TİCARET Bakanı Mehmet Muş, dünyada yaşanan çip kriziyle ilgili, "Çipteki üretim yavaşladığı zaman elektronik cihazların ve otomobillerin üretimini yavaşlatıyor.Tabi bu telefon ve bilgisayarlara kadar kullanılabilen bir ürün. Burada Tayvan çok önemli bir üretici. Bununla ilgili bizim de yatırımlarımız var. Hatta Ankara'da belli bir yer bunun için ayrılmış durumda” dedi.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, kentte bir otelde düzenlenen 'Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'ne katıldı. Programda Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşa değinen Bakan Muş, "Tabi Ukrayna ve Rusya krizi ister istemez bizi, ticari ilişkilerimizi etkiliyor. Tabi 900 milyar dolar hedefi, bu krizler olmadan önce konulan hedeflerdi. İster istemez bu hedefler etkilenecektir. Dolayısıyla bunların yakalanması biraz daha gecikebilecektir. Böyle bir ihtimal söz konusu. Bir de dünyada bir yavaşlama var. Bu yavaşlama sadece Rusya ile olan ticari ilişkilerimizde değil, dünyanın diğer ülkelerindeki bu talepteki azalma burada da var. Dolayısıyla buradaki ticaretin büyüklüğünde bir yavaşlama olacak. Sizin bahsettiğiniz 100 milyar dolarlık hedef belki gecikmeli olarak yakalanacaktır. Cumhurbaşkanımız hem Rusya lideri hem de Ukrayna lideriyle konuşabilen, ilişki geliştirebilen tek lider. Dolayısıyla bu iki ülkeyle ilişkilerimizi sürdürmeye çalışıyoruz, sürdürmek istiyoruz, belli noktada seviyemizi korumak istiyoruz. Çalışmaların bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
'TÜRKİYE HER ZAMAN SAĞDUYUDAN YANA OLAN BİR ÜLKE'
Rusya ve Ukrayna tarafından yetiştirilen tahıl konusuna değinen Bakan Muş, "Rusya ve Ukrayna tahıl üreten önemli ülkelerin başında geliyor. Ukrayna'daki meseleyle ilgili Cumhurbaşkanımızın gayretleriyle, Birleşmiş Milletler'in de devreye girmesiyle bir mekanizma kuruldu. Bundan sonra bu mekanizma böyle çalışır. İstanbul'da bir ofis var. Bizim bakanlığımızdan da personeller var. İlgili bakanlıklardan da var. Sistem orada ilerliyor. Rusya ile alakalı savaşın çıktığı ilk dönemde orada bir duraksama yaşandı. Rusya tahıl konusunda ve diğer ürünlerle ilgili dünya piyasalarına tahıl gönderebiliyorlar. Herhangi bir kısıtlama yok. Türkiye her zaman sağduyudan yana olan bir ülke oldu. Türkiye bütün ilişkilerinde uluslararası kurallara hep riayet eden ülke oldu. Savaşın bitirilmesi konusunda Türkiye'nin çok ciddi gayretleri oldu. Burada rol üstlenebilecek bir ülke varsa Türkiye'nin dışında başka bir ülke gözükmüyor. Türkiye itibarı olan bir ülke" ifadelerini kullandı.
'SÜREKLİ TAŞIMA SUYUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ'
Dünyada yaşanan çip sorunuyla ilgili soruya yanıt veren Muş, şöyle konuştu:
"Çipteki üretim yavaşladığı zaman elektronik cihazların ve otomobillerin üretimini yavaşlatıyor. Tabi bu telefon ve bilgisayarlara kadar kullanılabilen bir ürün. Burada Tayvan çok önemli bir üretici. Bununla ilgili bizim de yatırımlarımız var. Hatta Ankara'da belli bir yer bunun için ayrılmış durumda. Şu an bu yatırımla alakalı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın çalışması söz konusu. Burada Türkiye yatırım yapmak istiyor. Türkiye burada yatırımları da ağırlamak istiyor. Türkiye bu işin içine girmek istiyor. Girmemizin gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sürekli taşıma suyuyla değirmen dönmez. Bunun çok farklı seviyeleri var. Bütün seviyeleri yürütmeseniz de bazı seviyeleri yürütmeniz gerekiyor. Gelecek artık daha da teknolojikleşecek ve dijitalleşecek. Tabi dijitalleşecek her alanda bu çipe ihtiyaç olacak. Buna olan talep artacak. Bu anlamda biz Türkiye olarak üretici güç olmak istiyoruz. En önemli ihtiyacımız su. Çipte su çok kullanılıyor. Çipin kullanılması için suya ihtiyaç var. Bununla ilgili bir hazırlığımız var."
