DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Yunanistan başkalarının maşası oluyor.
Sürekli bizi tahrik etmeye çalışıyor. Biz de kendisine hatırlatıyoruz. Geçmişte de aynısını yaptınız, faturası ağır oldu. Bunu en iyi Yunanistan'ın bilmesi lazım. Türkiye'nin dostluğu kadimdir, düşmanlığı ise vahimdir" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kastamonu'da temaslarda bulundu. Valilik ve Belediye Başkanlığı'nı ziyaret eden Çavuşoğlu, ardından Kurşunlu Han'da Kastamonulu iş insanları ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi. Türkiye'nin bölgesel güç ve dünyada önemli bir aktör olduğunu aktaran Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye dünyada önemli bir aktör olurken dünyanın en güçlü 10 ülkesi olduğu için değil gücünü barış için kullandığı, yanlışa 'yanlış' dediği, 'yapacağım' dediği zaman yaptığı için önemli bir aktör oldu. Bugünkü bu sorunlarla karşı karşıya kaldığımız dünyada uluslararası sistem, 'bir daha savaşlar olmasın, sorunlar olursa çözer' diye 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra kurduğumuz sistem, bugün sorunları çözmekle muktedir mi? Savaşları durdurabiliyor mu, insanların beklentilerini karşılayabiliyor mu? Bu sistemin değişmesi gerektiğini, Türkiye'den başka adaletli, objektif bir şekilde söyleyen var mı? Yok" ifadelerini kullandı.
'AZERBAYCAN HİÇBİR ZAMAN YALNIZ DEĞİLDİR'
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerginlikle ilgili konuşan Çavuşoğlu, Ermenistan'ın bölgede barış ve istikrar için çıkan fırsatı kullanmadığını belirterek, "Dün akşam da sınırda kışkırtmalarda bulundu. Can Azerbaycan, karşılığını verdi. Aslında ders alması, barış istemesi lazım. Azerbaycan geniş çaplı barış anlaşması teklif etti. Biz bunu destekliyoruz. Sınırların belirlenmesi lazım. Bunlara odaklanın. Karabağ'dan çekilirken her yeri yakıp yıktılar, her yere mayın yerleştirdiler. Biz de Ermenistan ile ilişkilerimizi güçlendirmek için özel temsilciler atadık; ama Azerbaycan'dan bağımsız bir şekilde bu sürecin gitmeyeceğini Ermenistan da biliyor, tüm dünya da biliyor. Çünkü bölgede tam istikrar, barış istiyorsak tüm ülkelerin arasındaki sorunların çözülmesi lazım. Bu noktada önemli roller oynuyoruz. Her zaman Can Azerbaycan'ın yanındayız. Azerbaycan hiçbir zaman yalnız değildir" diye konuştu.
Çavuşoğlu, Balkanlar'da yaşanan gelişmelerle ilgili "Balkanlar'da da 90'lara dönme riski görüyoruz. Kırılganlık var. Bosna- Hersek içinde başlayan siyasi kriz, kırılganlık arttı. Biz her tarafla görüşüyoruz. Gerek komşu ülkelerle, Hırvatistan, Sırbistan ile Bosna- Hersek içerisinde tüm etnik gruplarla görüşüyoruz. Bosna Hersek'in istikrarı için çaba sarf ediyoruz. Orada sorunun çözümü konusunda anahtar Türkiye. Herkes biliyor. Kıskanıyorlar bizi, 'ne işiniz var orada' diyorlar. Bakın, bazı batı ülkeleri bizi Çin ve Rusya ile Batı Balkanlar'da, Bosna- Hersek'te, aynı kategoriye sokmaya çalışıyor. Ne kadar yanlış. O kıskançlıkları ve kini bitmiyor. Oysa Balkanlar'a en çok katkı sağlayan ülke biziz. Onlar ne derse desin, biz bu katkıyı sağlamaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 3 ülkeyi kapsayan son ziyaretinin de amacı budur" değerlendirmesinde bulundu.
'TÜRKİYE'NİN DÜŞMANLIĞI VAHİMDİR'
Yunanistan ile Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'de yaşanan ihtilafa ilişkin değerlendirme yapan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığımızda, Ege'de hak ve çıkarlarımızı korumak için her şeyi yapıyoruz. Kıta sahanlığımızın sınırlarını belirledikten sonra hiçbir gemiyi kıta sahanlığımız sınırlarına sokmadık. Rum kesimi ve Yunanistan, son 1 yıl içerisinde 9 defa kendi gemilerini kıta sahanlığımıza sokmaya çalıştı, izin vermedik. Buraları koruyup kolluyoruz. Ege'de yılardır devam eden, birbirinin içine girmiş sorunlar var. Yunanistan'a, 'gelin, bu sorunları diyalog yoluyla çözelim' dedik. En son Cumhurbaşkanı'mız Miçotakis'i 14 Mart'ta İstanbul'da misafir ederken kendisi de söyledi. 'Üçüncü ülkeleri devreye sokmayalım. Kendi aramızda diplomasiyi artıralım. Bu sorunları kendimiz çözmemiz lazım. Biz komşuyuz' dedi. Bunlara güven olmaz, dürüst değiller. Sizi görürler, sarılır, 'dostuz, arkadaşız, komşuyuz' derler. Resmi toplantıya gireriz, kimse konuşmadan Türkiye'yi kötülerler. Bunların samimiyetsizliğini her ortamda, her toplantıda, her masada gördük. Her tatsız durumu da en haklıymış gibi anlatma konusunda da mahirler. Biz Birleşmiş Milletler'e yazdığımız mektupta silahsızlandırılmış adaların silahlandırıldığını ve diğer konularda Türkiye'nin haklı tezini dünyaya anlatmaya başladığımızda yaygara kopardılar. 'Türkiye bizim topraklarımıza göz dikti, egemenliğimizi ihlal etmeye başladı' diyorlar. Anlaşmalar ortada, sen bu adayı silahlandıramazsın, yaptığın zaman anlaşmayı bozuyorsun. Bizimle bu şekilde konuş. Sağa sola gidip de iftira atma. Başkalarının maşası olma. Biz bunu söylerken en çok eleştiri de içeriden geldi. Böyle durumda konuşmamamız, Yunanistan'ı incitmememiz lazımmış. Neredeyse 'Yunanistan haklı' diyecekler. Ama Yunanistan başkalarının maşası oluyor. Sürekli bizi tahrik etmeye çalışıyor. Biz de kendisine hatırlatıyoruz. Geçmişte de aynısını yaptınız, faturası ağır oldu. Bunu en iyi Yunanistan'ın bilmesi lazım. Türkiye'nin dostluğu kadimdir, düşmanlığı ise vahimdir."