‘BİRİLERİ GİBİ FETÖ'CÜLERLE HAMBURGER YEMENİN, KAPALI KAPILAR ARDINDAN İŞ ÇEVİRMENİN DERDİNDE DEĞİLİZ’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde ‘İlk Oyum Erdoğan’a, İlk Oyum AK Parti’ye’ programında ilk kez oy kullanacak olan gençlerle yaptığı görüşmenin bir bölümü paylaşıldı.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün buraya müjdeyle geliyorum.Son ziyaretimde Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltma ve kültür merkezi yapma sözü vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Adalet Bakanlığımız cezaevini tamamen boşalttı. Kültür ve turizm Bakanlığımız eski cezaevinin restorasyonu için gereken projeleri hazırladı. İçinde müzeden kütüphaneye, kültür ve sanat birimlerine kadar pek çok bölümün yer alacağı bu eserin şimdiden Diyarbakırımıza hayırlı olmasını diliyorum. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor"dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yapımı tamamlanan 140 projenin açılışını gerçekleştirmek için beraberinde bakanlarla birlikte Diyarbakır'a geldi. Havalimanında büyük bir kalabalık tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting alanına ilerlerken zaman zaman bulunduğu otobüsten yol kenarında kendisini bekleyen vatandaşlarla selamlaştı. İstasyon Meydanı’nda miting alanında platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Diyarbakır’ı bir başka güzel gördüğünü ifade ederek, “Güzel de bir pankart asmışlar. Reis paradan 6 sıfırı sen attın. 2023’te altı sıfırı da biz atacağız. Diyarbakır’ı özlemişiz. Diyarbakır da bizi özlemiş. Aslında 15 Ekim’de sizlerle birlikte olacaktık. Toplu açılış törenindeki kucaklaşmamızın ardından Sur Kültür Yolu Festivali’ne katılacak. Oradaki güzel manzarayı yakından takip edecektik ancak Bartın’ın Amasra ilçesinde bir kömür madenimizde yaşanan elim kaza sebebiyle programımızı ertelemek zorunda kaldık. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza şifalar diliyorum. Bütün şehitlerin aileleri bize bir emanettir. O emanete de sonuna kadar sahip çıkacağız. Hiçbirinin mağduriyetine izin vermeyeceğiz. Başlatılan araştırma ve incelemelerin ardından olayda kusuru olanlar tespit edilirse onlarla ilgili de her türlü işlemi yapacağız” diye konuştu.
‘ALTILI MASA SİZE BURADAN BİR MESAJ VAR’
Alanda asılan pankartları okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bir pankart daha var; ‘Diyarbakır etrafında Bağlar var. Altılı masa size buradan mesaj var. Sahiplerinize fırsat vermeyeceğiz. Kürtleri masanıza meze etmeyeceğiz’ Biz yıllardır ne diyoruz; Biz Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Abhaza’sıyla ne diyoruz; Yaradılanı yaradan da ötürü severiz. Ayrım yok, öyleyse hep beraber bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız. Bizi bölenlere de fırsat vermeyeceğiz. Bir dönem kucaklaşmamızı engellemek için her yolu denediler. Ama bilmiyorlardı ki kalpten kalbe giden görülmeyen yollar vardır. Biz gerekirse serden, yardan, candan geçeriz ama Diyarbakırlı kardeşlerimizle gönül birlikteliğimizden vazgeçmeyiz dedik ve yolumuzdan dönmedik. Diyarbakır’ın sembolü olduğu koskoca bir coğrafyayı ideolojik hezeyanların mezesi haline getirmek isteyenlere meydanı bırakmadık. Avrupa’dan, Amerika’dan beslenen zehirli köklerini coğrafyamıza bir bıçak gibi saplamaya çalışanlara eyvallah etmedik. Diyarbakır annelerini batının şempanzelerine bırakmadık. Nerede bu batının insan hakları savunucuları? Bir kere gelip de Diyarbakır annelerini, evlatları Kandil’e kaçırılan Diyarbakır annelerini ziyaret ettiler mi? Gördüler mi? Onların insan hakları savunuculuğuyla alakası yok. Onlar sadece sahne artisti. Ama benim Diyarbakır annesi kardeşlerim bunlara yüz vermediler. Prim vermediler. Dik durdular, eğilmediler. Peyder pey evlatları dönüp geldi. Milletimizle aramıza fitne sokmak için her yolu deneyenlerin, her yolu istismar edenlerin kirli yüzlerini tek tek ortaya çıkardık. İşte bugün burada bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimizle kucaklıyoruz. Bu coşku, bu heyecan, çok çok farklı. Sadece bununla kalmıyoruz. Şehrimize kazandırdığımız yatırım bedeli 5 milyar 125 milyon lirayı geçen 140 eseri bugün buradan açıyoruz. Sur Kültür Yolu Festivali’nin tüm programlarıyla çok hareketli, coşkulu heyecanlı geçtiğini Diyarbakır’a yakışır görüntülerle tamamlandığını biliyorum” diye konuştu.
