Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Başı açık veya başı örtülü tüm kızlarımızın, hanım kardeşlerimizin eğitim ve çalışma haklarını güvence altına alacak, ayrıca aile kurumumuzu sapkın akımların tehdidinden koruyacak bir anayasa değişikliği teklifi hazırladık. İnşallah önümüzdeki hafta teklifimizi Meclise sunarak, aslında tabii bir hak olan bu konunun ülkemizin gündeminden, inşallah tamamen çıkmasını sağlayacağız. Her şeyiyle milli iradenin ürünü yeni bir Anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu’nda gerçekleşen AK Parti “Türkiye Yüzyılı” Tanıtım Toplantısında konuştu. Konuşmasının başında katılımcıları selamlayan Erdoğan, "Cumhuriyetimizin birinci asrının son yılına girmeye hazırlandığımız şu günde, Türkiye Yüzyılının ahdi için bir araya geldik. İnşallah Cumhuriyetimizin 99’uncu yıldönümünün gururuyla birlikte, Türkiye Yüzyılını da milli hafızamıza kazıyacağız. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılına, Anadolu topraklarındaki 900 yıllık varlığımızı sona erdirmek isteyen bir saldırının ardından giriş yapmıştık. Osmanlı Devletiyle birlikte milletimizi de topyekün tarihe gömmek isteyenler, bu defa, Çanakkale’de veya Kutü’l Amare’de olduğu gibi doğrudan karşımıza çıkmadılar. Bunun yerine en elverişli gördükleri aracı kullanarak Anadolu’yu işgale yeltendiler. Uzunca bir süredir devam eden savaşların yükü altında beli bükülen milletimiz, "yurdunu alçaklara uğratma sakın" diyerek, son bir silkinişle milli mücadeleyi başlattı ve zafere ulaştırdı” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilanıyla, kendi içinde pek çok merhaleyi ve mücadeleyi barındıran yeni bir döneme adım atıldığına vurgu yapan Erdoğan, "Tüm sıkıntıları ve kazanımlarıyla ilk yüzyılımızı geride bırakırken, önce milli mücadeledeki destansı meydan okumanın ve küllerinden yeniden doğuşun öncülerini selamlamak istiyoruz. İstiklal Harbimizin Başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere. Bizlere üzerinde özgürce nefes aldığımız bu vatanı armağan eden tüm kahramanlarımızı rahmetle, şükranla, minnetle yad ediyorum, Cumhuriyetimiz, maalesef, bu bir asırlık geçmişinin önemli bir kısmında, kendi içinde barışık yaşayamadı. Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hesapları hiç eksik olmadı. Bu kirli hesaplarda kullanılan maşalar da hiç eksik olmadı. Ülkemiz, milli iradenin üstünlüğüne dayanmak yerine vesayet güçlerinin güdümünde kalan yönetimlerin elinde, altın kıymetinde yıllarını heba etti. Şehit Başbakan Menderes’in, ’Yeter söz milletin’ diyerek başlattığı demokrasi ve kalkınma hamlesi, idam sehpasında kesintiye uğradı. Rahmetli Özal’ın "Devlet millet içindir" diyerek ülkeyi tekrar demokrasi ve kalkınma rotasına sokma girişimi, koalisyon dönemlerinin kaosu içinde kaybolup gitti. Aynı şekilde rahmetli Demirel’in, rahmetli Ecevit’in, rahmetli Erbakan’ın, rahmetli Türkeş’in ülke ve milletin hayrı için başlattıkları girişimler, hep darbe ve vesayet duvarına çarptı. Ülkemiz, vesayet yoluyla Cumhuriyetle demokrasiyi birleştirmekten hep kaçınan, hatta bunları birbirinin alternatifi gibi göstermeye çalışan bir zihniyetin elinde ciddi sıkıntı çekti” açıklamasında bulundu.
“Sanılmasın ki bu 20 yıl dikensiz gül bahçesi misali, sadece çalışmakla geçti”
Türkiye’nin tarih boyunca önemli sınavlar verdiğine dikkat çeken Erdoğan, ”Milletimizin teveccühüyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimiz 2002 Kasım’ında, işte böyle bir Türkiye mirası devraldık. Elbette Cumhuriyetimizin ilk 80 yılında da başlatılan, bir kısmı neticeye ulaştırılan güzel işler vardı. Ama ülkemizin ulaşmış olması gereken kalkınma ve milletimizin sahip olması gereken demokrasi seviyesiyle, bulunduğumuz yer arasındaki fark çok büyüktü. Biz işte bu anlayışla, Türkiye’yi 20 yıl boyunca, hep "durmak yok, yola devam" diyerek büyüttük, geliştirdik, güçlendirdik, zenginleştirdik. Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi, yeri geldiğinde bize canı pahasına sahip çıkan milletimizin desteğiyle, ülkemizin asırlık kayıplarını 20 yılda telafi edecek çalışmalar gerçekleştirdik. Sanılmasın ki bu 20 yıl dikensiz gül bahçesi misali, sadece çalışmakla geçti. Yurt içinde ve yurt dışında, emperyalistlerin, vesayetçilerin ve darbecilerin ne kadar aparatı varsa, hepsi de üzerimize salındı. Yeri geldi bildiriler yayınladılar, yeri geldi tuzaklar kurdular, yeri geldi bürokratik oligarşiyi, yeri geldi terör örgütlerini harekete geçirdiler, hatta partimizi kapatmaya kalktılar” diye konuştu.
