İçişleri Bakanı Süleyman Soylu," Şimdi birileri sürekli mağduriyet peşinde, KHK’lılar üzerinden bir mağduriyet hesabı yapmanın peşinde daha da ötesi var helalleşmekte istiyorlar FETÖ’cülerle.
Bakan Soylu, Antalya’nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde düzenlenen Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Stratejik Araştırmalar Kurulu 55. Toplantısı’na katıldı.
Bakan Soylu, bu toplantıların hemen hepsinde, dünyada yaşanan gelişmelere ve bize yansımalarına ait bir değerlendirme ortaya koymak durumunda kaldıklarını belirtti.
Türkiye’nin bulunduğu konumdan bahseden Bakan Soylu, “Suriye’de yaşananların, Ortadoğu’daki istikrarsızlıkların, bugün Ukrayna’da cereyan eden hadiselerin, bizim bütün işlerimize, sizlerin günlük mesaisine yansıması vardır. Eğer bulunduğumuz coğrafya yüzyıldır sömürülmemiş olsaydı, eğer istikrar reva görülseydi, eğer Osmanlı’nın çıktığı yerlere batı tarafından bol bol nifak tohumları ekilmemiş olsaydı, eğer yeraltı zengin yerüstü fakir Ortadoğu, yeraltı fakir yerüstü zengin olan batı tarafından sömürülmek için yüz yıldır karıştırılmasaydı, bugün birimlerinizdeki olay dosyalarının çoğu olmayacaktı. Ne sınır duvarlarına ihtiyacımız olacaktı, ne kaçakçılar için önlem almak zorunda kalacaktık, ne göçmen kaçakçılığından tarihi eser kaçakçılığına kadar pek çok kaçakçılık türüyle uğraşmak zorunda kalacaktık. Ne de bu bakanlık 560 bin kolluk gücü bulundurmak, buna ait maliyetlere katlanmak, arkadaşlarımızı şehit vermek, gazi olmak, onların acısına katlanmak zorunda kalacaktık” diye konuştu.
"Teröre tepki"
Bakan Soylu, 9 bin kilometre ötedeki bir ülkenin 20 yıl boyunca Afganistan’da asker bulundurup operasyon yapmasını, ülkenin altını üstüne getirmesini, başka bir zihniyetle izah etmenin mümkün olmadığını belirtti.
Nevzuhur bir terör örgütünün bir anda ortaya çıktığını dile getiren Süleyman Soylu, “Kısa bir sürede iki devleti yutmasını, sonra bir başka terör örgütüne binlerce tır silah verilmesini, sonra bu iki terör örgütü arasında Suriye ve Irak’ın paylaştırılmasını ve bütün bunların binlerce kilometre ötedeki ülkelerde, Avrupa’da ve Amerika’da planlanmasını; Fransa’dan, İngiltere’den, Almanya’dan insanların gelip, güya Müslüman olup, ne hikmetse de hemen DEAŞ’a katılıp, güya İslamiyet adına cinayet işleyecek kafaya gelmesini, başka bir sebeple izah etmek mümkün değildir. Afganistan’dan, Pakistan’dan, Suriye ve Irak’tan milyonlarca insan bizim kapımıza neden dayandı? Batılıların üç kuruşluk akıllarıyla, evet, yüksek bir strateji falan değil, bildiğin üç kuruşluk akıllarıyla dünyayı getirdikleri nokta burasıdır. Yüksek teknoloji ve zenginlikleri sizi aldatmasın; eğer küresel stratejiyi çok bilselerdi bugün kendilerini yutan bir canavarla karşı karşıya kalmazlardı. Ortadoğu’da ürettikleri tablo, batının kapısını göç ve terör olarak çalmakta mıdır, evet çalmaktadır” diye konuştu.