‘DİYARBAKIR’IN RENGİ BASKI, ZULÜM ACI DEĞİLDİR’
Diyarbakır’ın renginin terör olmadığını tüm dünyaya ve Türkiye’ye altını çizerek paylaşmak istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır’ın rengi başarı ile tamamlanan Sur Kültür Yolu Festivali’dir. Diyarbakır’ın rengi baskı, zulüm, acı değildir. Bugün yenilerinin açılışlarını yaptığımız üreten, istihdam eden fabrikalardır. Diyarbakır’ın rengi PKK’nın istismarı veya HDP’nin sapkınlığı değildir. Bugün sizlerle birlikte sergilediğimiz işte bu kardeşliktir. Muhabbettir, birlikte beraberliktir. Diyarbakır’ın rengi bu şehrin halkını neredeyse zincirli kölesi gibi gören terör ve siyaset baronları değildir. Kökenine inancına, kültürüne medeniyetin sahip çıkan asil insanlardır. Mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim’de isimleri zikredilen Hazreti Elyasa ve Hazreti Zülküf peygamberler ile nice nebilerin, nice gönül sultanlarını şehri Diyarbakır’ı köklerinden koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Ey Diyarbakır, gel her güzelliği içinde barındıran rengine birlikte sahip çıkalım, gel binlerce yıllık geçmişindeki zenginliklere beraberce sahip çıkalım. Gel ülkemizin aydınlık geleceğine 85 milyonla hep birlikte yürüyelim, gel insanlık tarihi kadar eski olan bu bölgenin kadim şehirleri, Şam’ın, Bağdat’ın, Kudüs’ün boynu bükülürken ülkenin diğer 80 vilayetiyle beraber senin de yıldızını yükseltelim. Çünkü sen bu ülkenin, bu milletin göz bebeğisin. Çünkü sen koskoca bir medeniyetin sembol şehrisin. Çünkü sen büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin en önemli lokomotiflerinden birisin. Çünkü sen Cumhuriyetin Diyarbakır’ı, Osmanlı’nın Diyarbekir’i, Selçuklu’nun Amid’isin. Çünkü sen Dicle’nin en nazlı kuzusu, Mezopotamya’nın en kıymetli hazinesisin. İşte bunun için diyoruz ki, Ahmed-i Hani de, Ahmed-i Cezeri de, Fakiye Teyran da Diyarbakır’ındır. Ali Emiri de, Ziya Gökalp de, Süleyman Nazif de, Cahit Sıtkı Tarancı da, Sezai Karakoç da Diyarbakır’ındır. Ecdadın emaneti, her bir değeriyle Diyarbakır’ı gönülden seviyoruz” ifadelerini kullandı.
‘DİYARBAKIR’A GÖZ DİKENLER İFLAH OLMAZ’
Diyarbakır’a göz dikenlerin iflah olmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“1383 yıldır her şeyiyle bizim olan, bizim medeniyetimizin şehri olan Diyarbakır’a göz diken iflah olmaz. Göz dikenin iflah olmayacağı açıktır. Şu Diyarbakır surlarının dili olsa da konuşsa, Şu Dicle Nehri’nin dili olsa da konuşsa, şu ecdat yadigarı mezar taşlarının dili olsa da konuşsa, şu Diyarbakır sokaklarının dili olsa da konuşşa. Konuşsa da bir yandan mirasçısı olduğumuz medeniyetin ihtişamını anlatsa. Daha düne kadar bu coğrafyanın tarihiyle, kültürüyle sanatıyla sanayisiyle, ticaretiyle, en önemlisi insanıyla en seçkin şehri olan Diyarbakır’ın kolunu kanadını kıranların ihanetini anlatsa. Ağızlarından demokratik siyaset lafını eksik etmeyenlerin, nasıl emperyalistlerin kucağından hiç inmediğini anlatsa. Her nutuklarını hak, hukuk, özgürlük lafıyla bitirenlerin nasıl baskının, zulmün, kan emiciliğin dibine vurduklarını anlatsa. Sürekli Kürt lafı ederek, Kürtleri sömürenlerin, sizlerin evlatlarının kanı ve canı üzerinden kendilerine ultra lüks hayat kuranların riyakarlıklarını anlatsa. Kardeşlerim bunların adı Kürt, kendileri Kürtlükle alakası yok. Kürt kardeşlerime en büyük zulmü yapan bunlardır. Kandil’e benim Kürt kardeşlerimin çocuklarını kaçıranlar bunlar değil mi? Onlara oralarda zulüm edenler bunlar değil mi? Her türlü tacizi yapan bunlar değil mi? Öyleyse işte 7 ay var. 7 ay sonra yapılacak seçimlerde bunlara bütün bunların hesabını sormaya var mıyız? Yasin Börü evladımızı şehit eden alçaklar bunlar değil mi? Bunun hesabını Diyarbakırlı kardeşlerim Allah’ın izniyle soracaklar. Bugün bir kez daha görüyorum ki her gecenin bir sabahı olduğu gibi Diyarbakır’ın yaşadığı karanlık günler de geride kaldı.”
