Covıd-19 pandemisinin Tüberküloz’da olumsuz etkisi devam etmekte

19 pandemisinin, tüberkülozun tanı ve tedavisine olumsuz etkisi devam etmektedir” dedi.

Yayınlanma: 10:01 06-01-2023
Güncellenme: 10:01 06-01-2023
Covıd-19 pandemisinin Tüberküloz’da olumsuz etkisi devam etmekte

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ege Güleç Balbay, 76. Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası dolayısıyla verem hastalığı ve hastalıkla mücadele hakkında bilgilendirmede bulundu.
Tüberküloz hastalığının etkeninin ‘Mycobacterium Tuberculosis’ olarak adlandırılan basil olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ege Güleç Balbay, basilin yavaş çoğalan, kültürde 2-6 haftada üreyen ve oksijenli ortamda yaşayan bir basil olduğunu kaydetti. Dünyada 2021 yılında 10,6 milyon verem hastası ortaya çıktığına işaret eden Prof. Dr. Güleç Balbay, yaklaşık 1,6 milyon verem hastasının hayatını kaybettiğini belirtti.
Tüberkülozun, dünya genelinde en çok ölüme sebep olan 13. neden olduğuna dikkat çeken öğretim üyesi, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Küresel Tüberküloz 2022 Raporu’na göre COVID-19 pandemisinin, tüberkülozun tanı ve tedavisine erişim ve hastalık yükü üzerindeki olumsuz etkisi devam etmektedir. En belirgin etki, yeni tüberküloz tanısı alan hasta sayısındaki azalma olmuştur. Türkiye’de kayıtlı verem hastası sayısı 2018 ve 2019 yıllarında yıllık 11 binden fazla iken 2020 ve 2021 yıllarında yaklaşık yıllık 9 bindir” dedi.

“En sık bulaşma, hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına olur”
Hastalığın, hasta insanlardan öksürme ve hapşırma sonucu ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınmasıyla bulaştığını dile getiren Prof. Dr. Güleç Balbay, “Tüberküloz hastasıyla aynı ortamda bulunma süresi, ortamın büyüklüğü ve havalanma düzeyi basilin bulaşmasında önemli olan faktörlerdendir. En sık bulaşma, hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına olur. Düzenli ilaç kullanımı ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda, ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur” ifadelerini kullandı.

“2-3 Haftadan uzun süren öksürük varsa dikkat!”
Hastalığın genel yakınmalarını halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, ateş ve gece terlemesi olarak sıralayan Balbay, “2-3 haftadan uzun süren ve non-spesifik antibiyotik tedavisi almış olmasına rağmen klinik yanıt alınamayan öksürük varlığında tüberküloz hastalığından şüphelenmek gerekir” şeklinde konuştu.

“Tanısı kolay, tedavisinin ucuz ve mümkün”
Tüberküloz hastalığının tanısının kolay, tedavisinin ucuz ve mümkün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güleç Balbay; “Tüberküloz tedavisi, tüm sağlık kuruluşlarında, Sağlık Bakanlığımız tarafından yayımlanmış olan “Tanı ve Tedavi Rehberi” ile belirlenmiş standartlara uygun olarak yapılır. Yeni tüberküloz hastalarının tedavisi; iki ay 4’lü ve dört ay 2’li ilaçla olmak üzere 6 ay sürmektedir. Tedavide kullanılan bütün ilaçlar, ilgili sağlık kuruluşları tarafından ücretsiz verilmektedir. İlaçların düzenli kullanılması tedavinin başarısı için oldukça önemlidir. Hastanın, tercihen bir sağlık personelinin gözetiminde ilaçlarını alması şeklinde uygulanan “doğrudan gözetimli tedavi (DGT) düzenli ilaç kullanılması için en uygun yoldur. Tedavi sonlandırılana kadar, hastanın aylık takiplerinin verem savaş dispanserinde yapılması uygundur” dedi.
Tüberküloz, bildirimi zorunlu bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Güleç Balbay, tanı konulan tüm tüberküloz hastalarının verem savaşı dispanseri kaydına alınması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: İHA
Etiketler:
Editör: İpek Çınar - ipekcinar@ulkedenhaberler.com.tr

Yorum Yazın (Üye olmadan da yorum yazabilirsiniz)
0 Yorumlar
Bizi Takip Edin

ÇOK OKUNANLAR

GÖZDEN KAÇMASIN