Trabzon’da Ortahisar Belediyesi personeline yönelik teknoloji bağımlılığıyla ilgili seminer düzenledi. Ortahisar Belediyesi’nin Kızılay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) işbirliğiyle düzenlediği seminerde Bener Cordan Ortaokulu öğretmeni Psikolojik Danışman Şükran Çelik teknolojinin bağımlılığını anlattı.
Globalleşen dünyada her 10 kişiden 9’nun herhangi bir ürüne bağımlılık gösterdiğini dile getiren Çelik “Teknoloji bağımlılığını şöyle tarif edebiliriz. İnsanların herhangi bir ürünü, zararlarını bilerek gereğinden çok fazla kullanması ya da zaman ayırması, bundan kendini alıkoyamamasıdır. Bağımlılık yaşa bağlı değil, her yaşta olabilir. Bir insanın teknoloji bağımlılığı bir saatten 2,3,4 saate kadar çıkabilir. Teknoloji bağımlılığı nedeniyle çocuklar fiziksel olarak okulda ama zihinsel olarak okulda değiller. Pandemi döneminde çocuklar dışarı çıkamadığı için bağımlılıkları çok arttı. Boş vakitlerinin çokluğundan zaman geçirmek için telefonla çok oyalandılar. Teknoloji bağımlısı çocuk telefonu elinden alınınca çok ciddi reaksiyon gösterebilir. Bunun yanında çocuklarda hareketsizlikten dolayı obezite baş gösteriyor. Dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik en çok ortaya çıkan olumsuzluklar. Çocuklar ne yaptıklarının farkına varmıyor. Hayal dünyasında yaşıyorlar. Buna da bilgisayar ya da telefon başında aşırı derece zaman geçirmeleri neden oluyor. Bağımlılıkta teknolojik ürün başında geçirilen zaman çok önemli. Bu anlamda ekran bağımlılığı bütün dünyada çok ciddi bir sorun” dedi.
Teknoloji bağımlılığının altındaki nedenleri sıralayan Çelik, “Eğer ailede bağımlı bir anne ve baba varsa, ev içinde sorun varsa, çocuk kendini ifade edemiyorsa, sosyal değilse, gerçek hayatta başarısızsa ve bu başarısızlığını sanal alemde telafi etmek istiyorsa teknoloji bağımlılığına kapılıyorlar. Bağımlılık ilk önce merak duygusuyla başlıyor. Arkadaşında görüyor, kendi de yapmak istiyor. Bağımlı çocuklar minecraft gibi bilgisayar oyunları hakkında konuşmak için arkadaşlarını arıyor” diye konuştu.
“Kimler risk altında?”
Teknoloji bağımlılığından dolayı duygusu olmayan materyalist çocukların yetiştiğine vurgu yapan Çelik, “Hobisi olmayan kişilerin daha çok bağımlılığa kapıldığını görüyoruz. Kendini keşfetmemiş, yeteneklerinin farkında olmayan insanların bağımlı olması daha kolay. Eğer çocukların bağımlı arkadaşları varsa bu durum daha da kolaylaşıyor. Okuldaki başarısızlığını gidermek için kendini sanal alemdeki başarılarıyla tatmin ediyor. Ailesiyle çatışması varsa, kimseyle iletişim kurmuyorsa, içine kapanıksa bağımlı olabiliyor. Böylece de daha materyalist çocuklar yetişiyor. Çünkü oynadığı oyunlarda kesip, doğruyor, öldürüyor. Bunlar ona puan kazandırıyor. Ve gerçek hayatta da çocuk bu şiddeti devam ettiriyor. Bu şiddeti normal bir şeymiş gibi içselleştiriyor. Arkadaşının kafasına vuruyor ya da onu duvara çarpıyor. Bu oyunlarda çocuklar ebeveynlerinin kredi kartlarıyla karakter satın alıyorlar” şeklinde konuştu.
Teknolojik ürünlerin amacına uygun olmayan şekilde, denetimsiz ve kontrolsüz kullanılmasının bağımlılığa neden olduğunu kaydeden Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yedi yaşa kadar olan dönem çocuklarda çok önemli. Zihinsel gelişimini tamamlamayan çocukların daha çok bağımlı olduğunu görüyoruz. Bağımlılığı önlemek için telefonu, televizyonu çıkartın hayatınızdan Zihinsel olarak çocukları kucaklayın. Eğer teknolojik ürünleri amacına uygun, bilinçli bir şekilde kullanmıyorsak biz de bağımlıyız demektir. Teknolojik ürünleri kötüye kullanmak şöyle olur. Eğer teknolojik ürünleri, kontrolsüz ve uygunsuz kullanıyorsak burada bir sorun var, demektir. Çocuklar yemeyi reddediyor, sürekli olarak abur cuburla besleniyorlar. Bağımlılığı önlemek için evde bazı kurallar almak zorundayız. Meselâ telefonu ya da bilgisayarı kullanma süresini kademeli olarak her gün azaltabiliriz.”