"Bunlarla kalmayıp doğrudan silaha da sarıldılar. Biz hiçbir zaman şikayet etmedik, hep mücadele ettik" diyen Erdoğan, "Demokrasi ve kalkınma adımlarımıza çelme takılmaya çalışıldığında, çözümü sadece milletin sinesinde, milli iradenin gücünde aradık. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının en kritik demokrasi ve kalkınma atılımını, her türlü siyasi-sosyal sınıflamaların ötesine geçen bir ortak akılla, ortak iradeyle, ortak vicdanla gerçekleştirdik. Geçmişte ayrıştırılmaya, hatta çatıştırılmaya çalışılan kim varsa, Türkiye’nin ilk yüzyılının son 20 yılına sığdırdığımız bu büyük devrime katkı vermiştir. İnancından dolayı dışlanan Müslüman’ın, dilinden dolayı ayrımcılığa uğrayan Kürt’ün, meşrebinden ötürü baskı gören Alevi’nin, haksızlığa maruz kalan bu toprakların evladı Hristiyan ve Yahudi’nin. Kısaca bu ülkede vesayetin gadrine uğrayan kim varsa herkesin yanında olduk, mücadelesine destek verdik, kayıplarını telafi ettik” diye konuştu.
“Ayasofya’yı Fatih’in emanetine uygun şekilde yeniden Cami olarak hizmete açmış olmamız küresel vesayete karşı gerçekleştirilmiş bir büyük meydan okumadır”
Ayasofya’nın yeniden cami olarak hizmete alınmasının bir meydan okuma olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sadece nesillerin hayali olan Ayasofya’yı Fatih’in emanetine uygun şekilde yeniden Cami olarak hizmete açmış olmamız bile, küresel vesayete karşı gerçekleştirilmiş bir büyük meydan okumadır. Kendisini hangi ideoloji, inanç ve köken kavramıyla ifade ederse etsin, bu tarihi dönemde hakkın, hakikatin, doğrunun yanında yer alan her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum. Ne diyor gönül sultanı: Aşk ile yürüyen sırtında dünyayı taşır, aşksız yürüyen beden diye ceset taşır. Evet, biz bu 20 yılda aşk ile yürüyerek ülkemizi hedeflerine taşıdık, milletimizi hayallerine kavuşturduk. Aşk ile çalışarak milli iradeyi güçlendirerek, vesayeti adım adım gerilettik. Demokrasiyi kökleştirerek, darbelere zemin hazırlayan şartları birer birer ortadan kaldırdık. Güvenliği sağlayarak, insanımızın bugününü huzurla yaşamasını, geleceğine umutla bakmasını temin ettik” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin dış politikada önemli kazanımları olduğuna dikkat çeken Erdoğan şunları söyledi:
“Ekonomiyi büyüterek, refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi tüm fertleriyle birlikte zenginleştirdik. Üretimi yaygınlaştırarak, sanayiden tarıma her alanda istihdama, işe, aşa erişimi kolaylaştırdık. Sosyal destekleri artırarak, ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımızı "insanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıyla kucakladık. Yönetim sistemini değiştirerek, iki asırlık arayışa cevap verecek bir büyük reformu hayata geçirdik. Dış politikamıza şahsiyet kazandırarak, devletimizin gücünü, bayrağımızın şanını, milletimizin itibarını yükselttik. Velhasıl, her alanda Cumhuriyetimizin ilk asrının eksiklerini giderecek, ikinci asrının hazırlıklarını tamamlayacak eser ve hizmetler ortaya koyduk. Böylece, takip eden değil, takip edilen bir ülke haline geldik. Bugün Türkiye Yüzyılı için milletimizin karşısına, işte böyle bir müktesebatla, işte böyle bir karneyle, işte böyle bir mirasla çıkıyoruz."
“Hiçbir beşeri hırsımız, hiçbir dünyevi kaygımız, hiçbir beklentimiz olmadığının bilinmesini isterim”
“Milletimize kazandırdığımız eser ve hizmetleri, ona minnetimizi ifadenin sadece bir girizgâhı, sadece bir dibacesi olarak görüyoruz” diyen Erdoğan, "Ömrümüzün 40 yılını siyasetçi, belediye başkanı, Başbakan ve cumhurbaşkanı olarak hizmetine adadığımız insanımızın hakkını ne yapsak, ne etsek ödeyemeyeceğimizi biliyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, bu borcun ifası yolunda aşkla girişilmiş yeni bir gayrettir. Dünyanın yeni ve hayati meydan okumalarla karşı karşıya olduğu şu dönemde, Türkiye Yüzyılı programımızla, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına güçlü bir başlangıç yapmak istiyoruz. Bizim açtığımız her yol gibi, Türkiye Yüzyılını da milletimizin zirveye taşıyacağından şüphe duymuyoruz. Milletimizin bizi her türlü makama taşıdığı bir konumdayken, Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirme karşılığında tek arzumuz, şöyle kalpten kopup gelen bir ’Allah razı olsun’ duasını duymaktır. Milletimize hizmet yolculuğumuzu Türkiye Yüzyılı ile zirveye çıkartıp ardından da inşallah mücadele bayrağını devredeceğimiz gençlerimizin adım adım bu vizyonu inşasına şahitlik edeceğiz. Bunun dışında başka hiçbir beşeri hırsımız, hiçbir dünyevi kaygımız, hiçbir beklentimiz olmadığının bilinmesini isterim” açıklamasında bulundu.