'ÜLKEDEKİ İHTİYAÇ KARŞILANMADAN İHRACAT DÜŞÜNÜLEMEZ'
Gıdanın temel ihtiyaç olduğunu belirten Muş, "Ülkeler kendi iç pazarlarındaki ihtiyaca binaen ithalat ve ihracatı belirleme hakkına sahipler. Dolayısıyla içeride teme gıda maddelerindeki ihtiyaç karşılanmadan bunun ihracatını hiçbir ülke istemez. Bu sene de rekolte çok iyi gidiyor. İçeride bir sorun olmadığı sürece daha fazla satış yapmanın arayışı içindeyiz. Bazı kısıtlamalara gittik. Ardından onda gevşemeye gittik. Çok fazla kısıtlama yok. Türkiye 85 milyonluk bir ülke. Ülkedeki ihtiyaç karşılanmadan ihracat kesinlikle düşünülemez" dedi.
'ENERJİ FİYATLARINDA OLAĞANÜSTÜ ARTIŞ OLDU'
Türkiye'nin ortalama 35- 40 milyar dolar enerji ihtiyacı olduğunu söyleyen Bakan Muş, "Önümüzde enerjide 100 milyar dolar gibi bir enerji faturası çıkması muhtemel. Geleneksel rakamın üzerinde bir enerji faturası çıkacak. Türkiye eğer enerjideki aşırı artış olmasaydı bugün Türkiye cari fazla vermeyi konuşuyor olacaktı. Beklenmedik bir şekilde enerji fiyatlarında olağanüstü artış oldu. Türkiye makine, ekipman ithal ediyor. Bunlar da üretimi artırmaya yönelik ithalatlar. Türkiye'nin 1 trilyon dolara yakın bir ekonomisi var. Bir kısmını ihraç ederken, bir kısmını da iç piyasaya vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu ülkenin 4 kat daha büyüme potansiyeli var. Türkiye'nin dış ticaret dengesinde enerjide bu kadar artış olamasa yine cari fazla verme olasılığı var. Doğal kaynak ihraç eden bir ülke değil. Bazı maden ihracatımız var ama çok kısıtlı. Türkiye imal ederek bugün buralarda. Türkiye imalat sanayisi üzerine kurulu bir ülke. Üretimin bir kısmını firmalar iç piyasaya 3'te 1'ini de ihracata veriyor. Hizmet ihracatımızda da 100 milyar dolarlık bir hedef söz konusu. Yılın ikinci yarısında emtia ve enerji fiyatlarındaki gevşeme bizim cari açık fiyatlarına olumlu yönde yansıyacaktır" diye konuştu.
'İKİNCİ ELDEN SIFIR OLMAZ'
Araç konusuna değinen Bakan Muş, "Sıfır araçla diğer şirketlere ya da galerilere gidiliyor. Çünkü bayilerde satış rakamları belli. Dolayısıyla bu ikinci bir siteye düşünce şöyle bir ilan görüyorsunuz, ikinci el sıfır araç. İkinci elden sıfır olmaz. Dolayısıyla bu araç alınıyor, üzerine daha büyük bir rakam konularak satılıyor. Birbirini tetikleyen bir yükseliş söz konusu oluyor. Biz şunu yapacağız, galeri ve 'rent a car'lara ilk tescilden sonra 6 ay geçmeden ve 6 bin kilometreyi geçmeden bunun satışına kısıtlama getireceğiz. Dolayısıyla gerçek anlamda ihtiyacı olanlar gidip alsın. Eğer bunu alıyorsanız sıfır kilometre değil ikinci el olacaktır. Fiyatların üzerinde bir baskı oluşturmasının önüne geçileceğini düşünüyoruz. İşin ana noktası bu. Normal mekanizma böyle işliyor. Buna da 'ortak fiyat belirleme' veya 'manipüle etti' gibi konular varsa o da zaten Rekabet Kurulu'nun görev alanı. Rekabet Kurulu zaten kendi alanıyla ilgili bir soruşturma açtı, bunu inceliyor. Varsa bir yanlışlık gereğini yapar. Yoksa dosyasını kapatır" ifadelerini kullandı.
'KİMSEYİ SUÇLAMAYI DOĞRU BULMUYORUZ'
Sözlerini sürdüren Bakan Muş, şöyle konuştu:
"Zorla kimseye bir şey yapamazsınız. Hukukun içerdiği kural içerisinde kalma kaydıyla incelemesini yapar. Burada kimseyi suçlamayı da doğru bulmuyoruz. Burada işini çok düzgün yapan esnafımız, tacirlerimiz ve iş dünyamız var. Dolayısıyla yapılan incelemelerde herhangi bir şey yoksa o dosyalar kapanır. Aynı zamanda varsa bir eksiklik onları da düzeltirsiniz, kendinizi düzeltmiş olursunuz. Biz bunu gözlemliyoruz. Bu gelen şikayetleri biz inceledik ve bundan dolayı bir kural koyuyoruz. Bundan sonra yapacağınız satışlar da bu şekilde olacak diyeceğiz. Alıp da sıfır otomobile erişimde problem yaşayan vatandaşın daha fazla erişim imkanına sahip olacağını düşünüyoruz."