HATAY’ın Antakya ilçesine bağlı Tanışma Mahallesi’nde, ağır hasarlı evlerine geri dönemeyen aileler, mahallenin çeşitli noktalarına kurulan çadırlara yerleştirildi. 5 kardeşi, anne ve babası ile ortaokulun bahçesine kurulan çadırda kalan ilkokul 4’üncü sınıf öğrencisi Mehmet Sefa Keser (10), öğretmeni aracılıyla çektiği bir görüntüyü sosyal medyada paylaşarak, oyuncak, yiyecek, giysi yerine yetkililerden kitap istedi. Mehmet Sefa, “Matematiği çok seviyordum. Deprem olunca eğitimimiz kısıtlandı. Kitap istiyorum” dedi.
Antakya’nın Tanışma Mahallesi’nde yaşayan Sultan Keser’in (35), eşi ve 6 çocuğuyla birlikte yaşadığı evi, Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar gördü. Keser de hasarlı evlerine dönemeyen diğer depremzedeler gibi, ailesi ile birlikte çadıra yerleştirildi. Keser ailesi, Tanışma Ortaokulu’nun bahçesine kurulan çadırda yaşamaya başladı. Depremlerin ardından eğitim öğretime ara verilmesi nedeniyle, ailenin 6 çocuğu da çadırda kendi imkanlarıyla derslerine çalışmaya başladı. Sultan Keser’in ilkokul 4’üncü sınıfa giden oğlu Mehmet Sefa Keser, kitap istediğini öğretmenine iletti. Öğretmeni aracılıyla çektiği bir görüntüyü sosyal medyada paylaşan Mehmet Sefa Keser, oyuncak, yiyecek, giysi yerine yetkililerden kitap istedi.
‘OKULSUZ KALDIK, KİTAP İSTİYORUM’
Matematiği çok sevdiğini ve büyüdüğünde bilim insanı olmak istediğini söyleyen Mehmet Sefa, okula gidemediğini söyleyerek, “Deprem günü uyuyordum. Depremi hissedince kalktım. Yatakların altına sığındık. Babam geldi beni tuttu. Deprem bitince babam bizi arabaya indirdi. Arabada 2 gün kaldık. Daha sonra römorkta çadır yaptılar. Onun içerisinde kaldık. 4'üncü sınıfa gidiyordum. Çalışkandım, öğretmenimiz de bizi seviyordu. Depremden sonra arkadaşlarımın çoğu şehirden ayrıldı. Bazıları İstanbul'a, bazıları Ankara, bazıları da başka şehirlere gittiler. Şimdi okulsuz kaldık. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Öğretmenimiz bize canlı ders veriyor. En büyük hayalim bilim insanı olmaktı. Bunun için çok çalışıyordum. Matematiği çok seviyordum. Deprem olunca eğitimimiz kısıtlandı. Kitap istiyorum. Eğitim kısıtlanırsa meslek sahibi olamayız” diye konuştu.
‘ÇOK ZOR, ANLATILMAZ BİR DURUMDU’
Deprem anında bir çocuğunun yatılı olarak okuduğu okulda olduğunu söyleyen Sultan Keser ise o anları şöyle anlattı:
“Hepimiz yatıyorduk. Depremi hissettiğimizde çocuklarımızın odasına koştuk ama hiçbir şey yapamadık. Depremin bitmesini bekledik. Bir çocuğum o sıra okuldaydı. 5 çocuğum evdeydi. Depremin durmasını bekledik, daha sonra sokağa indik. Daha sonra da evleri bıraktık, çıktık. Ayağa kalkıyoruz, duramıyoruz. Çocukları indirmeye çalıştık ama 5 çocuğumuzu birden deprem anında alıp inemezdik. O gece hiç yatamadık. Çok kötüydü, anlatamıyorum. Çocukları arabalara yerleştirdik. Biz dışarıda bekliyorduk. Yemek aklımıza dahi gelmedi. Çok zor, anlatılmaz bir durumdu. Okul bahçesine geldik. Çadır yoktu, römorklarda bir hafta kaldık. Daha sonra AFAD çadır getirdi. O günlere göre şimdi çok iyiyiz. Ama yine de çocukların bakımı çadırda çok zor oluyor. Konteyner olsa iyi olur ama buna da şükür ediyoruz. Evlere hiç giremiyoruz, korkuyoruz. O riski göze alamam. Şimdilik çadırdayız.”
‘HİÇ KİTAP GELMEDİ’
Çocukları için eğitimin en önemli şey olduğunu söyleyen Sultan Keser, “6 çocuğum var ve hepsi okula gidiyordu. Şimdi eğitim durdu. Hiçbir şey yapamıyoruz. Öğretmenler arıyorlar, canlı ders yapmak istiyorlar. 6 çocuğum o derse nasıl katılabilir. İnternet sorunu da var. Kendi imkanlarıyla işledikleri dersi tekrarlıyorlar ama çocuklarımız için eğitim istiyoruz. Geri kalmasınlar. Sadece benim çocuklarım için değil, bütün çocuklar için bunu düşünüyorum. Bölgeye her şey geldi ama çadırlara kitap hiç gelmedi. Çocuğum 1'inci sınıfa başlayacak ama ben çocuğumu nasıl yönlendireceğim. En azından kendi imkanlarımızla kitaplar gelince bir şeyler öğretelim” dedi.