Vasfi Pakman, “Türklerin, Atilla Han’dan, Fatih Sultan Mehmet Han’a ve Ulu Hakan Abdülhamid Han’a kadar bizde kahramanlık, hanlıktır. Bizde dedik ki yemek ve lezzet olayındaki kahramanlara ’lezzethan’ diyelim. Gurme yerine ’lezzethan’ı kullanalım. Niye biz Fransız’ın şarabının, Fransız’ın salamının, Fransız’ın peynirinin reklamcısı olalım. Kendi ürünlerimizin kendi lezzetlerimizin ön plana çıkması için, Avrupa’da Türkiye’nin lezzetlerini tanıtmak için böyle bir yola çıktık. Lezzet Dernekleri Federasyonunu kurduk. Lezzet markalarımızı, lezzet profesyonellerimizi, lezzet dostlarımızı, lezzet işletmelerimizi ve lezzet yazarlarımızı bir araya toplayıp bunlara ’lezzethan’ dedik. Aramıza katılan herkesi ’lezzethan’ olarak kabul ettik. Yemek yemesini bilen, ağzının tadını bilen insanları ’lezzethan’ olarak kabul ediyoruz ve ’gurme’ lafını kullanmıyoruz" dedi.
Osmanlı Sarayı ve coğrafyasının yemek kültürü bakımından çok zengin olduğuna dikkat çeken Vasfi Pakman, lezzethanların bu kültürü günümüze taşımakta, yeni nesillere aktarmakta bir elçi olduğunu sözlerine ekledi.