HAZİNE ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İzmir programı kapsamında İktisat Kongresi'nin basın toplantısında, "Birinci İzmir İktisat Kongresi'nin gerçekleştirildiği binayı yine aynı yerinde ve aslına tamamen sadık kalacak şekilde hızla ve yeniden inşa ediyoruz.
Arkadaşlarımız inşaatı hızla bitirmek için canla başla çalışmaya aralıksız devam ediyor. İnşallah en kısa sürede de tamamlayacaklar. 17 Şubat 2023 tarihinde, yani birinci İzmir İktisat Kongresi'nden tam 100 sene sonra, yine aynı yerde Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde ve Bakanlığımız koordinasyonuyla tüm milletimize mal olacak geniş katılımlı bir İktisat Kongresi düzenleyeceğiz" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İzmir programı kapsamında 'Yeni Yüzyıl İzmir İktisat Kongresi Sunumu'na katıldı. Programda Bakan Nebati'nin yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, oda başkanları, İstanbul ve İzmir basınının temsilcileri yer aldı. Toplantıda konuşan Bakan Nebati, "Birinci İzmir İktisat Kongresi'nin gerçekleştirildiği binayı yine aynı yerinde ve aslına tamamen sadık kalacak şekilde hızla ve yeniden inşa ediyoruz. Arkadaşlarımız inşaatı hızla bitirmek için canla başla çalışmaya aralıksız devam ediyor. İnşallah en kısa sürede de tamamlayacaklar. 17 Şubat 2023 tarihinde, yani birinci İzmir İktisat Kongresi'nden tam 100 sene sonra, yine aynı yerde Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde ve Bakanlığımız koordinasyonuyla tüm milletimize mal olacak geniş katılımlı bir İktisat Kongresi düzenleyeceğiz. Nasıl ki 1923 yılındaki kongre, ülkemizin o dönemdeki koşullarına göre yurdumuzun dört bir yanından milletimizin farklı kesimlerini temsil eden delegelerin katılımıyla yapıldıysa; biz de 6’ncı İzmir İktisat Kongresi'ni yine aynı yaklaşımla gerçekleştireceğiz. Esasen bizim tüm gayemiz, tüm gayretimiz ve attığımız her adım, bizzat Milli Mücadele ruhundan kök bulmuş, aynı ruh ve heyecanla ilerlemiştir" ifadelerini kullandı.
'İKTİSAT KONGRESİNİN YÜZÜNCÜ YILINI UNUTMAYACAĞIZ'
İzmir'in Türkiye'nin yalnızca siyasi bağımsızlığının değil, aynı zamanda ekonomik bağımsızlığının da temellerinin atıldığı bir şehir olduğunu ifade eden Bakan Nebati, "İzmir, düşmana karşı ilk kurşunu sıkarak bu milletin şanlı direnişini başlatan Hasan Tahsin ve tüm diğer şehitlerimizin tarih sayfalarına nakşettiği efsanevi dirilişin kentidir. İşgalci Yunan ordusunu denize dökerek, 9 Eylül 1922 tarihinde kurtuluşunu ilan etmiş olan şehrimiz, Milli Mücadelemizin zaferle sonuçlanmasının da simgesi haline gelmiştir. İzmir, ayrıca, henüz Cumhuriyetimiz kurulma arifesindeyken düzenlenen İzmir İktisat Kongresi'ne de ev sahipliği yaparak ülkemizin iktisadi mücadelesinin de simgesi haline gelmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, milletimizin verdiği destansı mücadeleler sonucunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını, önümüzdeki sene hep birlikte büyük bir heyecanla kutlayacağız. 17 Şubat tarihinde de iktisadi bağımsızlığımızın sembolü olan İzmir İktisat Kongresi'nin de 100'ncü yılını unutmayacağız. İzmir'imiz, 17 Şubat 1923 tarihinde Banka-Han binasında toplanan ve ülkemizin dört bir yanından gelen 1135 delegeye ev sahipliği yapmış, yeni Türkiye'nin ekonomi politikalarının ana hatları İzmir İktisat Kongresi'nde belirlenmiştir" dedi.