"Karadeniz’de teyakkuz halinde"
Dünyanın doğusuna silah satmak ve petrolünü sömürmek için çıkarttıkları vekaletler savaşının, bugün Avrupa’da doğrudan savaşa dönüştüğünü ifade eden Bakan Süleyman Soylu, “Az veya çok, bugün Rusya ve ABD-Avrupa kuvvetleri Karadeniz’de karşılıklı teyakkuz halindedir. Ölen siviller, pazarlıklar, karşılıklı tehditler ve kimse işin nereye gideceği hakkında bir fikir sahibi değil. Şimdi bu başarılı bir strateji midir, yüksek bir aklın neticesi midir? Hayır. zenginler mi, evet; teknolojileri yüksek mi, evet; medeniyet akılları yüksek mi, hayır; dünyaya bir vizyon, bir huzur, küresel problemlerde bir rehberlik üretebildiler mi, hayır. Bu kadar güvenlik yatırımına ne gerek var. Akıllarını peynir ekmekle yemişler. Terör örgütünün yanı başımızda yere serdiği iki devlet. İstikrarsızlaştırmak için çaba sarf ettikleri Balkanlar. Ambargo koyulan İran. Bu ülke, 20 yıldır güçlü bir liderlikle beraber, recep Tayyip Erdoğan’ın bir şekilde sahip çıktığı, bir hedefi ve kurgusu olan sağlıklı bir stratejiyle beraber, bugün tüm bu olumsuzluklarla mücadele edebilmektedir ve bir şekilde istikrarını muhafaza etmektedir” dedi.
"Hangi büyükelçilikten talimat aldığını biliyoruz"
Türkiye’de savunma sanayi 20’lerden 80’lere gelmemiş olsaydı bu devlet gücüyle beraber ayakta durmamış olsaydı bu üç kuruşluk aklıyla dünyayı yönetmeye çalışan Batı bizi de aynı ateş çemberinin içine koyacaktı. Ve teslim olacaktı. Sabahtan akşama kadar TBMM’de bütçeyi alıp, bu bütçe savaş bütçesidir diye haykıranlar Türkiye’nin bu meselelerin tamamına hazırlıksız yakalanması için birileri tarafından talimatlandırılanlardır. Hiç başka yerde aramayın. Bir tek insanın burnu kanamasın diye gayret gösterenleri faşistlikle suçlayanlar, Türkiye’nin güvenlik bandını bir anlayışla ortadan kaldırmaya çalışanlar, hiç merak etmeyin bu coğrafyanın aklıyla hareket etmiyorlar. Biz biliyoruz kimin son 10-15 günde hangi büyükelçilikten talimat aldığını biliyoruz. Kimlerin oluşturdukları belgeleri onaylattıkları biz biliyoruz. O nedenle işimizi tesadüfe bırakamayız. Onlar gibi davransaydık Doğu Akdeniz ve Libya’da haksızlığa ve hukuksuzluğa seyirci kalan bir ülke olurduk. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu ülke kendinden beklenmeyecek başarıların, ulaşılamayacak hayallerin altını imza atmıştır” dedi.
"Herkesin gözü burada"
“Biz hazırız ama bu hazırlığımızı hazmetmeyenler hala o küçücük akıllarıyla Rusya ile Ukrayna ile mücadele başladığında S400’ü geri verelim diye siyasi laflar ortaya koyuyorlar diyorlar” diyen Bakan Süleyman Soylu, “Kusura bakmayın geri zekalılıktır, hiç kusura bakmayın. Ukrayna’nın nasıl bir tabloyla karşı karşıya kaldığını, uçak ve füzelere karşı hiçbir şey yapamadığını görüp bir savunma sistemini verelim anlayışını ortaya koyabilmek tam bir geri zekalılıktır kimse kusura bakmasın. Devlet yönetmek büyükelçilerin tahtında onların güzel söyleyeceği kelamlar üretmek falan değildir kimse yanlış anlamasın. Bu coğrafya öyle kolay özgürlüğün ve hürriyetin kazanıldığı coğrafya değil. Herkesin gözü burada” açıklamalarını yaptı.
"Esneklik verilmemeli"
Soylu, küresel ölçekte, organize suç örgütlerinin suç gelirleri 2009 yılında 2,1 trilyon dolar olduğunu ve global gayri safi hasılanın yüzde 3,6’sına denk geldiğini belirti.
Buna karşın 2015-2016 yılları arasında organize suç gelirleri 3.6 ile 4.8 trilyon seviyelerine yükselirken, küresel gayri safi hasılanın yüzde 7’sine eşit hale geldiğini ifade eden Soylu, “Bu rakam yaklaşık olarak dünyanın 4. büyük ekonomisi olan Almanya’nın milli gelirine denk gelmektedir. Bu tablo korkutucudur ama şaşırtıcı değildir. İki devlet otoritesini bitiren iki küresel terör örgütü, aslında bir organize suç örgütü gibi çalışmaktadır. PKK, DEAŞ, bildiğiniz uyuşturucu ticareti ve kaçakçılık örgütleridir. İdeolojilerini bu faaliyetlere kılıf olarak kullanmaktadır. Dünyada pek çok terör örgütü de 21. yüzyılda organize suç örgütü kimliğine bürünmüştür. Birde batının himayesinde olan FETÖ örgütü. En ufak bir esneklik verirsek hem PKK’yı hem de PYD’yi hatta DEAŞ’ı birden bize musallat edebilecek şekilde ayağa dikerler” dedi.