“12 Eylül darbesi Anayasasının raf ömrü çoktan dolmuştur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Milliyetçi Hareket Partisi’nin değerli Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ve arkadaşlarına, bugün burada bir araya gelmemize vesile olan Türkiye Yüzyılı’nın inşası sürecine Cumhur İttifakı çatısı altında verdikleri samimi ve güçlü destek için hassaten şükranlarımı sunuyorum. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, sanayiden tarıma her alanda tarihi eser ve hizmetler kazandırırken, elbette gayret gösterdiğimiz halde hayata geçiremediğimiz işler de oldu. Bunların başında, ülkemizi darbe Anayasası ayıbından kurtararak tamamen yeni, sivil, demokrat, özgürlükçü bir Anayasaya kavuşturma girişimlerimiz geliyor. Hükümetlerimiz döneminde pek çok Anayasa değişikliğine öncülük etmiş olmamız, bu konuda halen süren eksikliği görmemize ve hayıflanmamıza mani değildir. Hücrelerine kadar vesayete hizmet etmek üzere hazırlanmış 12 Eylül darbesi Anayasasının raf ömrü çoktan dolmuştur. Bu doğrultuda başlattığımız girişimlerin bazıları Meclis safhasında, bazıları daha teklif aşamasında, muhalefetin destek vermemesi sebebiyle, akim kalmıştır” dedi.
"Her şeyiyle milli iradenin ürünü yeni bir anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yeni anayasayı ülkemizin huzurunu güçlendirecek, milletimizin refahını yükseltecek, hukukun üstünlüğünü, çoğulculuğu, adaleti, hakkaniyeti tahkim edecek, her bir vatandaşımızın özgürlüklerini garanti altına alacak, gençlerimizin geleceklerine umutla bakmalarını sağlayacak, özetle Türkiye Yüzyılı’na yakışacak şekilde hazırlayarak, meclisimizin takdiri ve milletimizin onayıyla hayata geçirmekte kararlıyız. Bin yıldır vatanına, bir asırdır Cumhuriyetine, 80 yıldır demokrasisine, 15 Temmuz’da da istiklaline sahip çıkmanın bedelini ödeyen milletimizin böyle bir Anayasaya kavuşması en temel hakkıdır. O gün gelene kadar da boş durmayacağız” diye konuştu.
“Ülkemizin gündeminde böyle bir şey yoktu, birileri bunu zar zor ülkemizin gündemine soktu. Madem soktunuz biz de adımımızı atıyoruz”
Başörtülü başörtüsüz herkesin eğitim ve çalışma haklarını güvence altına alacak teklifin hazırlandığını belirten Erdoğan, "Başı açık veya başı örtülü tüm kızlarımızın, hanım kardeşlerimizin eğitim ve çalışma haklarını güvence altına alacak, ayrıca aile kurumumuzu sapkın akımların tehdidinden koruyacak bir Anayasa değişikliği teklifi hazırladık. İnşallah önümüzdeki hafta teklifimizi Meclise sunarak, aslında tabii bir hak olan bu konunun ülkemizin gündeminden, inşallah tamamen çıkmasını sağlayacağız. Ülkemizin gündeminde böyle bir şey yoktu birileri bunu zar zor ülkemizin gündemine soktu. Madem soktunuz biz de adımımızı atıyoruz” dedi.
Türkiye Yüzyılı’nın milli ve manevi değerler ışığında yükseleceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
”Her gayretimiz gibi, bu girişimlerimizin gücünü de ülkemizde tesis ettiğimiz güvenden, huzurdan, özgürlük ve kardeşlik ikliminden alıyoruz. Bu vesileyle Malazgirt’ten bugüne istiklalimiz ve istikbalimiz için yürüttüğümüz mücadelelerde verdiğimiz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Halen yurt içinde ve yurt dışında görev başında olan askerimizi, polisimizi, jandarmamızı ve diğer tüm güvenlik personelimizi Rabbim korusun, esirgesin, güç ve kuvvet versin, muzaffer eylesin diyorum. Türkiye Yüzyılını, tüm bu kahramanlarımızın fedakârlıklarıyla sahip olduğumuz güven ve huzur ikliminde yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılını, ak saçlı büyüklerimizin, gönül coğrafyamızdaki dostlarımızın, el uzattığımız mazlumların dualarıyla yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılını, evlatlarının geleceği için yüreği kıpır kıpır çarpan annelerin, babaların hayallerini hayata geçirerek yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılını, gençlerimizin teknolojiden sanata, spordan çevreye kadar tüm alanlardaki beklentilerini karşılayarak yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılını, milli ve manevi değerlerimiz temelinde maziden atiye kurduğumuz köprüyü, insani ve ahlaki sütunlarla tahkim ederek yükselteceğiz.”