‘O ADAM KÜRT DEĞİL AMA KÜRT KARDEŞLERİMİ SÖMÜRÜYOR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı kastederek şöyle konuştu:
“Şu anda Edirne Cezaevi’nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok. O adam Kürt değil ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunun hesabını benim Kürt kardeşlerim sormayacak mı? Soracak. Şu anda bir tane eş başkanları var. Kürt mü? Değil, ama o da yine aynı şekilde ne yapıyor? Benim Kürt kardeşlerim sömürüyor. Bunların oyununa gelmeyeceğiz. Bunların hesabını ben inanıyorum ki benim Diyarbakırlı kardeşlerim soracaklar. Diyarbakır alt yapısıyla, ekonomisiyle, kültürüyle, sanatıyla yüzünü geleceğe dönmüş. Güven ve huzur içinde kararlı adımlarla yoluna devam etmektedir. Allah bir daha bu ülkeye de, Diyarbakır’a da o kötü o acı o kanlı günleri göstermesin. Hamdolsun artık Diyarbakır huzurun şehridir. Sizlerin burada güvenle yaşayabilmeniz için sadece Diyarbakır’ın huzurlu olması yetmez. Irak’ıyla, Suriye’siyle tüm bölgenin huzurlu olması gerekiyor. Biz ülkemizi doğu sınırlarından güney sınırlarına, batı sınırlarından kuzey sınırların ve ötesindeki etki coğrafyalarımıza kadar dört bir yanıyla bir huzur adası yapmak için çalışıyoruz. Allah’ın izniyle bunu gerçekleştirmemize ne terör örgütleri, ne de onların iplerini ellerinde tutan emperyalist zorbalar engel olamayacak.Türkiye’yi büyütüyoruz derken güvenliğiyle, huzuruyla refahıyla işiyle, aşıyla, küresel krizler karşısındaki direnciyle, vizyonuyla ve her şeyiyle büyütüyoruz. Büyüyen Türkiye’nin her bir ferdi de tıpkı sizler gibi bu güzel iklimde geleceğine güvenle bakma imkanına kavuşuyor. Biz bugüne kadar Diyarbakır’a yaptığımız 57 milyar liralık kamu yatırımıyla her alanda geliştirmenin gayreti içerisinde olduk. Biz Diyarbakır’ı bir kenarda bırakmadık. Batıya ne yaptıysak, doğuya, güneydoğuya da onu yaptık. Ayrımcılığa asla girmedik. Burada Kürt kardeşlerim var demedik. Eğitimde tüm mahallelerimizi okullarla donattık. Son atamada seçmeli dersler için talep edilen tüm Kürtçe öğretmenlerimizin kadrolarını açtık. İnşallah inşası süren Kayapınar Şehir Hastanemizi ihalesini de hızla yenileyerek sizlerin hizmetine sunacağız. Sporda ülkemizin en modern statlarından birini Diyarbakır’a kazandırdık. Şehircilikte inşa ettiğimiz 20 binin üzerinde toplu konutla pek çok ilçemizi adeta yeni baştan inşa ettik. Şimdi son kampanyamızda Diyarbakır’a 5 bin 570 konut, 450 sanayi sitesi ve 30 bin konutluk arsa daha kazandıracağız. Kura neticesinde arsaları kim kazanırsa onlar alacak. Eski stadın yerine millet bahçesi yapıyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarına hızla devam ediyoruz. Ulaştırmada 44 kilometrelik bölünmüş yol uzunluğunu 456 kilometreye çıkardık. Bugün ki açılışımızda çevre yolunu da hizmete alıyoruz. Havalimanımızı yaptığımız terminal binasıyla, modern bir çehreye kavuşturduk. Yeni uçuş hatlarıyla hava limanımızı daha güçlendirmenin hazırlığını yapıyoruz. Bugüne kadar yaptığımız barajlara içme suyu tesislerine ilave olarak GAP’ın en önemli projesi, Silvan Barajı, tünelleri ve sulamalarını da Diyarbakır’a kazandırıyoruz. Silvan barajı yakında su tutmaya başlıyor. Babakaya Tüneli'nin inşası sürüyor. Silvan Tüneli'nde ihale yenilemesi sebebiyle yavaşlayan çalışmalar birkaç hafta içinde tam gaz yeniden başlıyor. Diyarbakır topraklarının verimine verim katacak bu projeyi size söz verdiğimiz şekilde süratle bitireceğiz. Organize sanayi bölgelerimiz kabına sığmıyor. Yenileri sırada bekliyor. Doğalgaz hattını henüz bu imkana kavuşamamış ilçelerimize doğru genişletiyoruz. Gece gündüz sizin için çalıştık çalışıyoruz. Durmak yok yola devam. Bugün burada resmi açılışını yapacağımız eser ve hizmetleri de Diyarbakır’ın geleceğine tutulmuş yeni ışıklar olarak görüyoruz. Açılışını yapacağımız eserlerden biri şehrin trafiğinde çok önemli bir rahatlama sağlayacak olan Diyarbakır Güneybatı çevreyolu. Uzunluğu 30 kilometreye yaklaşan yatırım bedeli 1 milyar lirayı aşan bu yol, üzerindeki 3 köprüsü ve köprülü kavşağıyla Şanlıurfa istikametinden Mardin istikametine olan trafiğin yükünü şehir içinden alacaktır. Hem sizlere hem bu yolu kullanarak transit geçiş yapacak tüm araçlara hızlı, konforlu güvenli ekonomik bir ulaşım sağlayacak. TOKİ çalışmalarında bir yandan 500 bin konutu bir milyon arsayı 50 bin iş yerini kapsayan yeni kampanyamızı başlatırken diğer yandan da mevcut projelerini hızla tamamlıyoruz. Bugün burada Yenişehir’de 550 konutluk 277 konut ve 635 konutluk 3 ayrı etabın, Sur’da 78 konut ve 3 iş yeri ile daha önce tamamlanan parsellerin çevre düzenlemelerini, ayrıca Bağlar Millet Bahçesi’nin açılışını yapıyoruz. Diğer kurumlarımız tarafından sur bölgesinde yapılan çok sayıda düzenleme çalışmasının resmi açılışını buradan gerçekleştiriyoruz. Tarım, Sağlık, milli eğitim bakanlıklarımızla ile valiliğimizin şehrimize kazandırdığı çok sayıda eseri de resmen hizmete açıyoruz. Belediyelerimizin eserlerine tek tek giremeyeceğim. Onların da yaptıkları özellikle büyükşehir belediyemiz olmak üzere terör örgütüne bugüne kadar peşkeş çeken, teröristler tarafından yönlendirilen kişilerden alarak, yeniden sizlerin hizmetine verdik. Hamdolsun vekaleten görevlendirdiğimiz başkanların idaresindeki bu belediyelerimizde çok güzel hizmet veriliyor. Şehrimize çok önemli yatırımlar yapılıyor. Büyükşehir belediyemiz 1 milyar 717 milyon liralık bir yatırımla semt pazarı, meydan düzenlemesi, restorasyon, eğitim kurumlarının bakım onarımı gibi hizmetleri kazandırdı. İlçe belediyelerimiz de kendi sorumluluk alanlarında pek çok çalışmayı tamamladı. Diyarbakır yeniden ülkemizin en önemli sanayi ve üretim merkezi olma yolunda hızlı adımlara ilerliyor. Tekstil organize sanayi bölgemiz açılışını yapacağımız 15 yeni fabrika ve Diyarbakır organize sanayi bölgesinde açılışını yapacağımız 4 yeni fabrika bu hakikate işaret ediyor. Toplamda 1 milyar 200 milyon liranın üzerinde bir yatırımla tamamlanan bu 19 fabrika üretimde ihracatta ve istihdamda sağlayacağız katkılarla şehrimizin parlayan yıldızına destek olacaktır. Bugün Diyarbakır resmi rakamı henüz almadım ama gördüğüm kadarıyla 70 binin üzerinde bir katılım burada var.”