"Kaçak sigara"
Soylu, Türk polis teşkilatının dünyada en köklü ve önde gelen polis teşkilatlarından biri olduğunun altını çizdi.
Bakan Soylu, 33’ü ulusal ölçekte, 15’i bölgesel, 342’si yerel olmak üzere toplam 390 mafya tipi örgütlenmenin çökertildiğini bildirdi.
Hem ulusal hem uluslararası alandaki tüm yapılarla ciddi bir mücadele halinde olduklarını vurgulayan Bakan Soylu, “ Birilerinin bağırması, birilerinin de stratejik destek vermesi boşuna değildir, bilesiniz. Çok tezgahı bozduk, normaldir. Kolay değil, 2016’da 130 milyon paket kaçak sigara yakalıyorduk 2016’da. 2014 yılında kaçak sigara oranı, sigara piyasasının yüzde 21.3’ü seviyesindeydi. Tamamı terör örgütünün kasasına gidiyordu. Aradan tırtıklayanlar vardı. Bugün yüzde 2.1 seviyesine çektik. 2021’de yakaladığımız kaçak sigara miktarı, 5.7 milyona düştü. Sınırlarımızdaki tedbirleri iyi aldık terör örgütüne darbe indirdik. Bu sefer makaron’a yöneldiler. Daha ucuz, nakli kolay. Önce doldurulmuş makarona yöneldiler. Burada tütün kaçakçılığını baskıladık. Bu sefer boş makarona ağırlık veriyorlar. burayı da baskılıyoruz. 2017’de emniyet ve jandarma dahil 36.2 milyon adet yakalamıştık, bu sayı her yıl arttı, 2021 sonu itibarıyla 2.1 milyar adet, evet milyar adet boş makaron yakaladık. Makaron konusunu ciddiyetle ele almak lazım. Üretim merkezlerini tarumar etmek bizim namusumuzdur. Eğer burayı gevşetirsek, kaçak sigara yakalamasında elde ettiğimiz kazanımları burada geri vermiş oluruz” dedi.
"Bataklık operasyonu"
Bakan Soylu, bu dönemin önemli bir karakteristiği de sadece suçla değil, suç gelirleriyle de mücadele etme anlayışını getirmiş olması olarak nitelendirdi.
“Uyuşturucu suç gelirleriyle mücadele kapsamında bataklık operasyonunu başlattık ve bildiğiniz gibi pek çok fincancı katırını ürküttük” diyen Bakan Soylu, “Benzer bir operasyonu da kom başkanlığımız bünyesinde akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili olarak yürüttük. silici adını verdiğimiz operasyonla, 171 akaryakıt bayisinde 23 dağıtıcı firmada ve 2 otomasyon firmasında tam 448 vergi müfettişi ve gelir uzmanıyla operasyon yaptık. 2015-2020 yılları arasında 295 akaryakıt bayisine ait 663 milyon litre akaryakıtın verilerinin silindiğini gördük. Bugünkü piyasa değeriyle yaklaşık 10 milyar TL’lik bir akaryakıt ve buna ait bir vergi kaçakçılığı söz konusudur” diye konuştu.