"İlhamını ecdadın bin yıllık şanlı mazisinden, cesaretini kendimizin 40 yıllık birikiminden, ufkunu evlatlarımızın önümüzdeki bir asırlık beklentilerinden alan Türkiye Yüzyılının müjdesini paylaşıyoruz"
Türkiye Yüzyılını, ülkenin siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, diplomatik her alanda dünyanın en büyük 10 devleti arasına çıkartılarak yükseltileceğini söyleyen Erdoğan, "Bugün burada terör, şiddet ve nefret suçluları gibi istisnalar dışında, 85 milyonun her birinin birinci sınıf vatandaşlığını güçlendirmenin sözü için bir araya geldik. Yıllarca ülkemizi kutuplaştıran, insanımızın birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin ürünü olan muhabbet iklimine zarar veren tüm tartışmaları, tüm ayrışmaları bir kenara bırakmanın ahdi için bir araya geldik. Cumhuriyetimize adını veren cumhurun, yani halkımızın, siyasetin de, yönetimin de, ekonominin de asli öznesi olma konumunu güçlendirmenin kavli için bir araya geldik. Ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma, insanımızı hakkı olan tüm imkanlara kavuşturma irademizi teyit için bir araya geldik. Bugün burada milletimize verdiğimiz her sözü samimiyetle yerine getirmenin gayreti içerisindeki bir kardeşiniz, bir siyasetçi, bir yönetici olmanın gönül rahatlığıyla sizlerin huzurundayım. Hayatının her anını ülkesine ve milletine hizmete adamış bir fert olmanın getirdiği tecrübenin verdiği güvenle sizlerin huzurundayım. Derdi sadece millet olan, hep doğrunun, hakkın, erdemin peşinde koşmaya gayret etmiş bir dava adamı sıfatıyla sizlerin huzurundayım. Sultan Alparslan’dan Osman Beye, Fatih Sultan Mehmet’ten Yavuz Sultan Selim’e, Abdülhamit Han’dan Gazi Mustafa Kemal’e ve bugüne uzanan bir emaneti hakkıyla temsil etme iddiasıyla sizlerin karşısındayım. Evet, bugün burada ilhamını ecdadın bin yıllık şanlı mazisinden, cesaretini kendimizin 40 yıllık birikiminden, ufkunu evlatlarımızın önümüzdeki bir asırlık beklentilerinden alan Türkiye Yüzyılının müjdesini paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.
“Geçtiğimiz 20 yılda yaptıklarımızla, asırlık eksiklerimizin çoğunu gidermiş, ülkemizi en üst lige çıkarmış olsak da, bunu yeterli görmüyoruz”
Türkiye Yüzyılı’nın hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, ”Cumhuriyetimizin 99 yılını 2023’te 100’e tamamlarken, bütün dikkatimizi, enerjimizi, çabamızı Türkiye Yüzyılının inşasına hasredeceğimizin kararını, kulağı ve kalbi açık herkesle paylaşıyoruz. Türkiye Yüzyılının, ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine demokrasi, kalkınma, barış, refah götürecek bir devrimin de adı olduğunun muştusunu tüm insanlıkla paylaşıyoruz. Hayırlı olsun. Hayırlısıyla olsun. Daha nice hayırlı adımlara vesile olsun. Dünyanın siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvrandığı bir dönemde, Türkiye Yüzyılı vizyonu gibi bir program vaadiyle sizlerin huzuruna çıkmak kolay değil. Üstelik Cumhuriyetimizin ilk 99 yılının hangi sıkıntılarla, hangi sancılarla, hangi sarsıntılarla geçtiğini de biliyoruz. Geçtiğimiz 20 yılda yaptıklarımızla, asırlık eksiklerimizin çoğunu gidermiş, ülkemizi en üst lige çıkarmış olsak da, bunu yeterli görmüyoruz. Öyle kritik bir eşikteyiz ki, bundan sonra atacağımız adımlarla, ya bu ligin ön sıralarındaki yerimizi alacağız, ya da tekrar geriye düşme riskiyle karşı karşıya kalacağız. Ülkemizi Türkiye Yüzyılı vizyonuyla asırlık hedeflere yöneltirken, üstesinden gelinmesi hakikaten çok zor bir yükün altına giriyoruz. Ömründe tuğla üstüne tuğla koymamış, bir gönül tamir etmemiş, herhangi bir esere ve hizmete imza atmamış olanların rahatlığı sizi yanıltmasın” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu’nda gerçekleşen AK Parti “Türkiye Yüzyılı” Tanıtım Toplantısında konuştu. Sanayi ve teknolojide; kurulan 152 yeni organize sanayi bölgesi, 29 endüstri bölgesi ve 94 teknoparkla, Türkiye’nin üretim gücünün artırıldığını söyleyen Erdoğan, “Milli Uzay Programımızı oluşturarak, bir vatandaşımızı önümüzdeki yıl uluslararası uzay istasyonuna gönderme hazırlıklarına başladık. Yerli otomobilimiz TOGG’un fabrikasında ilk aracı, yarın, 29 Ekim’de banttan indiriyoruz. Ülkemizi, salgın ve savaşla sarsılan dünyanın yeni üretim ve tedarik merkezi haline getirecek altyapıyı kurduk, geliştirdik, şimdi de büyütüyoruz. Enerjide; toplam kurulu gücümüzü 31 bin 846 megavattan 101 bin 518 megavata yükselttik. Karadeniz’de toplam 540 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettik. İnşallah yakında enerjide yeni müjdelerin sevincini milletimizle paylaşacağız. Yerli ve yenilenebilir enerji üretimine yaptığımız yatırımlarla, ülkemizin dışa bağımlılığını merhale merhale azaltıyoruz. İnşallah Rusya’dan Doğalgazı TürkAkım olarak Türkiye’den Avrupa’ya dağıtım yapacağız” dedi.
“50 milyon turist, 44 milyar dolar turizm geliri hedefimize doğru ilerliyoruz”
Kültürde ve turizmde dünya mirası listesinde olan varlık ve alan sayısının artırıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla restore edilen eser sayımızı 46’dan 5 bin 781’e çıkardık. Salgının en çok vurduğu turizm sektöründe zararlarımızı hızla telafi etmekle kalmıyor, 50 milyon turist, 44 milyar dolar turizm geliri hedefimize doğru ilerliyoruz. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TRT gibi kurumlarımız vasıtasıyla, tüm gönül dostlarımızın yanında olmaya devam ediyoruz. Görüldüğü gibi ne kadar özetlersek özetleyelim, eser ve hizmetlerimiz anlatmakla bitmiyor. Tabii bunlar şimdiye kadar yaptıklarımız. Bir de Türkiye Yüzyılı programıyla, Cumhuriyetimizin ikinci asrı için yapmayı hedeflediğimiz çalışmalar var Biz, her seçimde milletimizin karşısına, herkesi kendine hayran bırakan dev projelerle çıkmış bir siyasi kadroyuz” diye konuştu.