'DİYARBAKIR CEZAEVİ MÜZE OLUYOR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen yıl yaptığı ziyarette verdiği sözü hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Bugün buraya müjdeyle geliyorum. Son ziyaretimde Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltma ve kültür merkezi yapma sözü vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Adalet Bakanlığımız cezaevini tamamen boşalttı. Bugün itibariyle cezaevi Adalet Bakanlığı’mızdan Kültür ve Turizm Bakanlığı’mıza devredilmiştir. Kültür ve turizm Bakanlığımız eski cezaevinin restorasyonu için gereken projeleri hazırladı. Geçmişte nice acılara zulümlere, kötü hatıralara konu olan Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme mekanı olarak hizmet verecektir. İçinde müzeden kütüphaneye, kültür ve sanat birimlerine kadar pek çok bölümün yer alacağı bu eser şimdiden Diyarbakır’ımıza hayırlı olmasını diliyorum. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat, gösteri alanlarıyla artık bu acının yaygınlaştığı bu cezaevi ortadan kalkıyor. Diyarbakır’ın bu güzel tablosundan rahatsız olanlar da var. Tek sermayesi sizlerin acısını istismar etmek olanlar Diyarbakır’ın bu birlik ve beraberlik görüntüsü karşısında adeta kahroluyorlar. Rahatsızlarının bir sebebi de bunların gerçek yüzlerini sizlerle paylaşıyor olmamızdır. Son Diyarbakır ziyaretimde sizlerle hasbihal ederken PKK ve HDP zihniyetinin elindeki programa göre aile yapımızı ortadan kaldırma, malınızı, mülkünüzü elinizden alma hesabı içinde olduğunu söylemiştim. Bu sözlerimi birileri o kadar da değil diyerek kendi aklınca istihza ile karşılamıştı. İşte şimdi son tartışmaları görüyorsunuz. Kürt kardeşlerimi bir avuç sapkının oyuncağı haline getirmek isteyenlerin, sizin adınızı ve iradenizi nasıl istismar ettiğini görüyorsunuz. HDP denen parti görünümlü emperyalist operasyon aygıtı sadece 50 bin Kürt vatandaşımızın canına mal olan terör örgütünün payandası değildir. Bu fitne yuvası aynı zamanda toplumumuzun manevi temellerini hedef alan tüm sapkınların en başta aktörü durumundadır. CHP kurduğu altılı masaya çantada keklik gördüğü bunları almaya tenezzül dahi etmemiş. Masanın altında onları tutma yoluna gitmiştir. Bunlar da masa altında kalmış olmanın mahcubiyetiyle gidip İstanbul’da adı sanı bilinmeyen bir grup marjinal partiyle güya ittifak kurmuşlar. İttifak kurdukları parti tabelalı örgütlerin söylemlerini ne sizlerle ne de bu ülkenin vatanına milletine değerlerine bağlı herhangi bir vatandaşıyla en ufak ilgisi yoktur. Ne diyor Şair; beden ölür, çürür, cana bakın siz. Kim kiminle yürür ona bakın siz. Evet kimin kiminle yürüdüğünü hep beraber görüyoruz. Bunun için biz hep yaptığımız gibi tercihimizi haktan hakikatten adaletten yana yaparak yolumuza devam ediyoruz. Ülkemizin önündeki taşları dikenleri tuzakları temizlemeye milletimizin birliğini ve beraberliğini güçlendirmeye yönelik reformları kararlılıkla sürdürüyoruz. Diyarbakır başta olmak üzere ülkemizin her karış toprağına hakim kıldığımız huzur ve güven iklimin kalkınma, üretim istihdam azminin önüne kimsenin çıkmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin demokratik ve ekonomik sorunlarını nasıl biz çözdüysek bundan sonraki her meselesini de yine biz çözeceğiz. Diyarbakır bizimle olduğu müddetçe Allah’ın izniyle önümüzde duracak güç, bizi engelleyecek kimse tanımıyoruz.”