'İZMİR'DE DÜZENLENMESİ RASTLANDI DEĞİLDİ'
İzmir'in kurtuluşundan 5 ay sonra, Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasından ise 4 ay önce toplanan Kongre'nin İzmir'de düzenlenmesinin rastlantı olmadığını dile getiren Bakan Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarihi bir liman ve ticaret şehri olan güzel İzmir'imiz, düşman işgalinin tüm ağırlığını hissetmiş ve önemli oranda zarar görmüştü. Kongre, Yunan ordusunun şehirde bıraktığı tahribatı gözler önüne sermek ve yeni Türkiye'nin iktisat politikalarına yön vermek için şimdi olduğu gibi o tarihlerde de büyük bir ticaret merkezi olan İzmir'de toplandı. Böylece, İzmir İktisat Kongresi, milletimizin cephedeki destansı mücadeleleriyle elde ettiği siyasi bağımsızlığını, iktisadi bağımsızlıkla da perçinleyen tarihi bir kongreydi. Yurdumuzun dört bir yanından katılım gösteren çiftçilerin, işçilerin, sanayicilerin, tüccarların ve hükümet temsilcilerinin o dönemki zor koşullar altında bir araya gelmesi ve kongreye, İstiklal Mücadelemizin muzaffer komutanlarından Kazım Karabekir Paşa'nın başkanlık etmesi, ekonomik bağımsızlığa verilen önemi de açıkça ortaya koyuyordu. Kongrenin açılışında Gazi Mustafa Kemal'in altını çizdiği husus şuydu; 'siyasi, asker, muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi muzafferiyetler ile tetviç edilemezlerse husule gelen zaferler payidar olamaz, az zamanda söner'."
'İKTİSADİ YÜKSELİŞİMİZİ YENİ ZİRVELERE TAŞIMAK GAYESİYLE AZİMLE İLERLİYORUZ'
Tüm küresel çalkantılara rağmen, ekonomiyi istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde büyütmek ve güçlendirmek için aynı inanç ve iradeyle çalıştıklarını dile getiren Bakan Nebati, "İnsanımıza her geçen gün yeni iş imkanları oluşturmaya, yerli sanayimizi ve tarımsal üretimimizi giderek güçlendirirken ihracatta Cumhuriyet tarihimizin rekorlarını ardı ardına kırmaya azimle devam ediyoruz. İzmir İktisat Kongresi'nin ilk oturumunda alınan kararlardan biri de şu şekildeydi; 'Türkiye halkı, tahribat yapmaz; imar eder. Bütün mesai iktisaden memleketi yükseltmek gayesine matuftur.' İşte bizler de bu anlayışla, 20 yıldan bu yana ülkemizin dört bir yanını imar ediyor; iktisadi yükselişimizi yeni zirvelere taşımak gayesiyle gece gündüz azimle ilerliyoruz. Milli Mücadele yıllarında Misak-ı Milli nasıl ki milletimize bir yön tayin etmişse, İzmir İktisat Kongresi'nde alınan Misak-ı İktisadi kararları da yine o dönemin koşullarında, yeni Türkiye'ye bir istikamet tayin etmiştir" dedi.