“Türkiye yüzyılı, sürdürülebilirliğin yüzyılıdır”
Kanal İstanbul Projesi ile ilgili de konuşan Erdoğan,” Hamdolsun, verdiğimiz sözlerin hemen tamamını gerçekleştirerek milletimizin hizmetine sunmayı başardık. Bu çerçevede Kanal İstanbul projesi, Türkiye Yüzyılımızdaki sözlerimizden biri olarak hedeflerimiz arasındaki yerini korumaktadır. Yakında Kanal İstanbul Projesi başlayacak. Seçim tarihine kadar elbette milletimizle paylaşacağımız yeni projelerimiz olacaktır. Bugün sizlere sadece, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ruhunu, felsefesini, özünü anlatmak istiyorum. Türkiye Yüzyılı, sürdürülebilirliğin yüzyılıdır. Bu anlayışla ülkemizde, hayatı tüm unsurlarıyla kucaklayan ekosistemi güçlendirirken, dünyada da aynı yönde adımlar atılması için mücadele edeceğiz. Sürdürülebilirliğin ana eksenini oluşturan çevrenin korunması, ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme alanlarında, tüm kurumlarımızla ve tüm taraflarla birlikte ortak hedeflere yürüyeceğiz” açıklamasında bulundu.
“Türkiye yüzyılı, huzurun yüzyılıdır”
“Türkiye yüzyılı, huzurun yüzyılıdır” diyen Erdoğan, “Dünya, göçün sembolü haline dönüştüğü derin ekonomik adaletsizlikler, sosyal parçalanmalar, siyasi savrulmalar yaşarken, biz tam ortasında bulunduğumuz bu sıkıntılı fotoğraftan da ayrışıyoruz. Kendi güvenlik ve refahlarından başka bir öncelikleri olmayanların aksine biz, huzuru bölgemizle ve tüm dünyayla birlikte oluşturacağımız ortak iklimde aramaya devam edeceğiz. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ çağrımızın temelinde de bu anlayış vardır. Türkiye Yüzyılı, başarının yüzyılıdır. Bize bu toprakları vatan yapan ecdadımızdan aldığımız ilhamla, girdiğimiz her mücadeleyi başarıyla sonuçlandıracak özgüvene, dirayete, azme, kabiliyete sahip olduğumuzdan şüphe etmiyoruz. Ülkemizi daha nice başarılarla, daha nice ‘ilk’lerle, ‘en’lerle tanıştırarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ülkemizi zirveye çıkartmakta kararlıyız. Türkiye yüzyılı, güven ve istikrarın yüzyılıdır. Küresel düzeyde söz, etki, üretim, ihracat, istihdam gücü kazanan ülkemiz, bunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle garanti altına aldığımız güven ve istikrar iklimi sayesinde elde etmiştir” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Yüzyılı, üretimin yüzyılıdır”
Bölgesinde ve dünyada gücü giderek artan Türkiye’nin yönetimde istikrar ve güvene sıkı sıkıya sahip çıkması halinde, ulaşamayacağı hedef olmayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Günü kurtarmak değil geleceği inşa etmek için istikrarı tahkim ederek ülkemize eser ve hizmet kazandırmayı sürdüreceğiz. Ülkemizi bu sayede en kısa sürede 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine, 100 milyar dolar turizm gelirine kavuşturacağız. Türkiye yüzyılı, üretimin yüzyılıdır. Yerli ve milli, yenilikçi ve yeşil üretim ekonomisi anlayışıyla, Milli Teknoloji Hamlemizin desteğiyle, sanayiden tarıma her alanda dünyadaki rekabet gücümüzü artırıyoruz. İleri teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli, geniş pazarlı, istihdamı artıran doğru üretim alanlarını destekleyerek, Türkiye’yi en büyük küresel sanayi ve ticaret merkezlerinden biri haline getireceğiz. Önümüzdeki dönemi, bu doğrultuda yeni ve etkin üretim stratejilerini konuşup hayata geçireceğimiz bir sürece dönüştürüyoruz. Türkiye yüzyılı, verimliliğin yüzyılıdır. Salgın ve savaşın tetiklediği ekonomik dalgalanmalar küresel düzeyde enerji, sağlık ve gıda krizlerini derinleştirirken, biz bu kötü gidişten ayrışmayı zaten başardık” dedi.