CEZAEVİNİN TEMSİLİ ANAHTAR TESLİMİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a Diyarbakır Cezaevi'nin temsili anahtarını teslim etti. Böylece Cezaevi Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredildi. Daha sonra yapımı tamamlanan projelerinin açılışı için kurdele kesildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongre merkezine girişinde gençler tarafından, ‘Biji Serok Erdoğan’ tezahüratlarıyla karşılandı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, 2023 seçimlerinde yurt genelinde 6 milyonun üzerinde, Diyarbakır'da ise 172 bin yakın gencin ilk kez oy kullanacağını kaydetti. Erdoğan şöyle konuştu:
"Bu gençler önümüzdeki haziranda o birilerine gereken dersi verecek. Milletimizin her bir ferdinin özellikle de sizlerin daha fazla desteğini talep ediyorum. Çevremizdeki ateşi bize sıçratmak için sabırsızlıkla bekleyenlerin pireyi deve yaparak oluşturmaya çalıştıkları iklim sizi asla yanıltmasın. Bunların derdi ne sizlersiniz, ne de ülkemiz. Kendi kısır çıkar hesaplarının yükünü milletimizin omuzuna yıkma peşinde olanlara bugüne kadar meydanı bırakmadık. Bırakmayacağız. Kimsenin değil kendi oyun planımızı takip ederek hem özgürlüğümüze sahip çıkacağız hem refahımızı artıracağız. Sahte yüzlerin sahte söylemlerin sahte duruşların maskelerini birer birer indireceğiz. Kendi ikballerini bu ülkenin 85 milyon vatandaşın felaketine bağlayanların hesaplarını tepe taklak edeceğiz. Türkiye Yüzyılını sizlerle beraber yükseltecek, sizlerle beraber zirveye taşıyacağız. Çünkü biz hep birlikte Türkiye’yiz. Biz maalesef güzelim yolları yaparız ama HDP’si ve diğerleri sadece laf üretirler, laf. Farkımız bu. Onlar Kandil’e yol ararlar, biz halkımıza modern yollar yaparız. Farkımız bu. Biz hep birlikte Türkiye’yiz derken, Türkiye Yüzyılını birlikte inşa edeceğiz derken, birileri gibi istismar yapmıyoruz. Hayatımızın her alanında olduğu gibi bugün de bütün yolları gençlerimizle birlikte yürüyor, her mücadelemizi onlarla birlikte yürütüyoruz. Ben gencim, niye çünkü gençlerle beraberim. Sizinle beraber yol yürüyenlerin ihtiyarlaması mümkün değil. Beraberiz, biriz, kardeşiz hep birlikte Türkiye’yiz. Nereye gidersek gidelim özellikle gençlerimizle bir araya gelmeye gayret ediyoruz. Çünkü bir Diyarbakır’ın ciğeri, cartlak kebabı, meftunesi varken birileri gibi FETÖ’cülerle benzin istasyonlarında hamburger yemenin, kapalı kapılar ardında iş çevirmenin derdinde değiliz. Sadece son 2 yılda 15 farklı şehrimizde 25 buluşma gerçekleştirerek her kesimden her yaştan her eğitim kademesinden gençlerimizle hep sohbet ettik. Hep güzel vakit geçirdik. Diyarbakır’a geçtiğimiz yıl yaptığımız ziyarette de gençlerimizle bir araya gelmiştik. 2023 seçimlerinde ilk defa oy kullanacak, toplamda 6 milyonun üzerinde sadece Diyarbakır’da 172 bine yakın gencimiz var. Dolayısıyla biz bu buluşmalarla aynı zamanda gençlerimizle ortak geleceğimizi şekillendiriyoruz. Yıllarca terör örgütlerinin baskısı altında insanların güvenliklerinden endişe duyarak yaşadıkları Diyarbakır artık geride kaldı. Diyarbakır şairin ‘bunlar engerekler ve çıyanlardır. Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır’ diyerek tarif ettiği eşkıyalardan kurtuldukça özünü yeniden bulmuştur. Hamdolsun bugün gündüzüyle gecesiyle huzur dolu bir Diyarbakır var. Surların camilerin kiliselerin taş binaların buram buram tarih kokan silüetleri belirgin hale gelmiştir."
‘8 MİLYON TONU AŞAN TAHILI DÜNYAYA SERVİS ETTİK’
Programın soru cevap kısmında, bir öğrencinin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, ‘Türkiye'ye doğal gaz merkezi kurulabilir’ açıklamasını ve Türkiye'nin tahıl koridoru sürecini nasıl sağladığını sorması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Tabii biz, dünyaya malum hamburger yemeye gitmedik. 20 yıldır, gerek Başbakanlığım gerek Cumhurbaşkanlığım döneminde, dünya liderleriyle sürekli görüşme halinde olduk. Sadece son bir ay içerisinde Sayın Putin'le 5 kez görüşmemiz var. Zelenskiy ile aynı şekilde, öbür tarafta ABD başkanıyla telefon diplomasisiyle görüşmelerimiz var. Eğer bu tür görüşmeleri yoğunlaştırırsanız, bir araya gelirseniz, onlarla siyasi, ticari, ekonomik, kültürel ilişkilerinizi artırırsanız, tabii ki bu dostluk zirve yapıyor. İşte biz bunu başardık. Biz bunu başardığımız için de o kritik dönemde Sayın Putin ile Zelenskiy ile burada aracı olabilir miyiz diye bir adım attık ve her iki taraf da önce Antalya'ya dışişleri bakanlarını gönderdiler. Daha sonra Dolmabahçe'ye bu tahıl koridoruyla ilgili adımı atmak için yine heyetlerini gönderdiler. Bu tahıl koridorundan şu anda 8 milyon tonu aşan bir tahılı dünyaya servis ettik. Sayın Putin'le yaptığımız son görüşmede de kendisinden, özellikle tabii bu arada, tahılın dışında bir de Afrika ülkesi başta olmak üzere, oraların az gelişmiş veya geri kalmış ülkelerine neler aktarabiliriz, bunun adımlarını attık. O da neydi? Olay sadece tahıl değil. Gübre var. Çünkü kuraklığın yoğun olduğu bu ülkelere bir de gübreyle onların bu sıkıntısını gidermeniz gerekiyor. Sayın Putin'le yaptığım son görüşmede bunun da önünü inşallah aşacağız. Böylece bu az gelişmiş, gelişmekte olan ülkelere tahıl ve gübreyle bu adımı atacak ve Türkiye olarak dünyadaki farklı yerimizi ispat edeceğiz."
