İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, depremin merkez üssündeki Gölyaka’da AFAD tarafından kurulan deprem çadırlarını ziyaret ederek, depremzedelerle sohbet etti.
Yapılan incelemelerin ardından kameralar karşısına geçen iki bakan depremle ilgili son durumu değerlendirdi.
Devlet olarak tüm imkanların seferber edildiğini aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bize sayın cumhurbaşkanımızın şöyle bir talimatı var; buradan çıktığımız zaman kimsenin zihninde depremde yaşadığı travma kalmamalı. Hem milletimizin birbirine şefkati hem de devletimizin birbirine şefkati kalmalı. Aynı zamanda eksiklikler ne varsa giderilmeli. Biz de bunu sağlamaya çalışıyoruz. Biz güçlü bir devlete mensubuz. Sadece burada bunu yapıyor değiliz. Pakistan’dan, Afganistan’a kadar dünyanın her yerinde bu milletin ortaya koyduğu bu kucaklayıcılığı, kapsayıcılığı kardeşliği elbette burada devletin hizmetkar olduğu bir anlayışla getirmesi lazım ve yerine de getirmeye devam edecek. Bu gece bir endişe elbette ki var ve olacak. Çünkü sabaha karşı büyük bir korku yaşandı. Şu anda Çilimli’den, Cumayeri’ne kadar burada Gölyaka’dan, Düzce merkeze kadar çadırlarımız kuruldu, kurulmaya da devam edecek. Kim istiyorsa yardımcı oluyoruz, hepsini de yapıyoruz. Milletimizden eksik bırakacağımız hiçbir şeyimiz söz konusu olmaz” dedi.
‘YÜZDE 80’İ YENİLENMİŞ BİR YAPI STOKU İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
1999 yılında yaşanan depremin ardından büyük dersler çıkarıldığını ve olumlu adımların atıldığını ifade eden Bakan Soylu sözlerine şöyle devam etti:
"Şu anda spor salonlarımızın hepsi açık. Bütün yemek araçlarımız, lokantalarımız, fırınlarımız hiçbir şey konusunda milletimizin en ufak bir şey söylemesine gerek yok. Biz her şeyi üstleneceğiz. Yeter ki bu travma geçsin. 1999 yılında hakikaten burası, herkesle konuştuğumuzda biz de İstanbul’daydık o günü hatırladığımızda tekrar o günler gelir mi diye endişe ettiğimiz bir tablo söz konusuydu. Ağır bir travmaydı, büyük bir depremdi ve oradan buraya kadar Türkiye, orada elde ettiği tecrübelerle, orada attığı adımlarla büyük işler yaptı. Yüzde 75’i, yüzde 80’i yenilenmiş bir yapı stokuyla karşı karşıyayız bu bizim için örnektir. Hem kentsel dönüşüm açısından hem yenilenme açısından hem de bu yapı stokunun tekrar yeni olması açısından bir örnektir. Demek ki yapılınca oluyor. Buna Elazığ’da da, Malatya’da da, Giresun’da da, Kastamonu Bozkurt’ta da, Van’da, Simav’da da her yerde gerçekleştirdik. Deprem oluyor ama önemli olan burada bir can kaybıyla karşılaşmamamız ve bütün ekiplerin aniden müdahalesi. Milletimizin emrine amadeyiz. Biz gücümüzün yettiği kadar ülkemizin, milletimizin kapasitesiyle bu kadar yapıyoruz. Ben inanıyorum ki bizden sonra gelecekler bizden çok daha iyi yapacaklar. Yani bizden sonra gelecek nesiller çok daha iyi yapacaklar ve bütün dünyaya örnek bir şekilde gerçekleştirecekler."