“Türkiye yüzyılı, gücün yüzyılıdır”
Türkiye Ekonomi Programıyla ilgili de konuşan Erdoğan, “Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütecek Türkiye Ekonomi Programını da verimlilik üzerine bina ediyoruz. Kendimiz ve dünya için hayati öneme sahip alanlarda üretimi ve ihracatı artıracak, yeşil kalkınma devrimine katkı verecek faaliyetleri, verimlilik ilkeleriyle daha da geliştireceğiz. Türkiye yüzyılı, gücün yüzyılıdır. Yerli ve milli kalkınma stratejileri doğrultusunda attığımız her adım ve kazandığımız her başarı, ülkemizin gücüne güç katmaktadır. Ülkemizin siyasi ve ekonomik bir güç olarak küresel düzeydeki yükselişini, ahenkli bir yönetim ve daha da geliştireceğimiz altyapımızla sürdüreceğiz. Hiçbir alanda duraklamaya veya gerilemeye mahal vermeden, doğru hedefler, doğru kararlar, doğru adımlar yoluyla büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını tamamlayacağız. Türkiye yüzyılı, dijitalin yüzyılıdır. Çağı yakalamaya çalışan ülkeden, çağa yön veren ülkeye giden bir yolculuk içindeyiz. Bunun için, dijital teknolojiler alanında ülkemizi, Metaverse ’ten Blokzincir’e kadar her alanda en üst seviyeye çıkartacağız” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşımızı ve dünyayı, güvenilir kaynaklar aracılığıyla doğru ve zamanında bilgilendirecek altyapıyı güçlendirmeyi, dezenformasyona karşı etkili tedbirler almayı sürdüreceğiz”
“Dünyanın en yaygın ve etkin e-devlet altyapısını kurmuş, orta ve yüksek teknolojiye dayalı üretimini hızla geliştiren bir ülke olarak, küresel dijital devrim ekonomisinin de öncülüğünü yapacağız” diyen Erdoğan şunları kaydetti:
“Türkiye Yüzyılı, iletişimin yüzyılıdır. Millet ve devlet, devletimizle diğer ülkeler arasındaki iletişimi hızlı, sürekli ve şeffaf hale getirecek düzenlemeleri, sosyal huzurun ve milli güvenliğin teminatı olarak görüyoruz. Vatandaşımızı ve dünyayı, güvenilir kaynaklar aracılığıyla doğru ve zamanında bilgilendirecek altyapıyı güçlendirmeyi, dezenformasyona karşı etkili tedbirler almayı sürdüreceğiz. Türkiye yüzyılı, bilimin yüzyılıdır. Bilimin ve teknolojinin ilerleyişinin insanlığın geleceğini ne yönde etkileyeceğinin farklı boyutlarıyla tartışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde, insanımızın hayat kalitesini artırmaya yönelik olarak kamuda ve özel sektörde yürütülen bilimsel çalışmaları destekleyerek, bu alanda da söz ve iddia sahibi konuma ulaşmayı planlıyoruz. Uluslararası sıralamaların ilk 500’ünde en az 10 üniversitemizin yer almasını sağlayacak, 2030 yılında 10 milyonu bulacağı öngörülen uluslararası öğrenci sayısından, halen 300 bine yakın olan payımızı 1 milyona çıkartacağız.”
“Milli gelirimizi artırdıkça, her kesimden insanımızın bundan hak ettiği payı adil bir şekilde almasını da sağlayacağız”
Türkiye Yüzyılının, kalkınmanın yüzyılı olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihimizin en büyük kalkınma atılımını gerçekleştirirken, küresel krizler karşısında, kendi önceliklerimizi korumayı da başardık. Ülkemizi 81 vilayetiyle kavuşturduğumuz, her alanda çağın ihtiyaçlarına cevap verecek, hatta kimi alanlarda gelişmiş devletlerin önüne geçirecek altyapıyı daha da geliştireceğiz. Küresel krizi fırsata dönüştürerek, ülkemizi asıl hedeflerine ulaştıracak yeni bir ekonomik ve sosyal kalkınma atılımını gerçekleştirmenin eşiğindeyiz. Milli gelirimizi artırdıkça, her kesimden insanımızın bundan hak ettiği payı adil bir şekilde almasını da sağlayacağız. Türkiye Yüzyılı, barışın yüzyılıdır. Dört bir yanımızda savaşın, çatışmaların ve gerilimlerin arttığı bir dönemde, tüm taraflarla eşit, ahlaki, adil bir ilişki tesis ederek, barış için samimi gayret gösteren tek ülke durumundayız. Milli menfaatler, uluslararası ilkeler ve çok yönlü dengeler üzerinde, hem masada, hem sahada sergilediğimiz insani ve vicdani duruş giderek daha çok takdir topluyor. Önümüzdeki dönemde, bu yaklaşımımızı daha da genişletip etkinleştirerek insanlığın hizmetine sunmayı sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılı, değerlerin yüzyılıdır. Tarihin, hepsine de sahip çıktığımız en kadim medeniyetlerinin membaı bu toprakların bugünkü sakinleri olarak, insanlığın ortak değerlerini korumakla da yükümlüyüz. Bizimle birlikte geniş bir coğrafyanın kültürel ve sosyal ahengin güvencesi olan bu kadim değerleri, yeni gerçekler ışığında zenginleştirerek sonraki nesillere aktaracağız. Türkiye yüzyılı, haklının yüzyılıdır. Hayatımız boyunca güçlünün değil haklının üstün olduğu bir siyasi ve sosyal düzenin inşası için çalıştık, çabaladık. Temel özgürlüklerin eksiksiz kullanılabilmesini temin ederek, haklının güvencesi ve doğrunun tarafı olacak bir demokrasi işleyişini sağlama almak istiyoruz. Bunun için köken ve inanç başta olmak üzere, hiçbir ayrım gözetmeksizin, her bir bireyin hakkını, hukukunu, geleceğini teminat altına alacak düzenlemeleri daha da etkinleştireceğiz” açıklamasında bulundu.