“Gerçeklik duygusu ortadan kalkıyor”
Şükran Çelik, teknoloji bağımlılığının çocukların fiziksel gelişimini de olumsuz etkilediğini kaydederek “Bilgisayar ortamlarında öğrendiği küfürleri gerçek hayatta hiç çekinmeden aynı şekilde kullanıyor. Bu çocuklarda gerçeklik duygusu ortadan kalkıyor, çocuk adeta sanal alemde yaşıyor. Çocuklar az uyuduğu için gelişmelerinde çok önemli olan ve uykuda salgılanan melatonin hormonu yeterli salgılanmıyor. Bu da fiziksel olarak gelişmelerini etkiliyor. Yine mutluluk hormonu diye adlandırılan serotonin hormonu az salgılandığı için çocuklar mutsuz oluyor. Çok hareketsiz bir yaşamları oluyor. Buna bağlı olarak da fiziksel gelişimleri de sekteye uğruyor” diye konuştu.
Teknoloji bağımlılığının çocuklardaki psikolojik olumsuzluklarını aktaran Çelik, “Çocuklar kendi yeteneklerini keşfedemezse, bu hayatta var olma nedeni ortadan kalkıyor. Kendi yeteneklerini tanımadığı için, kendini keşfedemediği için daha çok bağımlılığa kapılıyor. Bu şekilde de çocuğun bağımlılıktan dolayı düşünmek için zamanı olmuyor. Bu da zekâ puanını etkiliyor. Pandemi döneminde çocuklar sosyal hayattan koptuğu için zekâları 2 puan azaldı. Sadece çocukların değil bizim de birbirimizle konuşmaya ihtiyacımız var. Biz birbirimizle konuşmayı özledik. Bağımlılıktan dolayı çocuk kendi üzerindeki iradesini kaybediyor. Teknoloji bağımlılığı nedeniyle çocukların bir rehberi ve arkadaşları olmuyor. Bilgisayar oyunlarında ne pahasına olursa olsun, kahramanları elde etmeyi öğreniyorlar. Sadece ele geçirmek istiyor. Elde ettikten sonra da çok çabuk tüketiyor. Örneğin oyuncak aldığı zaman hemen kırıyor. Bir tadelleden biraz yiyip beğenmeyip, hemen yere atıyor. Bağımlı çocuklar öğrenme güçlüğü yaşıyor, öğrenmeye açık değiller. Teknoloji bağımlılığı dört kısımdan oluşuyor. İnternet, telefon, oyun konsolları ve televizyon. Bunlara gerektiğinden fazla zaman ayırıyorsanız, siz de bağımlısınız” ifadelerini kullandı.
Çocukların teknoloji bağımlılığından kurtulması için öneriler
Sunumunun son bölümünde çocukların teknoloji bağımlılığından kurtulması için önerileri sıralayan Çelik, şunları söyledi:
“Telefon kullanmayı azaltalım. Özellikle evimizde. Kullanmadığınız zaman siz de ne kadar mutlu olduğunuzu göreceksiniz. Siz kullanmadığınız zaman çocuğunuz da sizden görüp kendi de telefon kullanmayı bırakabilir. Çocukların hayatlarını doldurun. Boş vakitleri olmasın. Çocukların her zaman aileye ihtiyaçları olduğunu unutmayın. O nedenle onlarla her akşam zaman geçirin. Bir şeyleri onlarla paylaşmak zorundayız. Paylaşırsak telefona ya da bilgisayara harcayacakları zaman azalır. Teknoloji bağımlılığıyla birlikte gittikçe kayıp bir nesil yetişiyor. Günden güne teknoloji ürünü kullanma sürelerini azaltın. Aşamalı olarak bıraktırmayı deneyin. Bağımlılığın bir hastalık olduğunu asla unutmayın. Ve tedavi edilmezse daha büyük sorunların ortaya çıkacağını hiçbir zaman hatırınızdan çıkarmayın. O nedenle bir uzmandan mutlaka destek alın. Bağımlılık nedeniyle çocuklarda özgüven eksikliği, sürekli uykusuzluk ve yorgunluk oluyor. Bunu önlemek için çocukların başarılı olduğu alanlarda kendilerini daha da geliştirmeleri için onlara imkânlar tanıyın. Çocukların başarmanın keyfine varmasını sağlayın. Bu başarı onları aynı zamanda motive edecektir.”