‘BİZ AFET BÖLGESİNDEYİZ, BUNU KABUL EDECEĞİZ’
Türkiye’nin afet bölgesinde olduğunu ve her zaman bu tür olumsuzluklara karşı hazır olunması gerektiğini ifade eden Bakan Süleyman Soylu konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Her uyarının, her tatbikatın, her zihnimizde oluşturacağımız bu işle ilgili tedbirin, temkinin elbette ki faydası vardır. Biz afet bölgesindeyiz, bunu kabul edeceğiz. Yani selle karşılaşırız, depremle karşılaşırız. Bir saat sonra bir büyük depremin olmayacağını hiç kimse taahhüt edemez. Hangi fayda hangi kırılmanın olmayacağını hiç kimse taahhüt edemez. Aynı zamanda kışın bir çığ ile karşılaşmayacağımızı kimse taahhüt edemez. Onun için biz risklerimizi belirleyeceğiz, risk planlarımızı hazırlayacağız, ona göre tedbirler alacağız. Milletimize de bu selle karşı karşıya kaldığı zaman, bir orman yangınıyla karşı karşıya kaldığı zaman ne yapması lazım geldiğini ve hangi ilk adımları, hayat kurtarıcı ilk adımları atması lazım geldiğini bizim söylemek ödevimiz ve vazifemizdir."
‘BİRİLERİ VİRAL VİDEO HAZIRLAYABİLİR, BİZ 3 KİŞİNİN ZİHNİNE SOKALIM BU BİZE YETER’
12 Kasım tarihinde yurt genelinde yapılan deprem tatbikatına gelen eleştirilere de değinen Bakan Soylu, "Birileri egzajere edebilir, birileri viral videolar hazırlayabilir. Bunların hepsi yapılabilir ama biz 3 kişinin zihnine bunu sokalım bu bize yeter. Okullarımızda bunu yapıyoruz. Yurtlarda kalan 850 bin gencimizle beraber bunu gerçekleştirdik. Sadece ‘Çök, kapan, tutun’ değil, tahliye tatbikatı gerçekleştirdik, toplanma yeri tatbikatı gerçekleştirdik. Bugün Türkiye’de 28 bin toplanma alanı var. Bu sayı bundan 3 yıl önce 8-9 bindi. Neden bugün var? Çünkü bunun ne olduğunu bütün tatbikatlarda, bütün planlamalarda görüyoruz. Bu işin sorumlusuyuz. Yurtta nerede olacak, mahallelerde nerede olacak, şehirlerin neresinde olacak gibi konuları iyi planlarsak, bunun planlamasını yaparsak herkes adımını ona göre atar. Buna kendimizi alıştırmak zorundayız. Rahmetli annemin güzel bir lafı vardır, ‘Eyvah para etmez’ istediğin kadar ‘eyvah’ de onu şöyle yapsaydık, bunu böyle yapsaydık. Her atılan adımın faydası söz konusudur. Bu akşam vatandaşlarımızla sabaha kadar güzel bir şekilde geçirir, inşallah sabah çorbaları birlikte içeriz. İnşallah böyle bir depremle ya da afetle bir daha karşılaşmamız oluruz” dedi.
‘GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ TATBİKATIN FAYDALARINI GÖRDÜK’
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, yurt geneli gerçekleştirilen deprem tatbikatının öneminine değinerek, "Olayın ilk anından itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde mükemmel bir süreç yönetimi var ve hamdolsun kayda değer bir hasarın olmadığı, hiçbir kaybın olmadığı bir depremi yaşadık. Rabbim beterinden korusun. Burası bir üniversite şehri aynı zamanda. Öğrenci arkadaşlarımızla beraberiz. Gün boyu onları ziyaret ettik. İki hafta önce gerçekleştirdiğimiz tahliye tatbikatının faydalarını dün gece arkadaşlarımızın yurtları tedbir gereği boşaltma sürecinde yaşadık. Yurtlarımızı tahliye sürecinin hemen akabinde durum tespiti noktasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın teknik ekipleri birer birer taradılar, hamdolsun yapısal hiçbir sorunun olmadığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Hemen akabinde de tekraren tüm genç arkadaşlarımızı yurtlarına yerleştirdik. Aileleri bu anlamda müsterih olsunlar. İnanıyorum ki bundan sonraki süreçte de deprem öncesi hazırlıklar, hem Allah korusun böyle bir durumla karşılaşıldığında geliştirilen refleks ve çalışmalar ile bilinç en üst noktada olacaktır. Bir deprem coğrafyasındayız. Bu coğrafyanın gerekliliklerini, bu anlamdaki hazırlıkları, tedbirleri devlet olarak 1999’daki durumla bugünü çok bariz bir şekilde farkediyoruz. Rabbim felaketler yaşatmasın” dedi.