BEYKOZ'da dün etkili olan yağış sırasında yıldırım düşmesi sonucu spor salonunun çatısı çöktü.
Salonda bulunan çocuklardan ikisinin yaralandığı dehşet anları güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Olayda yaralanan 10 yaşındaki kız çocuğunun babası konuştu.
İstanbul'da dün etkili olan yağmurda Beykoz'daki sitede bulunan spor salonunun çatısı, yıldırım düşmesi nedeniyle çöktü. Eğitmen ve öğrencilerin salonda bulunduğu sırada meydana gelen olayda biri hafif, 2 çocuk yaralandı. Çocuklar hastanede tedavi altına alındı. Çatının çöktüğü dehşet anları güvenlik kameraları tarafından görüntülendi. Görüntülerde, eğitmen ve öğrencilerin panikle kaçmaları ile bazı parçaların çocukların üzerine düştüğü anlar yer aldı.
"YAKLAŞIK 40 DAKİKA BOYUNCA DA ÇOCUKLAR AMBULANSA KONULMAMIŞ"
Olayda yaralanan 10 yaşındaki kız çocuğu Anatolia Özdilek’in babası Ali Osman Özdilek, "Ben bir iş toplantısına girmek üzereydim. O esnada çok yakın bir arkadaşım beni aradı ve dedi ki, ‘Aliciğim kızın şu an benim kollarımda ve boğuldu. Sudan çıkardık. Çatı çöktü. Şu anda burada başka bir sağlıkçı arkadaşımız da var, başındayız. Endişe etme, merak etme ama bil ki durum iyi değil. Yani size anlatılacağı gibi çok hafif bir durum değil. Bütün çatı çöktü ve kızın suyun altında kaldı’ dedi. Bunun üzerine ben de eşimi aradım. O da bir toplantıya girmek üzereydi. Kendisine olay farklı aktarılmış. Ben hemen elimden geldiğince hızlı gitmeye çalıştım. Müthiş bir yağmur, müthiş bir trafik vardı. O sırada da ambulansa koydurmaya çalışıyoruz çocukları. Yaklaşık 40 dakika boyunca da çocuklar ambulansa konulmamış. Ambulans gelmemiş ya da çağırılmamış. Bunların hepsi daha sonra tabii ortaya çıkacak" dedi.
"ÇOCUKLARIN NEREDEYSE TAM ÜSTÜNE DÜŞÜYOR"
Çocukların daha sonra hastaneye götürüldüğünü belirten Özdilek, "Benim kızım yukarı çıkamıyor suyun üstüne ve suyun altına dalıyor ve burada nefessiz kalıyor, baygınlık geçiriyor. İlk çıkaranlar kenara çekiyorlar ve kusturuyorlar çocuğu. Diğer çocuk ise kafasına bir darbe geliyor. Onun kafasına da bir bandaj yapıp bekletiyorlar çocuğu. Sonra tekrar döndüğümde diğer çocuğun çevresinde bir panik havası vardı, oradaki doktorlarda. ‘Ne oldu arkadaşlar’ dedim. Dediler ki kafatası kemiği kırık. Ve beyine müdahale etmiş olma ihtimali var. Ameliyata alıyoruz acilen. Yani bu öyle basit bir olay değil. Görüntüler elimize geldi. Kamuoyunda paylaşıldı. Orada da görüldüğü üzere son grup çocukların neredeyse tam üstüne düşüyor ve bunlardan o çocukcağız kurtulamamış, bir tanesi vurmuş. Benim çocuğumu da aşağıya itmiş. Dolayısıyla böyle bir vaka var. Yani kamuoyunun bunu bilmesi lazım" diye konuştu.
"HASTANEDEKİ KIZIM BÜYÜK BİR TRAVMA GEÇİRMİŞ DURUMDA"
"Ben tüm ekiplerimi mimarları, mühendisleri, avukatlarımı olayı araştırmaya sevk ettim" diyen Özdilek, "Biz kimseyi suçlamak istemiyoruz. Biz kök neden nedir? Bunu bulmaya çalışıyoruz, objektif olarak. Bizim çocuklarımız ise bir yaz okuluna gidiyorlar. PTA diye bir yaz okulu var, o okula gidiyorlar. O esnada oluyor olay. Yani benim bu arada, iki kızım da aynı anda orada. Havuzun baş tarafında duruyorlar. Çünkü onlar çıkmışlar. Ve görüyorlar bu olayı. Ortanca kızım bağırıyor, ‘ablamı kurtarın, ablamı kurtarın’ diye. Kendisi içeride. Çocuklar şu an korkudan tir tir titriyorlar iki gündür. Zaten hastanedeki diğer kızım büyük bir travma geçirmiş durumda. Çocuk durup durup korku nöbetleri yaşıyor. Şu anda hastanede bugün de çıkaramadık. Çünkü o baygınlık anında aspirasyon meydana gelmiş. Yani ciğere su gitmiş. Ciğere su gidince de oradaki suyun bir şekilde dışarı atılması lazım ve bunun enfeksiyon olmadan olması lazım" ifadelerini kullandı.
Özdilek, "Bu kazada can kaybı yok doğru. Çok şükür. Ama bizim iki çocuğumuz, benim çocuğum ve diğer çocuk yaralandı. İmar kanunu gereğince paratoner olmadan bu tür bir yapıda, hele ki orman içindeki bir yapıda mümkün değil ama paratonerin olup olmaması da tek başına yeterli değil. Paratonerler teknik olarak yeterli mi, kalibrasyonları yapılmış mı, bakımları düzenli yapılıyor mu, gerçekten oradaki kapasiteye yeterli mi, topraklaması doğru yapılmış mı. İkincisi ise çatı konstrüksiyonu mimari ve inşai gereklere uygun yapılmış mı. Bunların hepsine bakacağız" şeklinde konuştu.
"KİMSEYE DE HERHANGİ BİR TOLERANS TANIMA GİBİ BİR FİKRİMİZ YOK"
Ali Osman Özdilek, "İlk müdahaleyi yapan çocuk doktoru Beykoz Devlet Hastanesi'ne geldi ve bize dedi ki; ‘Aspirasyon mevcut, çekiminde ciğerde su görünüyor. Bu ancak bilinçsizlik durumunda olur baygınlık durumunda olur. Çocuk bayıldı mı' diye sordu. Bunların hepsi izaha muhtaç konular. Ben hukuk adamıyım. Kimseyi hiçbir şekilde suçlamıyorum. Kimseye de herhangi bir tolerans tanıma gibi bir fikrimiz yok. Bir hata var ise o hatanın mutlaka bedeli olacak. Bir hata yok ise objektif önlenemez bir şeyse eyvallah. O zaman kimsenin diyecek bir şey yok. Fakat şu ana kadar yürüyen süreçten biz rahatsızız. En önde de kamuoyunun bu şekilde yanlış bilgilendirilmesinden rahatsızız" diye konuştu.
Yaşanan olayda kafatasında kırık oluşan Ayaz Pakdemir’in geçirdiği ameliyatın ardından sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.