“Türkiye Yüzyılı, istiklalin ve istikbalin yüzyılıdır. Bugün güçlüyüz, yarın daha da güçlü olacağız”
Türkiye Yüzyılı’nın şefkatin yüzyılı olacağını dile getiren Erdoğan, “İnsanlığın vicdanının sükûta büründüğü her durumda ve her yerde, bizim sesimiz aynı gürlükte çıkmaya devam etmiştir. Şefkatin, merhametin, vicdanın rafa kaldırıldığı bir dünyanın herkes için yaşanılmaz hale geleceği inancıyla, bu mücadelemizi küresel düzeyde sürdürüyoruz. Kadim devlet geleneğimizden aldığımız ilhamla, sosyal destekler başta olmak üzere, her alanda vatandaşlarımıza daha kuşatıcı hizmetler sunacağız. Türkiye Yüzyılı, istiklalin ve istikbalin yüzyılıdır. Bugün güçlüyüz, yarın daha da güçlü olacağız. İnsanlarımızın tamamının istiklalinden emin bir şekilde istikbaline güvenle bakacağı bir Türkiye için yeni projeler, yeni programlar, yeni eserler, yeni hizmetler peşinde koşmaya devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı, gençlerin yüzyılıdır. İstikbalimizin teminatı gençlerimizi, eğitimden spora her alanda TEKNOFEST ruhuyla en üst düzeyde yetiştirmek, için gereken altyapıyı önemli ölçüde tamamladık” dedi.
Türkiye’nin bambaşka bir görünüme büründüğünü söyleyen Erdoğan, “Bu temel üzerinde gençlerimizi, ‘kökü mazide olan ati’ anlayışıyla, değerlerine bağlı, ne istediğini bilen, geniş ufuklu, azimli, donanımlı, çalışkan bireyler olarak geleceğe hazırlamaya devam edeceğiz. Sadece çok kısa başlıklar ve birkaç cümlelik açıklamalarla çizmeye çalıştığım bu resim, Türkiye Yüzyılı’nın siluetidir. Milletimiz bu silueti netleştirecek, hayalleri gerçeğe dönüştürecek özgüvene sahiptir. Gerçek devrimler, gerçek reformlar, gerçek dönüşümler, milletin özünden çıkıp gelen enerjinin, hareketin, çabanın neticesi olarak hayat bulur. Ülkemizi yıllarca özgürlüklerden ve zenginliklerden uzak tutanlar güçlerini, milletimizin özgüveninin önünü kapatmış olmalarından alıyordu. Ne zaman ki bu set yıkıldı, işte o zaman Türkiye bambaşka bir görünüme büründü. Menderes’in ilk kazmayı vurduğu, Özal’ın ilk gediği açtığı bu seti kökünden söküp atmak, hamdolsun, bize nasip oldu” açıklamasında bulundu.
“Bize ödetilen bedellere hiç bakmadan adaletsiz kalkınma, kalkınmasız adalet olmayacağı anlayışıyla tüm gönüllere girmek için uğraştık, didindik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Tabii bu arada kaybolup giden nesillerin hesabını sormak da bize düştü. Kılığından kıyafetinden dolayı Ankara’ya alınmayan köylümüzün, inancından ve kültüründen dolayı aşağılanan mütedeyyin vatandaşlarımızın, Yassıada’da onurları çiğnenen milli irade temsilcilerinin, Mamak ve Diyarbakır zindanlarında işkenceye maruz kalan evlatlarımızın, hülasaten horlanan, hakir görülen, ezilen, dışlanan, haksızlığa maruz bırakılan her insanımızın davası, bizim davamızdır. Bunun için; hep daha fazla demokrasi, daha fazla eser ve hizmet, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla fırsat eşitliği için çalıştık. Yeri geldiğinde yedi düvele kafa tutarak, yeri geldiğinde siyasetin ve diplomasinin inceliklerini kullanarak, insanımızın tüm dünyada başı dik şekilde gezebilmesini sağladık. Bize ödetilen bedellere hiç bakmadan adaletsiz kalkınma, kalkınmasız adalet olmayacağı anlayışıyla tüm gönüllere girmek için uğraştık, didindik. Hakkari’den Ankara’ya, Ardahan’dan İzmir’e, Şanlıurfa’dan İstanbul’a ülkemizin her şehrini aynı eğitim, aynı sağlık, aynı ulaşım, aynı spor imkânlarıyla buluşturmanın mücadelesini verdik. Artık bu ülkede, evladını okula gönderemediği için yoksulluğa kurban verme veya terör örgütüne kaptırma endişesi duyan ailelerin sitemini değil, çocuğunun diploma törenini gururla seyreden ailelerin sevincini paylaşıyoruz. Artık bu ülkede, doktora götürmek için yola çıktığı hasta evladını Zap suyuna kaptırıp ‘Ankara’ya ses gitmiyor’ ağıtları yakanların türkülerini değil, evine gelen doktora, bir adım ötesindeki hastaneye bakıp ‘Allah devlete zeval vermesin’ diyen insanlarımızın dualarını dinliyoruz. Artık bu ülkede, bize adeta bahsedilen sözde demokrasi ve özgürlüğümüzün mahcubiyetini değil, dişimizle tırnağımızla, alın terimizle, kanımızla emen yurdu haline getirdiğimiz, çalışanın emeğinin karşılığını alacağını, düşenin kolundan tutulacağını bildiği bir yerde yaşamanın kıvancı içindeyiz.”
