Halk arasında ‘sara’ olarak da bilinen epilepsi, beynin bir bölgesindeki hücrelerin ani ve kontrolsüz elektrik sinyali yollamasıyla oluşan ve nöbetlerle kendini gösteren kronik bir hastalık. Doğum sırasında veya daha sonra herhangi bir nedenle beyin hasarı yaşayan kişilerde gelişen epilepsi, çocuklarda erişkinlere nazaran daha sık görülüyor. Öyle ki ülkemizde 80.000 çocuğun epilepsi hastası olduğu tahmin ediliyor. Epilepsi nöbetleri çocuğun motor, sosyal ve zihinsel gelişimini olumsuz etkilediği ve ilerleyen zamanda kalıcı hasarlar bırakabildiği için tedavide gecikilmemesi büyük önem taşıyor. Toplumda epilepsinin tedavisinin olmadığına yönelik yaygın bir kanı olsa da, gelişen tedavi yöntemleri sayesinde nöbetler kontrol altına alınabiliyor ve çocukların günlük yaşamlarına sorunsuz devam etmeleri mümkün olabiliyor. Yeter ki tedavide geç kalınmasın! Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Memet Özek, tedaviden etkin sonuç alınmasında erken tanı ve doğru tedavinin kilit rol üstlendiğine dikkat çekerek, “Epilepsi hastalığında çocuklar mutlaka uzman bir çocuk nöroloğu tarafından kontrol edilmeli. İlk seçenek olarak ağız yolu ile alınan nöbet ilaçları kullanılmalı. İlaçlara rağmen nöbet geçiren hastalar çocuk epilepsi cerrahisi ekibi tarafından ameliyata uygun olup olmadıkları yönünde değerlendirilmeli” diyor.
Bu belirtilere dikkat!
Çocuklarda epilepsinin belirtileri, epilepsinin türüne ve şiddetine göre değişiklik gösterebiliyor. Aşağıda yer alan belirtilerden bazıları varsa, zaman kaybetmeden çocuk nöroloji uzmanına başvurmanız, epilepsinin erken tanı ve tedavisinde büyük önem taşıyor.
Ani başlayan korku hissi, olmayan kötü kokuları hissetme
Değişik renkler ve ışıklar görme
Yüzde, kol ve bacaklarda kasılmalar
Ağızdan salya akması
Kasların aniden kasılıp gevşemesi
Gözlerin bir tarafa doğru donup kalması
Başın düşmesi
İdrar ve gaita kaçırma
Bilinç kaybı
Nöbet sonrasında yorgunluk ve uzun süren uyku hali
Tanı EEG ile konuluyor
Epilepsi tanısı, beynin elektriksel aktivitesinin elektroensefalografi, diğer bir deyişle EEG ile izlenmesi sayesinde konuluyor. Bu işlem çocuğun saçlı derisinin üzerine yapıştırılan elektrotlar ile yapılıyor. İlk değerlendirmede 30 dakikalık rutin EEG yeterli olabiliyor. Ancak epilepsinin çıkış noktasının tam bulunamadığı durumlarda, en az 48 saat ve bazen daha fazla süre ile video EEG yöntemine başvurmak gerekebiliyor.
İlaçlarla nöbetler kontrol edilebiliyor
Epilepside ilk tedavi seçeneğini ağız yolu ile alınan nöbet ilaçları oluşturuyor. Çocuk Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Memet Özek, bu ilaçların hastaların yüzde 75’inde nöbetleri azalttığını ya da durdurduğunu, ancak geriye kalan yüzde 25 hastada ise yararlı olamadıklarını belirterek, “Bu çocuklara biz ‘ilaca dirençli nöbeti olan hastalar’ diyoruz. Böyle bir tabloda özel bir rejim olan ketojenik diyet uygulanabilir. Ancak bu da çok emek ve titizlik isteyen bir beslenme biçimidir” diyor.
İlaç tedavisi fayda sağlayamazsa…
Prof. Dr. Memet Özek, antiepileptik ilaçların tedavi edemediği ya da ilaç ve ketojenik diyete rağmen nöbetleri durmayan çocukların epilepsi cerrahisine uygunluk açısından değerlendirilmeleri gerektiğini ifade ederek, “Zira bu çocukların tedavi olarak başka şansları kalmamıştır. Ancak her çocuk ameliyat adayı olamıyor. Çocuğun cerrahi yöntemden fayda görüp görmeyeceği ayrıntılı tetkiklerle belirleniyor” diyor.
Nöbetlerin kaynağı mercek altında
Cerrahiye uygunluk değerlendirmesi sırasında, oldukça gelişmiş özellikleri olan 3 Tesla ince kesit epilepsi protokollü MR yönteminden faydalanmak gerekiyor. “Bu yönteme başvurulmasındaki amaç nöbetlerin nereden kaynaklandığının bulunmasıdır” diyen Çocuk Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Memet Özek, şöyle devam ediyor: “Ayrıca uzun süreli Video-EEG ile anormal beyin dalgalarının gerçekten MR’da görülen sorunlu bölgeden kaynaklanıp kaynaklanmadığı saptanmalıdır. Eğer MR ve EEG sonucunda epilepsiden sorumlu olan beyin bölgesi tahmin edilemez ise PET ile SPECT dediğimiz ve beyin hücrelerinin metabolizmasına göre epilepsi bölgesini belirleyen yöntemler de kullanılabiliyor”
Cerrahi yöntem kritik öneme sahip
Çocuk epilepsi cerrahisinin bir takım işi olduğunu belirten Prof. Dr. Memet Özek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu takım, içerisinde çocuk nörologları, çocuk beyin cerrahisi doktorları, çocuk radyoloji uzmanları, nükleer tıp uzmanları, EEG teknikerleri, çocuk psikoloğu, hasta ve ekip içi koordinasyonunu sağlayan epilepsi grubu hemşiresinden oluşmaktadır”
Çocuk Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Memet Özek, epilepsi hastalığında 3 tip cerrahi yönteminin uygulandığını belirterek, yöntemleri şöyle sıralıyor: “Bunlar, lezyonun neden olduğu epilepsilerde sorumlu odağın çıkarılması, yani lezyonektomi cerrahisi, beynin hastaya zarar vermeden çıkarılması mümkün olamayacak kadar büyük bir bölümünün etkilendiği durumlarda hasta bölgenin diğer bölgeler ile bağlantısının kesilmesini hedefleyen diskonneksiyon cerrahisi ve beynin tamamına yakınının ya da tamamının epilepsiden sorumlu olduğu durumlarda epilepsi pili tedavisinin uygulandığı fonksiyonel cerrahilerdir. Lezyonektomi cerrahilerinde başarı oranı yüzde 85, diskonneksiyon cerrahisinde yüzde 60 ve beyin pilinde yüzde 50 düzeyindedir”