle ilkbahar ile sonbahar başı arasında görülmektedir. Özellikle 5 yaş altı çocuklarda görülen oldukça bulaşıcı bir viral hastalıktır. Hastalığın en belirgin belirtileri ateş, boğaz ağrısı, iştahsızlık, halsizlik bulguları ile birlikte ağız içerisinde ve ağız çevresinde, avuç içi ve ayak tabanında görülen döküntüler ile karakterize bir klinik tablodur” dedi.
Kış aylarıyla birlikte son zamanlarda çocuklarda sık görülen enfeksiyonların bir tanesi de el, ayak ve ağız hastalığı oldu. Medicana Sağlık Grubu'ndan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Ahmadova, viral enfeksiyonun bir çeşidi olan el, ayak ve ağız hastalığının detaylarını anlattı.
“EN BELİRGİN BELİRTİLERİ ATEŞ, BOĞAZ AĞRISI, İŞTAHSIZLIK VE HALSİZLİK”
El, ayak ve ağız hastalığının çoğunlukla kendi kendini sınırlayan, ağır hastalık tablosuna neden olmayan bir viral hastalık olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Ahmadova, hastalığın belirtilerini şu şekilde anlattı:
“Hastalığın en belirgin belirtileri ateş, boğaz ağrısı, iştahsızlık, halsizlik bulguları ile birlikte ağız içerisinde ve ağız çevresinde, avuç içi ve ayak tabanında görülen döküntüler ile karakterize bir klinik tablodur. Döküntüler kırmızı, yuvarlak lezyonlar şeklinde olabildiği gibi bazen içi sıvı dolu olarak görülebilmektedir. Burun ve farenks örnekleri döküntü içerisindeki sıvı ve dışkı örneklerinden hastalığın laboratuvar tanısını koymak mümkündür.”
“EL YIKAMA İLE BULAŞICILIĞI BÜYÜK ORANDA ÖNLENEBİLMEKTEDİR”
Döküntüler başladıktan sonra 1 hafta süresince bulaştırıcılık oranının çok yüksek olduğunu belirten Uzm. Dr. Ahmadova, “Hastalar 7 ile 10 gün içerisinde gelişen tüm bulguların kaybolması ile tamamen iyileşir. Hasta semptom geçirdikten sonra bile farklı türlerle tekrar enfekte olabilmektedir. Henüz el, ayak ve ağız hastalığına karşı koruyuculuğu sağlayabilecek bir aşı geliştirilemedi. Ancak hastanın enfekte eşyalarıyla temasın önlenmesi, temas ettiği eşyaların hijyeni ve düzenli el yıkama ile bulaşıcılığı büyük oranda önlenebilmektedir” diye konuştu.
“DÜZENLİ BESLENMEK VE DİNLENMEK TEDAVİNİN BİR PARÇASI”
Hastalığın çoğunlukla hafif semptomlar ile seyretmesi ve kendi kendine düzeldiğini söyleyen Uzm. Dr. Ahmadova, “Düzenli beslenmek ve dinlenmek tedavinin bir parçasıdır. Viral enfeskiyon olduğu için hastalığın genel tedavisi semptomlara yöneliktir” dedi.
Dr. Nazlı Ahmadova ebeveynlere evde tedavi yöntemlerini anlatarak şu bilgileri verdi:
“Hastalarda, mevcut semptomları hafifletmek için ağrı kesici ve ateş düşürücülerin kullanımı, boğaz ağrısını azaltmak için gargara ve spreylerin kullanımı önerilmektedir. Oldukları ortamları iyi havalandırılmalı ve kalabalık ortamlarda bulunmaları hem bulaşıcılığı artırdığından hem de semptomların ağırlaşıp ikincil enfeksiyonlarla enfekte olabileceğinden önerilmektedir. İçi sıvı dolu döküntülerin patlatılmaması ve döküntülerin üzerine merhem sürülmesi önerilmemektedir. Herhangi ilaç kullanımında ister döküntü üzerine ister ağızdan alınan ilaçları doktor tavsiyesi olmadan kullanılması önerilmemektedir.”