“Herkesin bir hayali vardır. Bizim hayalimiz de Türkiye Yüzyılıdır”
Türkiye’nin kendi vatandaşlarına sağladığı imkanlar yanında, dünyanın dört bir yanından milyonlarca insanı da kendisine çekmekte olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ülkemize gelen herkesi sığınmacı sanan, her gördüğü yabancıya nefretle bakan hastalıklı zihniyetler anlamıyor olsa da, Türkiye bölgesel ve küresel bir cazibe merkezi haline dönüşmüştür. Sadece canını kurtarmak isteyen mazlumları misafir etmiyoruz. Yatırımcılardan profesyonel meslek mensuplarına kadar her kesimden insan, ülkemizdeki potansiyeli görüyor ve buraya yöneliyor. Dünyanın her ülkesi, finans ve yetişmiş insan kaynağı durumundaki bu tür insanlara kapılarını sonuna kadar açmaktadır. Biz de, Türkiye’nin büyümesine, kalkınmasına, güçlenmesine katkı veren herkesi bağrımıza basıyoruz, basacağız. Küresel zenginlikten ülkemizin aldığı payı yükseltmenin yollarından biri de budur. Siyasi istikrarını teminat altına almış, güvenliğini sağlamış, demokrasisini kökleştirmiş, insan haklarını sahiplenmiş, ekonomisini büyütmüş, sosyal devlet uygulamalarını yaygınlaştırmış, krizlere ve tehditlere karşı bünyesini güçlendirmiş, akil, adil ve hakim bir güç haline gelmiş, geçmişin tüm korkularından ve yoksunluklarından arınmış ülkemizin gündemine yakışan yeni kızılelması, ancak Türkiye Yüzyılı olabilir. Herkesin bir hayali vardır. Bizim hayalimiz de Türkiye Yüzyılıdır. Üstelik biz bu hayali bugün de kurmuyoruz. Aklımız ermeye başladığı günden beri bu hayalin peşindeyiz. Bugüne kadar yaptığımız her işi de, bizi bu hayale yaklaştıracak adımlar olarak gördük. Şimdi de, bizimle bu hayali paylaşacak, yanlışa yanlış dediği gibi doğruya da doğru diyecek herkesle yol yürümeye hazırız” dedi.
“Gelin, Türkiye Yüzyılı vizyonunu birlikte oluşturalım, birlikte inşa edelim”
Vatandaşlara çağrıda bulunan Erdoğan, “Buradan 81 vilayetimizdeki her bir vatandaşıma sesleniyorum, biz Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını, aynı zamanda Türkiye’de siyaseti üslubuyla, tarzıyla, işleyişiyle, sonuçlarıyla değiştirecek yeni bir dönemin de miladı haline getirmek istiyoruz. Türkiye Yüzyılı için yapılacak her katkı bizim için çok kıymetlidir. Gelin, 29 Ekim 2023’e kadar Türkiye Yüzyılını konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım. Gelin, Türkiye Yüzyılı vizyonunu birlikte oluşturalım, birlikte inşa edelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını yeni bir milli mutabakat zemini haline dönüştürelim. Gelin, Türkiye Yüzyılında demokrasimizi, katılımcı demokratik bir Cumhuriyet kimliğiyle taçlandıralım. Gelin, Türkiye Yüzyılında ülkemizi, bir asırdır enerjimizi yiyip tüketen her türlü taassuptan arındırıp, siyasetin eksenini emek ve eser üzerine yeniden kuralım. Gelin, Türkiye Yüzyılında ülkemizdeki özgürlüklerin çerçevesini, pozitif özgürlük anlayışıyla tekrar çizelim. Gelin, Türkiye Yüzyılında tam fırsat eşitliği ve hakkaniyet temelinde bir sosyal adalet anlayışını birlikte tesis edelim. Gelin, Türkiye Yüzyılında asırlardır gerilemeyle, duraklamayla, yıkılmayla tarif edilen ülkemizin yükseliş dönemini başlatalım. Gelin, Türkiye Yüzyılında ülkemizi herkesin kendi yankı odasından çıkıp birbirini dinlediği, birbirini anladığı, birbirine saygı duyduğu bir yer haline getirelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını fark edilen, fark atan, farkını hissettiren ve farklılıklarıyla zenginleşen bir ülke haline gelişimizin sembolü yapalım. Gelin, Türkiye Yüzyılında erdem ve adalet devletini zirveye çıkartalım. Gelin, Türkiye Yüzyılında ülkemizi küresel çarkın bir dişlisi olmak yerine lokomotifi haline dönüştürelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını milli ve yerli değerlerle evrenseli kuşattığımız, sözümüzü çağa söylediğimiz bir dönem haline getirelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını korkularıyla yaşayan bir geçmişten umutları, hayalleri, özgüveni ve cesaretiyle şahlanan bir geleceğe geçişin kapısı yapalım. Gelin, yüzümüzü hem doğuya, hem batıya, ama asıl Doğruya doğru dönelim. Gelin, bir asır önce istiklal mücadelemizi bir ilk adımla nasıl başlatıp zafere ulaştırdıysak, bugün de istikbal mücadelemizin ilk adımını atalım. Gelin, bu yolu kadını-erkeğiyle, genci yaşlısıyla, her kesimden insanımızla hep beraber yürüyelim. Bu vatan hepimizin vatani. Bu ülke hepimizin ülkesi. Kalın sağlıcakla... Bu bayrak hepimizin bayrağı. Bu devlet hepimizin devleti. Bu gelecek hepimizin ortak geleceği” ifadelerini kullandı.
Programa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile bakanlar ve partililer katıldı. İYİ Parti’den Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, Yeniden Refah Partisi’nden Genel Sekreter Suat Pamukçu, Hür Dava Partisi, Anavatan Partisi, Demokrat Parti, Vatan Partisi ve Demokratik Sol Parti’den temsilci düzeyinde katılım oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Bahçeli ev Destici ile birlikte sahnede katılımcıları selamladı.