‘İLK OYU RAHMETLİ ERBAKAN HOCA’YA VERDİM’
Bir başka öğrencisinin ilk oyunu nereye verdiği sorusu üzerine Erdoğan, "İlk oyu rahmetli Erbakan hocamıza vermiştik. Onlar ne diyordu. Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacaksınız? Biz çoluk çocuğa bırakmadık. Biz Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın anlayışıyla gençlerimize bıraktık. Gençler hiç endişeniz olmasın ben de sizinle beraberim. Benim 2 oğlum 2 kızım var ve düşünün imam hatipte başörtülü olarak okunmuyordu. Mecburen ben bir kızımı benim imam hatipten arkadaşım olan görüştüm. Dedim böyle böyle bir sıkıntım var, kızım şu anda başörtülü olarak okula derslere giremiyor. Dedi ki başkan ne düşünüyorsun. Dedi ya gönder bana dedi ve kızımı bir başka kız arkadaşıyla beraber, İmam Hatip'te müdürlük yaptığı okula gönderdi. İmam hatibi benim kızım orada bitirdi. O dönemde ne çileler çekildi ve diğer yeğenlerim giremiyorlar ve anneleri imam hatibin girişinde bekliyorlardı. Şu anda Bay Kemal ve yanında yardımcısı olan kadın, bir zaman İstanbul Üniversitesi'nde ikna odalarının başında bulunuyordu. Şu anda utanmadan, sıkılmadan o zaman televizyon oturumlarında başörtüsüne bez parçası diyen bu Bay Kemal, şimdi utanmadan sıkılmadan çıkmış, bu problemi ben çözeceğim diyor. Böyle bir problem yok ki artık şu anda bütün üniversitelerde başörtülü kızlarımız artık eğitim öğretime giriyor mu? Giriyor. Devlette artık Valimiz dahil var mı? Silahlı kuvvetlerde artık askerimiz var mı? Hakim var mı? Savcı var mı? Hey Bay Kemal biz şimdi diyoruz ki eşeği sağlam kazığa bağlayalım başımıza bir daha bu dertler gelmesin. Onun için sıkıysa diyoruz, şimdi hazırlığımızı yapıp anayasa değişikliği yapalım ve yola böyle devam edelim. Zaten yasal olarak bir sıkıntı yok. Ama anayasal olarak da böyle bir düzenleme yaparsak, bunların da yapacak bir şeyi kalmaz” diye konuştu.
Gençlerden birinin Ahmet Kaya ile ilgili anlatmak istediği bir anısı olup olmadığını sorması üzerine Erdoğan, "Belediye Başkanlığım döneminde, Sayın Kaya ile ilişkilerimiz bayağı ileriydi. Bazı programlarıma özellikle rahmetli Ahmet Kaya'yı davet ediyordum. Bunlardan biri eski Ali Sami Yen Stadı’nda yapılan bir programdı. Hepsinden öte ben cezaevine giderken cezaevine gideceğimin arifesinde Yedikule'de büyük bir program düzenlenmişti. Yaklaşık 1 milyona yakın insan o gece oradaydı. O gecenin önemli sanatçılarından bir tanesi de Ahmet Kaya idi. Ahmet beyin o gün orada bazı ifadeleri vardı. Çok önemli. 'şiir okuyanların cezaevine girmediği bir Türkiye'nin özlemini yaşıyorum' demişti ve önceleri Ahmet Kaya'ya methiyeler dizenlerin o törende nasıl terbiyesizlikler yaptığını, tabak çanak kırmak suretiyle Ahmet Kaya'nın adeta üzerine saldırdıklarını gördüğümüzde bunların nasıl çok yüzlü olduklarını hatırlıyorum. Ben tabii Sayın Kaya'yı Türkiye'mize getirmeyi arzu ettim ve ailesine de bununla ilgili daveti yaptım. Ama aile buna o zaman sıcak bakmadı. Ve tabii bir sanatçı olarak özellikle de bölgenin önemli bir temsilcisi olarak, gerçekten duyguların onun sesinde sazında yer edindiği bir sanatçı olarak bir devirdi geldi geçti. Onun için de ben tekrar ailesine başsağlığı dilerken kendisine de rahmet diliyorum” diye konuştu.
