ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, "Şu anda Sayın İmamoğlu hakkında, ne bir kesinleşmiş siyasi yasak vardır, ne de bir hapis cezası vardır.
Sanki siyasi yasak kesinleşmiş, hapis cezası kesinleşmiş gibi bir algı oluşturmak da doğru değildir. Hukuk devletinde bir karardan şikayetiniz varsa itiraz yolları vardır. Bırakalım hukuk yasaya uygun işlesin. Adalet Bakanlığı olarak, bizim görülen davalara herhangi bir şekilde müdahil olmamız söz konusu olamaz" dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Ankara'daki bir otelde 'Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi 2022 Yılı Toplantısı' düzenlendi. Toplantıya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katıldı.
Burada konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, şiddetin hiçbir türlüsünün mazereti olamayacağını belirterek, "Kadını, erkeği, genci, yaşlısı, çocuğu, büyüğü ile insanı değersizleştirmenin, aşağılamanın ve onlara şiddeti reva görmenin hiçbir akli, vicdani, dini yönü, dayanağı ve mazereti olamaz. Şiddetin beslendiği hiçbir referans; insani, ahlaki ve İslami olamaz. Bunu her yerde ve herkese anlatmak durumundayız. Bu gerçeği tüm akıllara benimsetmek, tüm yüreklere nakşetmek zorundayız" dedi.
BAKAN BOZDAĞ: HİÇBİR MAKAM HAKİMLERE TALİMAT VEREMEZ
Bakan Bozdağ ise, kadına yönelik şiddetle mücadelenin, seferberlik anlayışıyla yürütülmesi halinde sonuç alınabileceğini belirterek, AK Parti hükümetlerinin birinci ve değişmez gündemlerinden birisinin kadına karşı şiddetle mücadele olduğunu ve şiddeti yok etmek, kadınların da her yerde ve her şartta güven içinde yaşamasını temin etmek için hem yasama hem yürütmede ciddi adımlar attıklarını söyledi.
Ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki mahkeme kararına değinen Bozdağ, "Dün bildiğiniz gibi İstanbul'da İmamoğlu hakkında bir karar çıktı. Hakimler görevlerinde bağımsızdır. Kararlarını Anayasa'ya, kanuna ve hukuka bağlı vicdani bir kanaatle oluştururlar. Dosyayı, delili değerlendirir ve ona göre karar verirler. Hiçbir makam, merci, kişi ya da kurum yargı yetkisinin kurulması ile ilgili hakimlere emir ve talimat veremez. Tavsiye ve telkinde bulunamaz. Genelge gönderemez. Yargı yetkisi bağımsız ve tarafsız hakimler tarafından kullanılmaktadır. Her yargılama sonucunda, bu yargıya siyaseti bulaştırmak ve siyasi taraftarlık üzerinden verilen hükümleri değerlendirmek, hukuk devletimize de hukukumuza da yargımıza da büyük bir zarar vermektedir. Her olayda bakıyorsunuz muhataplara göre değerlendirmeler yapılıyor. Şunu ifade etmekte fayda görüyorum; yargılama yapılırken, muhatapların satüsüne ya da konumuna göre bir yargılama yapılmaz. Hukuk önünde herkes eşittir" dedi.
'İMAMOĞLU HAKKINDA KESİNLEŞMİŞ CEZA YOK'
Herkese aynı usulün uygulandığını ve bir farklılaşmayı talep etmenin de hukuk devleti ile bağdaşmadığı söyleyen Bozdağ, yargılamanın muhatapların statüsüne ya da konumuna göre yapılmadığını belirterek, "Şu an verilen karar ilk derece mahkemesi kararıdır. Ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı yoktur ve bu karara karşı istinaf kanun yolu da, temyiz kanun yolu da açıktır ve nihai karar ondan sonra çıkacaktır. Şu anda Sayın İmamoğlu hakkında, ne bir kesinleşmiş siyasi yasak vardır, ne de bir hapis cezası vardır. Sanki siyasi yasak kesinleşmiş, hapis cezası kesinleşmiş gibi bir algı oluşturmak da doğru değildir. Hukuk devletinde bir karardan şikayetiniz varsa itiraz yolları, şikayet yolları, temyiz yolları vardır. Önemli olan bu yolların açık olması ve sağlıklı işlemesidir. Şu anda bu yollar sonuna kadar açık ve sağlıklı işlemektedir. Bütün bunlarla ilgili değerlendirmelerin, bu sonucun ortaya çıkmasından sonra yapılmasında fayda vardır. Bırakalım hukuk usulüne uygun, yasaya uygun işlesin. Adalet Bakanlığı olarak bizim görülen davalara herhangi şekilde müdahil olmamız söz konusu olamaz. Biz sadece hukukun sağlıklı işlemesi, hukuka uygun işlemesi için üzerimize düşen vazife varsa onu yaparız ama onun dışında görülen davalar hakkında bir değerlendirme yapmayız. Ama Türkiye'de maalesef siyasi taraftarlık esasından yapılan değerlendirmeler hukukumuza da yargımıza da adaletimize de büyük zarar vermektedir. Gelin siyasi taraftarlık üzerinden değil, hukukun sağlıklı, usule uygun işleyip işlemediğinden ve hukuk devletinin gereklerine uygun değerlendirmeler yapalım" diye konuştu.