Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü ile Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü iş birliğiyle, 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü çerçevesinde Ankara Bitkisel Gıdalar Araştırma Merkezi’nde çeşitli etkinlikler düzenlendi. Çölyak hastalarına farkındalık oluşturmak amacıyla yapılan etkinliğe kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları bir araya geldi.
Çocuk ve yetişkinlerin sadece yüzde 20’sine tanı konulabildiği tahmin edilen Çölyak hastalığına farkındalık oluşturması için düzenlenen etkinlikte ebeveynler hastalıkla ilgili bilgi edinirken, hangi gıdaya nasıl ulaşabildikleri de öğrendiler.
“Glütenli olan besinlerden uzak durulmalı”
Gastroenteroloji Uzmanı Doktor Alper Sancak, Çölyak hastalarının alması gereken önlemleri belirterek, “Çölyak hastalığı bir ince bağırsak hastalığıdır. Bu hastalığa sebep olan tahıllarda bulunan glüten proteinidir. Glütenli bir besin tüketen hastanın ince bağırsağında bir hasar meydana gelir ve buna bağlı birçok şikayet, belirti ve bulgu ortaya çıkar. Öncelikle hastalığın tanısı konmalı. Bunun için kan testi, endoskopi ve patolojik değerlendirme yapılmalı. Eğer hastalığa tam teşhis konmuşsa glütenli olan besinlerden uzak durulması ve tam kısıtlanmaya gidilmesi gerekmekte. Glüten tahıllarda olan bir ürün olduğu için özellikle buğday, arpa ve çavdar gibi ürünleri kesinlikle diyetinden çıkarması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Tarla Bitkileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Hümeyra Yaman ise çölyak hastalığının çözümüne vurgu yaparak “Bugün 9 Mayıs Dünya Çölyak günü bizler bu farkındalığı arttırmak, bilim insanlarıyla sektör paydaşlarını bir araya getirmek ve ayrıca çölyaklı hastalarla bir arada bulunmak amaçlı böyle bir etkinlik düzenledik. Glütensiz gıdaların tüketilmesinin gerekliliği ön planda. Şu an da tek çözümümüz bu şekilde. Fakat glütensiz gıdalara ekleyeceğimiz ürünler de var bunun farkındalığını oluşturmayı amaçlıyoruz. Aslında çocuklarımıza glütenli gıdalar yemedikleri zaman da mutlu olabileceklerini, o tip gıdalarla da beslenebileceklerini, ziraat mühendisleri olarak onlara çok fazla seçenek sunabileceğini de göstermek istedik. Bu çalışmalarımızı da onlara sunduk” diye konuştu.
“Kantinlere glütensiz ürünler getirin ki çölyak hastaları sevinsin”
Çölyak hastalarının yaşadıkları zorluklara dikkati çeken 11 yaşındaki Hülya Beren Çiftçi ise “Çavdar, yulaf, buğday gibi besinlerin içinde glüten diye bir protein var. Bu protein bazı insanlara zarar veriyor ve buna da Çölyak deniyor. Çeşitler biraz az geliyor bu yüzden glütensiz olmayan bir ürün canım çektiğinde ve bunu yiyemeyince bazen üzülüyorum o yüzden biraz daha çeşit olmalı. Glütensiz ürün yok kantinimizde ama gelse iyi olur. Çünkü dünyada bir sürü çölyak hastası var ve okula gidiyor. Kantinden bir şey yiyemedikleri için arkadaşlarını görünce canları çekebiliyor. Ne olur okul kantinlerine glütensiz ürünler getirin ki çölyak hastaları sevinsin” ifadelerini kullandı.
7 yıldır Çölyak hastası olan Fatmanur Köse glütensiz ürünlerin fiyatlarının yüksek olduğuna değinerek “Market reyonları gittikçe küçülüyor, büyüyebilir. Tüm okul kantinlerine glütensiz yiyecekler gelebilir. Çünkü Gittikçe reyonlarımız küçülüyor ve neredeyse hiç bulamıyoruz ve nedense ücretleri de yüksek oluyor” dedi.
8 yaşındaki Çölyak hastası Arda Mete Nane ise “2-3 günlük glütensiz diyet yaparak bizi anlayabilirler. Çok zorluklar çekiyoruz, arkadaşlarımız gözümüzün önünde bazen bir şeyler yiyorlar çok canımız çekiyor, yemesinler yani” ifadelerini kullandı.