Erdoğan, gençlerden birinin "Geçen gün bizlere 'muhafazakar devrimciler 2023'ü başarıyla bitirecek' dediniz. Kendinizi de muhafazakar devrimci olarak nitelendirdiniz. Muhafazakar devrimci ne demek? Gençler nasıl olur?” sorusu üzerine, "Muhafazakar devrimcilerin özellikle kimliği, millidir, yerlidir ve vatanseverliktir ve muhafazakar devrimcilerin bütünüyle hedefi ülkesini muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmaktır. Ben gençlere tavsiye ediyorum Nuri Pakdil'i okuyun çünkü en büyük muhafazakar devrimci benim diyor” dedi.
‘ADAY OLDUĞUNU AÇIKLAMIŞ, HERHALDE İZİN VERMİŞLER’
Bir öğrencinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti ile ilgili sorusu üzerine ise şunları söyledi:
"Bu ziyareti ben yorumlarsam benim için ayıp olmaz mı? Dün bir televizyon programında aday olduğunu açıklamış. Herhalde izin vermişler. İzin verdikleri için o da Sivas'ta bir yerel radyoda adaylığını açıkladı. Hayırlı olsun bu isabetli bir şey oldu. Türkiye Bay Kemal gibi bir adayı görmekle inşallah nasıl bir Cumhurbaşkanlığı yarışını görecek ve hep beraber yaşayacağız. Bizim bir sıkıntımız yok. Onlar bugüne kadar bu ülkede ne yaptılar? Hangi yatırımı yaptılar? Ellerindeki bu kadar belediye başkanları ile ne çıkardılar? Bunları konuşsunlar. Biz de bugüne kadar 20 senede ne yaptık. A'dan Z'ye hepsini milletimize anlatacak, yolumuza devam edeceğiz. Durmak yok yola devam."
Cumhurbaşkanı Erdoğan programın sonunda bir öğrencinin isteği üzerine Sezai Karakoç’un bir şiirini okudu.
‘HAZİRAN, DİYARBAKIR’DA BAŞKA OLACAK’
Diyarbakır’da gençlerle buluşmasının ardından Silvan ilçesine geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları MKYK Üyesi Suna Kepolu Ataman ve beyaz melesli (tülbent) kadınlar ile bir araya geldi.
Suna Kepolu Ataman Silvan’da, ‘Beşiği sallayanlar dünyayı sallar, beyaz melesli kadınlarız, biz de varız’ sloganı ile proje başlatmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Önümüzde 2023 var. Ben bugün Diyarbakır’ı görünce çok çok mutlu oldum. Yani 70-75 bin gibi bir rakam emniyet bize verdi. Böyle bir katılım var. Ondan sonra 15 bin kişilik Sezai Karakoç Kongre Merkezi’nde de maşallah gençler orayı lebalep doldurmuştu. Gençlerle güzel bir sohbetimiz oldu. İnanıyorum ki 2023 Haziran Diyarbakır’da bir başka olacak. Cumhur ittifakı olarak bütün Türkiye’yi dolaşıyoruz. İnşallah 2023 Haziran’ında sandıkları patlatmak suretiyle gereken dersi gerekenlere vereceğiz” dedi. Erdoğan, konuşmasının ardından ilçeden ayrılarak, İstanbul’a gitmek üzere Batman Havalimanı’na hareket etti.
ERDOĞAN, EVLAT NÖBETİNDEKİ AİLELERLE GÖRÜŞTÜ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstasyon Meydanı’ndaki toplu açılış töreninde HDP İl Binası önünde bin 147 gündür evlat nöbeti tutan ailelerle bir araya gelerek, bir süre sohbet etti.
Görüşmede, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat da yer aldı. Toplu açılışın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle buluşmak üzere Yenişehir ilçesinde bulunan Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi'ne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada ‘İlk Oyum Erdoğan’a, İlk Oyum AK Parti’ye’ adlı programda ilk kez oy kullanacak gençlerle bir araya geldi. Program basına kapalı olarak gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle buluşmasının ardından Silvan ilçesine geçti.
ADALET BAKANI BOZDAĞ DİYARBAKIR CEZAEVİ’NE KİLİT VURDU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır programına eşlik eden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, toplu açılış töreni öncesinde müzeye çevrilmek üzere Adalet Bakanlığı’ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilen Diyarbakır Cezaevi’ni ziyaret ederek, incelemelerde bulundu.
Bakan Bozdağ, incelemenin ardından cezaevinin kapısına kilit vurup, anahtarı Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’a teslim etti. Açıklama yapan Bakan Bozdağ, cezaevinde yaşanan olayların Türk demokrasi tarihine geçen kara bir leke olduğunu belirterek, "Bugün Diyarbakır cezaevinin kapısına kilit vuruyor ve böylelikle bir dönemin daha kötü hatıralarıyla hak ihlalleriyle anılan bir mekanı kapatmış, kapısına kilit vurmuş oluyoruz. İnşallah bundan sonraki süreç burada geçmişten ders alan ve geleceğe daha iyi hazırlanan bir Türkiye için burası bilim, kültür ve bir ibret ve iyilik merkezi olarak Diyarbakırlılar başta olmak üzere aziz milletimize hizmet edecektir” dedi.