"Sanal bahis ve kumar Türkiye için en büyük tehdit"
FETÖ ile mücadelenin aralıksız sürdüğünün altını çizen Bakan Soylu,” Önümüzde sıkıntılı bir süreç daha var. Sanal bahis sanal kumar. Sanal bahis ve sanal kumar Türkiye’nin en büyük tehdittir. Türkiye’ye yine menşeini dünyanın en büyük ülkelerinden birisi olan ve batı ülkesinden alan ,oradan yönetilen, oradan etrafımızdaki bir çok coğrafya üzerinden server dahil oralarda bulunan bir anlayış üzerinden Türkiye’ye sevk edilmektedir. Bunu kesmekte bizim boynumuzun borcudur. 50 milyarlık bir bütçeden bahsediyorum. Her gün kar topu gibi büyüyen aileleri, kamuyu, çalışanları etkileyen bir meseleden bahsediyorum. Bunu bitirmek tasviye etmek boynumuzun borcudur. Sert şekilde alacağız, acımayacağız. Sanal bahis ve sanal kumarla aileleri yok eden geleceklerini karartan, bunun üzerine organize suç örgütlerini kaçakçıların dünyada özellikle bir takım batılı ülkelerin nemalanmasına müsaade etmemeliyiz. Bu kişilere tarihi bir ders vermeniz gerekir. Bizim coğrafyamız milletimiz oynanacak bir millet değildir. Bu konuda çok şey biliyorum. SİBER ve KOM birimleriyle bu konunun üstüne gideceğiz” dedi.
"KHK mağduriyetine tepki"
Geçen yıl mart ayında tüm ülkede eş zamanlı tefecilik operasyonu yapıldığını hatırlatan Bakan Soylu, “ Pos tefeciliği ve çek senet tefeciliği yaptıkları belirlenen 24 kişi tutuklandı ve bunların arsında FETÖ’den ihraç askeri personeller vardı. Şimdi birileri sürekli mağduriyet peşinde, KHK’lılar üzerinden bir mağduriyet hesabı yapmanın peşinde daha da ötesi var helalleşmekte istiyorlar FETÖ’cülerle. Biz terör örgütüyle istihbarat örgütüyle helalleşmeyeceğiz kimsenin helalleşmesine de fırsat vermeyeceğiz. Bu devlet birilerinin oyuncağı değildir. Bu mesele artık kriminal bir meseledir, bunu siyasete alet etmek aşağılık bir hadisenin ta kendisidir. Neymiş KH mağduriyeti, FETÖ’nün tek kurtuluş umududur, bu umudu onlara vermeyiz. Hatırlayın, DHKP-C bile, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça eylemini aylarca “KHK mağduriyeti” diye pazarlamışlardı. Biz gerçekleri kamuoyuna açıklayınca bütün balonları sönmüştü. Burası öyle güzel bir mağduriyet alanı ki, neredeyse PKK’yı da KHK mağduriyetine sarıp öyle pazarlayacaklar. İnanmak isteyen inanabilir, bizim bunlara karnımız tok. Yaklaşık 125 bin 608 kişi KHK’lının yaklaşık 21 bini örgütte sorumlu yönetici olarak görev almış; 37 bini bylock kullanıcısı. 38 bin 867’si örgüt tarafından örgüt için kodlaması yapılmış. 15 bin 568’de sınav soruları aldıkları bahisle yargılanıyorlar. Kimse kusura bakmasın, biz o FETÖ haininin sahte gözyaşı dökmekte ne kadar mahir olduğunu iyi biliriz” diye konuştu.
"249 operasyon"
Bakan Soylu, 2021 yılında FETÖ’ye dönük toplam 249 planlı operasyon yaptıklarını, operasyonların ne kadar lazımsa o kadar süreceğinin altını çizdi.
“Kazıyacağız, gelecek neslimize bir daha böyle bir tehlike kalmayacak” diyen Soylu, “Bütün bu tabloyu gördükten sonra buna imkan ve fırsat verirsek gelecek neslimiz bizden hesap sorar. Bu mücadeleyi hukukun çerçevesi içinde sonuna kadar gitmek boynumuzun borcudur” dedi.
Bakan Soylu, konuşmasının bir bölümünü ise internet ve telefon dolandırıcılığına ayırdı.
"Pandemi ve salgında dolandırıcılık arttı"
Bir anket üzerinden konuşmasına devam eden Soylu,” Akdeniz üniversitesi bünyesinde açık kaynak taraması yapılarak dolandırıcılık haberleri üzerinde yapılan bir çalışmaya göre, Türkiye’de 2008 yılında dolandırıcılık aracı olarak yüz yüze iletişimin kullanılma oranı yüzde 49’ken internet siteleri ve telefonun dolandırıcılık faaliyetlerinde araç olarak kullanılma oranı yüzde 18’dir. 2019 yılına gelindiğinde yüz yüze iletişimle dolandırıcılık yüzde 27’ye düşerken telefon ve internet sitelerinin kullanımı ise yüzde 47’ye ulaşmıştır. Pek çoğumuz da aslında bu değişimi hissediyoruz. Salgın ve pandemi döneminde pik yapmıştır. Suç işlemede yeni imkanlar, yeni teknikler, yeni yöntemler üretti. Hem internet üzerinden, hem iletişim dolandırıcılığı dediğimiz ve halk arasında telefon dolandırıcılığı olarak bilinen yöntemde yaşanan mağduriyetlerde bir yükseliş görülmektedir. Esasen 2016’dan itibaren düşüş eğiliminde olan bu suçlarda 2019 sonrası sayılar, pandemi sebebiyle artış gösterdi” dedi.