'YİNE KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASINDAYIZ'
1923 yılından sonra, İzmir İktisat Kongresi'nin dört kez daha toplandığını dile getiren Bakan Nebati, "İkinci İzmir İktisat Kongresi 1981 yılında, Türkiye'nin dışa açılma ve liberalleşme politikalarının başladığı, kapalı bir ekonomiden açık bir ekonomiye geçtiğimiz döneme denk geliyordu. Üçüncüsü yine tarihi bir dönemeçte, soğuk savaşın bittiği, Doğu bloku ülkelerin serbest piyasayla tanıştığı ve küreselleşmenin iktisadi alana yön vermeye başladığı 1992 yılında düzenlendi. Dördüncü kongre, ülkemizin ekonomide yıllarca sürecek bir atılım dönemine girdiği 2004 yılında yapıldı. Beşincisi ise 2008-2009 küresel krizinin ardından, gelişmekte olan ülkelerin giderek yıldızının parladığı, üretimin ağırlık ekseninin Asya'ya kaydığı bir dönemde, yani 2013 yılında düzenlendi. Bugün de hem ülkemiz hem de dünya tarihi için, yine kritik bir dönüm noktasındayız. Tüm dünya yıkıcı ve küresel bir salgını atlatıp toparlanma sürecine girerken, jeostratejik gelişmelerin çok daha fazla konuşulduğu, enerji ve gıda politikalarındaki istikrarın öneminin arttığı bir süreçteyiz" diye konuştu.
'GÜVENLE VE KARARLI BİR ŞEKİLDE İLERLEMEYE DEVAM EDİYORUZ'
Kongrenin düzenlendiği tarihi binanın 1979 yılında yıkıldığını hatırlatan Bakan Nebati, "2020 yılında salgınla başlayan sürecin tüm dünyada ne tür sorunlara yol açtığına, 2022 yılındaki savaş ortamıyla birlikte jeopolitik tansiyonun küresel düzeyde nasıl yükseldiğine hep birlikte şahitlik ettik. Bir yanda enerji ve gıda fiyatları tarihi zirvelerini zorlarken, bir yandan hem enerji hem de gıda bakımından arz ve tedarik sorunları küresel ölçekte hissedilmeye devam ediyor. Neredeyse İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana küresel ölçekte yaşanan en derin sarsıntılar, içinden geçtiğimiz bu dönemde gerçekleşiyor. Ancak biz Türkiye olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve milletimizin sağlam iradesiyle bu dalgalı ve hırçın sularda güvenle ve kararlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyoruz. İşte Türkiye Ekonomi Modeli, 20 Aralık 2021'de, bundan tam bir sene evvel mevcut küresel dönüşüm sürecinde, ülkemizin yeni ve daha üst bir dengeye ulaşmasını garantilemek, tüm tehditleri bertaraf etmenin yanı sıra bu değişimi bir fırsata çevirmek hedefiyle hayata geçirilmiştir. Türkiye Ekonomi Modeli de aynı İzmir iktisat Kongresi'nde olduğu gibi, tamamen ülkemizin ihtiyaçları ve insanımıza has dinamikler dikkate alarak kurgulanmıştır. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı, yani insanımızın refahı odaklı bir anlayışla, ülkemizi küresel değer zincirinde üst sıralara taşımak amacıyla devreye alınmıştır. Çok şükür bir yılın sonunda geldiğimiz nokta itibarıyla dünya ekonomilerinin önemli bir kısmından pozitif yönde ayrışmayı da başarmış durumdayız" dedi.
'ÇOK DAHA BELİRGİN ŞEKİLDE DÜŞECEĞİNİ HEP BİRLİKTE GÖRECEĞİZ'
Bugün istihdamın 31,2 milyonla ihracatın da 253 milyar doları aşarak, Cumhuriyet tarihinin rekor seviyelerine ulaştığını belirten Bakan Nebati, "Her ne kadar yüksek enflasyon hepimizin canını yakmış olsa da aldığımız önlemler ve kaydedilen olumlu gelişmelerle onun da boynunu geçtiğimiz aydan itibaren aşağıya kırmış durumdayız. Küresel enerji fiyatlarındaki normalleşmeyle, önemi İzmir İktisat Kongresi'nde de belirtilen üretimi artırmaya yönelik politikaların uygulanmaya devam edilmesiyle ve beklentilerdeki iyileşmeyle birlikte enflasyonun önümüzdeki aylarda da çok daha belirgin şekilde düşeceğini zaten hep birlikte göreceğiz. Diğer taraftan finansal istikrarımızın tehdit altında olduğu bir dönemde devreye aldığımız 'Kur Korumalı Mevduat' uygulamasıyla hem döviz kurlarındaki oynaklığı azaltmayı başarırken hem de 2021 Aralık ayında yüzde 70'leri aşan yabancı para mevduat oranını yüzde 50'nin altına kadar geriletmiş olduk. Bunların tamamını da bir yıl evvel, 20 Aralık 2021 tarihinde devreye aldığımız Türkiye Ekonomi Modelimiz ve zamanında atılmış stratejik adımlarımızla başardık. Bizim politikalarımızın odağında daima milletimizin refahı yer almış, temel hedefimiz daha güçlü bir Türkiye'yi beraberce inşa etmek olmuştur" ifadelerini kullandı.
