AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "Biz tarafların kimliği ile uğraşmayız.Tarikatmış, cemaatmiş, şahısmış buralara bakmayız. Bizim için korunacak değer çocuksa çocuktur. Şiddet mağduruysa mağdurdur, onu alır koruruz. Nitekim bunu yapmışız" dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Ankara'da bir otelde 'Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi 2022 Yılı Toplantısı' düzenlendi. Toplantıya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katıldı.
Bakan Yanık, kadına yönelik şiddette sıfır toleranslarının olduğunu, bir tek kadının dahi şiddete maruz kalmadığını görene dahi mücadelelerini aynı kararlılıkla yürüteceklerini söyleyerek, "Ancak yaptığımız çalışmaların, verdiğimiz mücadelenin kıyasını yapmak için ölçülebilir olması lazım. Yıllık cinayetler sebebiyle hayatını kaybeden vatandaşların sayısı, bunların içerisinde kadınların sayısı, bunların içerisinde kadınların kimliğinden dolayı şiddetin tarafı olmak. Biz de kendi yapıp ettiklerimizi bu anlamda dün neredeydik, bugün neredeyiz, yarın nerede olmaya çalışıyoruz? Değerlendireceğiz. Tabii de günden güne iyileştirmeye çalışacağız. Ortadaki sonuçlar iyileşmişse bunu paylaşmayalım mı? Bunu hepimizin ortak çabasının ürünü olarak ortaya koymayalım mı? Sanki hiç sonuç alınmıyormuş, hiç iyileşme yokmuş gibi itham. Siyasetin aracı olarak görmenin başlıkları olarak değerlendiriliyor. Bu bizim toplum psikolojisi açısından yıkıcı bir etki oluşturuyor. Meseleyi gerçekçi, adil perspektif ile konuşalım. Meselenin sorun olarak devam eden kısmını konuşalım. Ama hiçbir iyileşme yok, aman kimseye söylemeyin bunu, herhangi bir şekilde paylaşmayın bunu. Hayır, buna müsaade etmeyeceğiz. Biz yaptıklarımızın hesabını ne kadar veriyorsak, ortaya çıkardığı sonuçları, eğer varsa iyileştirme gayet tabii kamuoyuyla paylaşacağız" diye konuştu.
'KAMUOYUNDA 'KRAVAT İNDİRİMİ' OLARAK BİLİNEN İYİ HAL İNDİRİMİ KALDIRILDI'
2022 Faaliyet Planlarını; Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içerisinde uyguladıklarını söyleyen Bakan Yanık, "2022 yılı faaliyet planımızda yer alan Adalet ve Mevzuat başlığı çerçevesinde mevzuatı güçlendirici önemli adımlar attık. 27 Mayıs 2022 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemelerle kadına karşı işlenen kasten öldürme, kasten yaralama, tehdit, işkence, eziyet suçlarında cezalar artırıldı. Bu suçların kadınlara karşı işlenmesi ağırlaştırıcı sebep oldu. Bugüne kadar genel suçlar kapsamında kadınların mağdur olması değerlendirilirken, kadınların kimliğinden dolayı bu tür suçlar ağırlaştırıcı sebep oldu. Bu yeni bir bakış açısı. Sürekli maruz kaldığımız ithamlar, kadınlara yönelik suçların yeterince araştırılmadığı, yeterince takip edilmediği, faillerin korunduğu vs. hiç öyle olmadığını en son örneği de 27 Mayıs 2022'de yaptığımız değişiklikler. Israrlı takip müstakil bir suç haline getirildi. Kamuoyunda 'kravat indirimi' olarak bilinen iyi hal indirimi kaldırıldı. Kasten yaralama suçu, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı canavarca hisle veya kadına karşı işlenmesi halleri, kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde tutuklama nedenleri arasında yer aldı. Eş veya boşanılan eşe karşı işlenmesi ağırlaştırıcı neden oldu. Bu da bir başka açıdan baktığımızda ailenin korunması için, eş veya boşanılan eşe karşı işlenen suçların ağırlaştırıcı sebep haline getirilmesi bir tarafıyla da ailenin korunması için çok önemli bir adımdır" ifadelerini kullandı.
'BİZİM İÇİN KORUNACAK DEĞER ÇOCUKSA ÇOCUKTUR'
6 yaşında istismara uğrayan H.K.G.'ye ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Yanık, "Mağdur olan kişinin kimliğine, cinsiyetine, yaşına, ideolojisine bakmaksızın o mağduriyetler ne ise hangi başlıkta ise bununla ilgili gerekli çalışmaları bize intikal ettiği andan itibaren yaparız ve takibini sürdürürüz. Nitekim H.K.G. meselesinde de aynı ciddiyetle aynı dikkatle bakanlık olarak yetki ve sorumluluk alanımızda olan konuyu, olan çalışmaları yerine getirdik. Bir kez daha şunun altını çizerek ifade etmek istiyoruz. Altı yaşında bir çocuğun herhangi bir gerekçe ile herhangi bir sebeple hele o güzel dinimizi vesile kılarak evlendirilmesi kabul edilemez. Biz tarafların kimliği ile uğraşmayız. Tarikatmış, cemaatmiş, şahısmış buralara bakmayız. Bizim için korunacak değer çocuksa çocuktur. Şiddet mağduruysa mağdurdur onu alır koruruz. Nitekim bunu yapmışız. Dolayısıyla hiç kimseye hiçbir ayrıcalığımız yoktur. Hiç kimseye hiçbir borcumuz yoktur. Bizim borcumuz milletimizedir, milletimizin mağdurlarınadır ve bu borcu da yerine getirebilmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Öncelikli olarak 'hiçbir şey yapmadınız' diyen çevreler, mağdurun bakanlığımız kuruluşlarında gizliliğinin son derece dikkatli bir biçimde sağlanarak can güvenliğinin, bakımının temin edildiği, psikososyal desteğinin temin edildiği ortaya çıkınca bu sefer süreç eleştirisine dönüp 'o zaman 2 yıldır şunu niye yapmadınız bunu niye yapmadınız' diye bakanlığımızla hiçbir ilgisi olmayan birtakım mazeretleri öne sürmelerine biz şaşırmıyoruz. Ama bu mağdurlara katkı sağlayan bir tavır değil, bu mücadeleye katkı sağlayan bir tavır değil. Dava, bize ihbar edildiği andan itibaren müdahil olarak hukuki anlamda daha önce sosyal hizmet desteği olarak sürdürdüğümüz sorumluluğumuzu şimdi hukuki destek olarak da sürdürüyoruz. Dosyaya ibraz ettiğimiz taleplerimiz çerçevesinde hem sanıkların tutuklu yargılanması noktasında hem de duruşmanın öne alınması noktasındaki taleplerimiz sayın mahkeme tarafından da kabul edildi ve karşılık gördü. Dolayısı ile bunları bir kez daha bu konudaki duruşumuzu kararlılıkla ifade etmek bakımından konunun paydaşları ile birlikte ifade etmenin önemine inanıyorum" açıklamasında bulundu.