Ülkemizde herhangi bir örneği bulunmayan Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi, Diyarbakır’da açıldı. Merkezde çocuk ergen psikiyatri uzmanlarının verdiği poliklinik hizmeti dışında diyetisyen ve çocuk gelişim uzmanları tarafından çeşitli atölyelerle destek sağlanmakta.
Ülkemizde herhangi bir örneği bulunmayan Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi, Diyarbakır’da açıldı. Merkezde çocuk ergen psikiyatri uzmanlarının verdiği poliklinik hizmeti dışında diyetisyen ve çocuk gelişim uzmanları tarafından çeşitli atölyelerle destek sağlanmakta.
Elde edilen verilere göre, Türkiye’de 8-12 yaş aralığındaki her 100 çocuktan 15’inde bir psikiyatrik bozukluk olduğu görülmekte. Bunların dikkat eksikliği, kaygı bozukluğu ve depresyon kaynaklı olduğunun altını çizen Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesine bağlı semt polikliniğinde Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezinde görev yapan Çocuk Psikiyatri Uzmanı Eyaz Karay, çocukta inatçılık, uyku sorunları, ebeveyne yapışıklık veya ebeveyne karşı duyarsızlık gibi davranışlar söz konusu olduğunda ebeveynlerin çocuk ergen psikiyatri uzmanına başvurmaları gerektiğine dikkat çekti.
Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezinde teşhis konulan hastalara hem normal ilaç tedavisi hem de terapi uyguladıklarını söyleyen Karay, yaptıkları hizmetin ülkemizde devlet hastaneleri bünyesinde verilen bir hizmet olmadığını ifade etti.
Merkezde çocukların terapileri için farklı atölyelerin olduğuna değinen Karay, “Hastanemizde yemek atölyesi, spor atölyesi, oyun atölyesi, müzik atölyesi ve sinema atölyesi bulunmakta. Bu atölyelerde bizler tarafından görülüp değerlendirilen kaygı bozukluğu, depresyon ya da psikiyatri hastalıkları olan çocukları ilaç tedavisi dışında ek olarak bu atölyelere yönlendiriyoruz. Bireysel veya grup terapileri şeklinde bu atölyelerden faydalanmalarını ve ihtiyaç dışında da desteklenmelerini sağlamaları için onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz” dedi.
“Çocukların yaşı küçüldükçe davranışlarında değişiklikler olduğu zaman mutlaka doktorlara başvurmaları gerekiyor” diye konuşan Karay, “Çünkü biz erişkinler yaşımız büyüdükçe kendimizi ifade etme şekli geliştiği için duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade edebiliriz. Aileler bu noktalarda zaten çocuklarıyla vakit geçirdiklerinde, çocuklarında farklı duygular hissettiklerinde kliniğimize başvurmalıdır. Küçük yaş grubundaki çocukların ifade edici dilleri çok gelişmediği için daha çok davranışsal olarak kendilerini bize ifade etmeye çalışıyorlar. Yani çocukta inatçılık, uyku sorunları, ebeveyne yapışıklık veya ebeveyne karşı duyarsızlık gibi davranışlar söz konusu olursa mutlaka bir çocuk ergen psikiyatri uzmanına başvurmalarını öneriyoruz” ifadelerinde bulundu.
Ailelerin çocukları yargılamadan önce mutlaka dinlenilmesi gerektiğine vurgu yapan Karay, “Eğer aileler çocuklarını yargılarlarsa çocuk kendisine karşı ön yargıyı ailelerinde gördükleri zaman içe kapanmaya başlar. Bu da var olan sıkıntıların veya hastalıkların daha da şiddetlenmesine ve ertelenmesine yol açar. Böylelikle hastalığı daha da kronikleşir. Bundan dolayı çocukları yargılamadan sadece dinleyerek anlamaya çalışalım” şeklinde konuştu.