Bakan Soylu, 2019’a kadar düşüş trendinde olan genel dolandırıcılık olay sayısı, 2019’da 39 bin seviyesinden, yüzde 68 artışla 65 bin 500 seviyesine çıktığını kaydetti.
"İletişim ve telefon dolandırıcılığında ciddi artış"
Bütün suçların sayısında azalma varken internet dolandırıcılığında bir artışın olduğuna dikkat çeken Soylu, “Yine aynı periyotta, yani 2019-2021 arasında yüzde 133 artışla 9 bin 142’den 21 bin 342’ye; iletişim dolandırıcılığı olayları yüzde 69 artışla 7 bin 316’dan 12 bin 368’e çıktı. Mağdurların eğitim durumları, hemen hemen her kategoride, her cinsiyette aynı. İlköğretim, lise ve dengi okul, yüksek öğrenim oranları, hemen her dolandırıcılık suçundaki mağdurlarda yaklaşık olarak birbirine yakın, yüzde 25-30 bandında. Dolayısıyla her yaşta, her eğitim seviyesinde, her meslek grubunda bu mağduriyetler ne yazık ki yaşanıyor. Ben okumuşum üniversite mezunuyum, doktora yaptım bana bir şey olmaz kimse demesin. Dolandırıcıların işi bu sahtekarlar. Nasıl avlayacaklarını nasıl kandıracaklarını yıllarca antrenmanlarını yapmış ve bunları denemişler” ifadelerini kullandı.
"Devlet bir memuruyla telefon açıp sizden para istemez"
Son yıllardaki bu hareketlenmeden ve mağduriyetlerin artmasından hareketle İçişleri Bakanlığı olarak emniyet teşkilatıyla dolandırıcılık suçlarına ait yeni bir yapılanmaya gittiklerini belirten Bakan Soylu, “ İletişim ve internet dolandırıcılığına odaklandık. Güçlü bir ekip kurduk. Burada vatandaşlarımıza şunu ifade etmek isterim. Lütfen şunu aklınızdan çıkarmayın. Devlet, bir memuruyla telefon açıp sizden para istemez. Lütfen, telefondaki tanımadığınız birinin lafına güveneceğinize, 112’ye güvenin, sizi arayan numarayı hemen kapatıp 112’yi arayın ve ihbar edin. Karakola gidin, karşı karşıya kalacağınız mağduriyetten daha az bir maliyetle adımlarınızla beraber bizde yardımcı oldun. Bir polis telefon açıp sizden para istemez, bir dosyanızın kapanması için sizle temas kurmaz. Bunu telefonda size söylemez. Böyle bir yöntemimiz yok. Böyle bir telefonla karşılaştığınız zaman hem 112’yi arayın. Zaman zaman vatandaşlarımızın, dolandırıldıklarında, çeşitli sebeplerle ihbar etmekten kaçındıklarını görüyoruz. Geçen yıl yaşanan 65 bin dolandırıcılık olayının 40 bininin faili tespit edilmiştir. Dolayısıyla yapılan her ihbar, her başvuru, bizim elimize geçen her ipucu, bu kişilerin çemberini daraltmaktadır. Tekraren ifade etmek istiyorum, devlet telefon açıp sizden para istemez. Telefonda polis, asker, savcı veya başka bir kamu görevlisi olarak tanıtıp, sizi birtakım suçlarla veya ithamlarla tehdit edip sizden para isteyen kişilere itibar etmeyin ve yaşadığınız her dolandırıcılık olayını mutlaka ihbar edin. Yaşlılarımıza da musallat ola bu dolandırıcılık şebekelerine öyle bir darbe vuracağız ki kaçacak delik bulamayacaklar. Bu meselenin bu sene önemli ölçüde defterini düreceğiz” açıklamalarında bulundu.