Rahime Sultan Camii, Sakarya’nın tarihi yerler listesinin başında yer alıyor. 31. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid’in dördüncü hanımı Peruste Rahime Sultan tarafından 1892 yılında Sapanca ilçesi Uzunkum Mahallesi’ne yaptırılan cami, yerli yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Yığma taş ve tuğlalı mimari usulüyle inşa edilen caminin giriş kısmında Sultan Abdülmecid’in tuğrası yer alıyor. Cami sade yapısı ile görenleri kendine hayran bırakıyor. 22 Temmuz 1967 depreminden sonra onarım gören caminin minberi, zemin de yer alan karo taşlar ve kutsal emanetlerden olan Sakal-ı Şerif’in muhafaza edildiği bölüm o dönemden kalan orijinalliğini koruyor. 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde minaresi yıkılan cami tekrar restore edilerek eski haline döndürülürken yapımından bu yana 5’inci imam hatibi olan Mücaheddin Çoban, cami yanında bulunan mezarlıkta ilk dört imam hatibin bulunduğunu aktardı. Bölge sakinlerinden olan ve ibadeti için Rahime Sultan Camii’ne gelen 93 yaşındaki Rahmi Akbaş ise camiinin ziyarete gelinmesini ve bünyesinde birçok eser barındırdığını söyledi. Sadeliğiyle dikkat çeken tarihi yapı ise havadan da görüntülendi.
“5’inci imam hatipleri olarak buraya tayin edildim”
Rahime Sultan Camii’nin 5’inci imam hatibi olan Mücaheddin Çoban, “Hicri 1310 miladi 1892 tarihinde cami tamamlanınca hoca efendiyi de buraya tayin ederek saraydan gönderiyorlar. Caminin ilk imamı olan Abdullah Refet Efendi’nin kabri buradadır. Hicri olarak 1310’da gelip 1325’te vefat ediyor. Artık görev yaptığı caminin mezarlarında birisine gömülüyor ve ilk mezarlardan birisidir. Kendisinden sonra aynı aileden olmak üzere Osman Nuri Efendi, Mehmet Yaşar Hoca Efendi ve Mehmet Nuri Şahin Hoca Efendi, yani dede, oğul, torun olarak 3 kuşak görev yapıyorlar bende 5’inci imam hatipleri olarak buraya tayin edildim” dedi.
“O günden bu güne orijinalliğini korumuş günümüze kadar gelmiştir”
Rahime Sultan Camii hakkında bilgiler aktaran Çoban, “Caminin minare yapısı Osmanlı mimarisi kullanılmıştır tamamen o denemde nüfus yoğunluğuna göre cami yapıldığı için bu cami, tek üniteli, tek kubbeli, tek minareli cami olarak inşa edilmiş. Tek üniteli ve 3 bölmeli olarak inşa edilen camii, giriş, üst kat ve merkezi mescit olarak tanımlıyoruz. Kubbesi tuğlalarla örülüp üzerine kurşun döküldüğü yazılıyor tarihi yapısında. Onun dışında dönemin seramik kaplamalarıyla hem cam önleri, zemini, girişi ve yanlarında asma yapraklı seramiklerle süslenmiş bir cami. Orijinalliğini koruyan bölümler ise minber, camide bulunan çift sütunlar, şamdanlıklar, karolar, caminin Osmanlıca kitabesi ve Sakal-ı Şerif’in muhafaza edildiği kutu kısaca içinde barındırdığı tarih, o günden bu güne orijinalliğini korumuş günümüze kadar gelmiştir” diye konuştu.