'20 YILDA BU ŞİARLA İLERLEDİK'
Misak-i İktisadi ilkelerinden birinin de 'Türkiye halkının, sarf ettiği eşyayı mümkün mertebe kendi yetiştirmesi, milli istihsalini temin için icabında geceli gündüzlü çalışması' olduğunu belirten Bakan Nebati, "Bizler de son 20 yılda işte tam da bu şiarla ilerledik. Ülkemiz için geceli gündüzlü çalışmaya durmaksızın devam ettik. Öte yandan, yerlilik ve millilik konusundaki yaklaşımımız ortadadır. Biz yine bu konuda da Misak-i İktisadi ilkelerinden olan 'kendi yurduna, kendi kanununa uymayan müesseselerle münasebette bulunmaz' anlayışıyla hareket ettik ve ediyoruz. Böylece, 20 sene evvel, ancak yüzde 20'lerde olan savunma sanayimizin yerlilik oranını, bugün yüzde 80'lere kadar taşımayı başardık. Teknolojide, sanayide, eğitimde, sağlıkta, ulaşım ve altyapıda katettiğimiz mesafeler de ortadadır. Elektrikli yerli otomobilimizi, insansız hava araçları ve savaş uçaklarımızı, helikopterlerimizi, dünyanın en büyükleri arasında yer alan barajları, köprüleri, mega altyapı projelerini hep 20 yıl içinde eser ve hizmet siyasetimizle gerçekleştirdik" dedi.
'HER ŞEYİN BİR USULÜ VAR'
Bakan Nebati, gazeteciler tarafından İzmir İktisat Kongresi ve yerel yönetim hakkında yöneltilen sorulara ilişkin yaptığı açıklamada ise şu ifadelere yer verdi:
"Bir ülkenin iktisat politikalarını ve uygulamalarını belirleyecek olan hükümettir. Bu işi başkaları üstleniyorsa bu amacı dışına çıkan bir çalışma demektir. Bunun ne kabul edilebilir ne sürdürülebilir bir tarafı vardır. 20 yıldır iktidarda olan bir hükümetin, dengeleri yeniden kurulan dünyada, Türkiye Ekonomi Modeli'ni bir yıl önce ortaya koymuş, toplumla paylaşmış ve 21'inci yüzyılın Türkiye'nin yüzyılı olacağı iddiasıyla ortaya çıkmış merkezi hükümet tarafından her alanda hazırlıkların yapıldığı bir dönemde, ekonomiyle ilgili de ülkelerin kaderinin çizileceği, adımların atılacağı yer merkezi hükümettir. Bu binanın yeniden yapıldığı yerin 1979 yılında CHP belediyeleri tarafından yıktırılmış, otoparka dönüştürülmüş. İzmir İktisat Kongresi yüzüncü yılına geliyor. Devleti temsil eden İzmir Valiliği, CHP belediyeleri tarafından yıktırılmış ve otoparka dönüştürülmüş alanı satın alıyor. İnşaata başlanıyor. Sonra kalkıyor birileri 'Ben burada toplantı yapacağım' diyor. Olmaz. Her şeyin bir usulü, yol ve yöntemi vardır."