‘İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELEDE SIFIR TOLERANS UYGULAMASINI HAYATA GEÇİRDİK’
Diyarbakır Cezaevi’nin de kapatılmasıyla Türkiye’de kötü muamele ve işkence gibi olaylarla anılan cezaevi kalmadığını vurgulayan Bakan Bozdağ şunları söyledi:
“Bugün burada bu mekanın kapısına kilit vurmak suretiyle Türkiye’de geçmişte kötü hatıraların ve hak ihlallerinin merkezi olmuş yerlerden birinin daha kapısına kilit vurmanın şeref ve onurunu yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi daha önce Yassıada mahkemelerinin yapıldığı ve ülkemizin seçilmiş Başbakan’ı ve bakanlarının idamına giden süreçlerin ve onların cezaevi dönemlerinin yaşandığı o büyük cinayete ilişkin hadiselerin bulunduğu alanı da biz demokrasi ve özgürlükler adası yaptık ve oranın da kapısına hem kilit vurduk, hem büyük bir anı merkezi, hatıra merkezi ve demokrasi tarihimiz, özgürlükler bakımından da önemli bir mekan haline getirdik. Daha önce yine Ulucanlar Cezaevi'nde aynen Diyarbakır Cezaevimiz gibi kötü hatıraların ve hak ihlalleri ile anılan bir yerdi. Oranın da kapısına kilit vurduk. Daha sonra orayı da anı müzesi haline getirdik. Türkiye’de son 20 yıl içerisinde pek çok insan hakları ve demokratikleşme yönünde tarihi adıma imza attık. Olağanüstü hal yönetimini bu dönemde kaldırdık. İnkar ve asimilasyon politikalarına bu dönemde son verdik. Ana diller, yerel dil ve lehçeler üzerindeki baskı ve yasakları bu dönemde kaldırdık. İnsan hakları konusunda önemli adımlar attık. İşkence ve kötü muameleye zaman aşımı uygulanmayacağını yasalarımıza geçirdik ve işkence ve kötü muamele konusunda sıfır tolerans uygulamasını bu dönemde hayata geçirdik. İnşallah bu kapanan cezaeviyle de geçmişte kötü muamele ve hak ihlalleri ile anılan Türkiye’de faal halde bulunan herhangi cezaevi de kalmayacaktır.”
‘TÜM BUNLAR, SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN İRADESİYLE OLDU’
Bakan Bozdağ, yeni dönemde de demokratikleşme, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda önemli reformlara imza atmaya devam edeceklerini kaydetti. Kötü muamele ve işkence ile anılan cezaevlerinin kapılarına kilit vurulması ve buraların anı merkezi haline getirilmesi hususlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür eden Bakan Bozdağ, “Sayın Cumhurbaşkanımıza bu bütün değişiklikleri ortaya koyma iradesi ve kararlılığından dolayı şükranlarımı sunuyorum. Gerek Yassıada’nın, Demokrasi Özgürlükler Adası olması, gerekse diğer adımların atılması, gerekse bugün burada hak ihlalleri ve kötü uygulamalarıyla anılan Diyarbakır Cezaevi'nin kapısına kilit vurulması Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle olmuştur. Şahsım ve aziz milletimiz adına, Diyarbakırlılar adına ben de Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum” dedi.
'CEZAEVİNİN KAPISINA KİLİT VURAN BİR ADALET BAKANI OLMANIN ŞEREFİ BANA YETER'
Diyarbakır Cezaevi'ndeki incelemelerin ardından kapıya kilit vuran Bakan Bozdağ, anahtarı Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’a teslim ederek, “Ben kapıya kilidi taktım. Cezaevinin kapısına kilit vuran bir Adalet Bakanı olmanın şerefi bana yeter. Bundan sonra daha güzel anılmasını sağlayacak değerli Kültür Bakanımızdır. Ben anahtarı da kendisine emanet ettim. Artık bu anahtar cezaevi müdürlerinin, infaz koruma memurlarının eliyle değil, anı müzesi sahiplerinin, kültür elçilerinin, iyilik ile yarışanların elinde olacaktır. Ben sayın bakanımıza büyük bir onurla böyle bir kapıya kilit vurmanın heyecan ve şerefiyle anahtarı teslim ettim. Bundan sonra söz de icraat de onun” diye konuştu.
'BİLİM VE KÜLTÜR YUVASI HALİNE GETİREN BAKANLIK ŞEREFİNİ YAŞAYACAĞIZ
Bakan Bozdağ’dan cezaevinin anahtarını teslim alan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da geçmişte yaşanan hatalardan ders alınması gerektiğini vurguladı. Cezaevini kültür ve bilim yuvası haline getiren bakanlık olmaktan şeref duyduğunu aktaran Bakan Ersoy, şöyle konuştu:
“Geçmişteki yanlışlarımızdan, hatalarımızdan ders çıkarmalıyız ve gelecekte bunları tekrarlamamak içinde hatırlamamız gerekiyor. O yüzden burası yeniden planlanırken aslında anı-müze olarak planlanacak ama cazibe noktası haline gelmesi için kültürel etkinliklerle, kültürel noktalarla da canlandırılacak. Önemli olan başta Diyarbakır olmak üzere vatandaşların birçok sebepten dolayı burayı düzenli olarak ziyaret etmeleri ve her ziyarette geçmişte yapılan yanlışları görüp ders çıkarmaları esas alınıyor. Eskiden girilmesi yasak olan, girilmesi çok zor olan girdikten sonra da çıkması çok zor olan bir yerdi. Şimdi girilmesi de çıkması da kolay olan halkla bütünleşen bir merkez haline gelecek. Çok önemli bir adım atıyor Sayın Cumhurbaşkanımız. Sayın Bakanın da belirtiği gibi bakanım cezaevi kapatan bir bakan olma onurunu yaşıyor. Biz de cezaevini bir bilim yuvası, kültür yuvası haline getiren bir bakanlık olma şerefini yaşayacağız inşallah