CUMRHUBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerden Diyarbakır’da, “Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz.
Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illeri ziyareti kapsamında Diyarbakır’a geldi. Kayapınar ilçesinde Kent Meydanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerle de görüşerek, yetkililerden kentteki son durumla ilgili bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ardından açıklamada bulundu. Yaşanan depremlerin Türkiye’nin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı olduğunu ifade eden Erdoğan “Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremlerin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdirler. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstüne taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp, bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır” dedi.
‘YIKIMIN AĞIR OLDUĞU İLLERE AKTARIYORUZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan binaların yanı sıra, 100 binlerle ifade edilebilecek sayıda binanın da hasarları sebebiyle oturulamaz hale geldiğini kaydederek, şöyle konuştu:
“Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş. 255 kardeşimiz vefat etmiş. 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar niyaz ediyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri, yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz. Çarşamba günü Kahramanmaraş ve Hatay’ı, dün Adıyaman’ı yerinde gördük. Aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdik. İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğramış şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla’da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl inşallah süre bekliyorum. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığımız illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır’da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız. Devletimizi tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’de bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD’ımızla, Kızılay’ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor. Maalesef bazı odaklar, siyasi parti olabilir, STK’lar olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik ve beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel ve yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, diğer güvenlik birimlerimize ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkemizin dört bir yanından 10 binlerce iş makinası bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük bir fedakarlıkla bölgede insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olmak peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet ve millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.”
ÜNİVERSİTELER YAZ MEVSİMİNE KADAR UZAKTAN EĞİTİME GEÇTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Bugün buradan bir şeyi daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını da bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. 2 gün önce Osmaniye’deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye’deki bütün vatandaşlarımızı depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz. Türk Hava Yolları’mız deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan da diğer illerimize ulaşmak isteyen vatandaşlarımızın intikallerini yine belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi gerçekleştirmiş olduk. Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi ayni yardımlarda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. AFAD’ın koordinesinde bunlar gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde bu yardımların heba olup gitmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımızın bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğudur. Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım. Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi ve manevi destek teklifleri gelmeye devam ediyor. Milletimizden devletine ve milletine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihinde nice badireyi atlamış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden, darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz bir daha ayağa kalkamaz diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir milletiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah’ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle birlikte, depremlerden etkilenen bir diğer il olan Şanlıurfa'ya gitti.