Dr. Can Özoğlu, ülkemizde ve dünyada D vitamini eksikliğinin yaygın olduğunu söylüyor. D vitamini için güneş ışınlarına ihtiyaç olduğunu vurgulamakta.
Kent Bayraklı Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Can Özoğlu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de D vitamini eksikliğinin yaygın olarak görüldüğünü söyledi.
Ancak bir yanda D vitamini sentezi için güneş ışınlarına ihtiyaç olduğu gerçeği, bir yanda D vitamini eksikliği ile güneşin zararlı ışınları konusundaki uyarılar insanları ikilemde bırakırken, Dr. Özoğlu özellikle bebek ve çocuklar yönünden değerlendirmelerde bulundu. Özoğlu, Mart-Ekim ayları arasının D vitamini açısından güneş ışınlarından en çok faydalanabileceğimiz zaman aralığı olduğunu belirtti.
D vitaminin balık, balık yağı, süt ve süt ürünleri, yumurta sarısı ve tereyağı gibi besinlerde daha çok bulunmasına karşın gıdaların vücudun D vitamini ihtiyacını karşılamaya yetmediğini hatırlatan Özoğlu, “D vitamini sentezi için güneş ışınları şart. Güneş ışınlarının dik olarak geldiği 11.00 - 15.00 arası D vitamini dönüşümü açısından günün en etkili saatleridir.
Ancak güneş ışınlarının zararlı etkileriyle daha çok karşı karşıya kaldığımız bölüm de işte bu zaman aralığıdır. Güneş ışınlarından olabildiğince yararlanırken zararlı etkilerini de en aza indirmek için bazı önlemler almamız kaçınılmaz.
Özellikle çocuklar söz konusu olduğunda bu önlemlere daha çok dikkat etmemiz gerekiyor. Güneş ışınlarından faydalanırken kendimizi ve çocuklarımızı zararlı etkilerinden de korumamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Uzm. Dr. Özoğlu, yeterli D vitamini sağlamak için bronzlaşmaya ya da yanmaya gerek olmadığına dikkat çekti. Güneşte kalma süresi ne kadar uzarsa, D vitamini üretiminin de o kadar düştüğünü kaydeden Dr. Özoğlu, “Toplam güneşte kalma süresini gün içine yaymak iyi bir çözüm olabilir. Güneşte uzun süre kalındığında kişinin cildi yanarsa, cilt kanserine yakalanma riski de artıyor.
Önerilen, insanların örtünmeden ve gölgeye çekilmeden önce kendi cilt tiplerinin yanması için gereken sürenin yarısı kadar güneşte kalmalarıdır. Bu yöntem, cilt kanseri riskini artırmadan ihtiyaç duyulan D vitaminini sağlamaktadır. Ancak henüz güneşle olan birlikteliği tecrübe etmediğimiz bebek ve çocuklar söz konusu olduğunda daha dikkatli olmak zorundayız.
6 aydan küçük bebeklerde koruyucu krem kullanılmasını önermiyoruz. Daha büyük çocuklarda isteğe bağlı olarak kullanılabilir. Ancak güneş kremlerinin yararlı UVB ışınlarını engellediğini biliyoruz. Vücutlarını güneşten korumak için ince ve açık renkli kıyafetler giydirmek bir seçenek olabilir.
Güneş kremi kullanılacağı zaman kimyasal içermeyen GRASE yani genel olarak güvenli ve etkili olarak tanınan özellikte olması son derece önemlidir. Daha önce güneşle karşılaşmamış bebeklerde günlük 1-2 dakikalık sürelerle başlayıp 10-15 dakika aralığına çıkmak uygun olacaktır.
Gün içindeki diğer saatlerde ise bebeklerimizi 30 dakikadan fazla güneşin altında tutmamalı ve şapka kullanmayı unutmamalıyız. Güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatlerde bebeklerin çok fazla etkilenmemesi için sadece el ve ayaklarını güneşlendirmek iyi bir çözüm olabilir.
Ayrıca güneşten olumsuz etkilenmemesi için çocuklarımızın bol sıvı almasına özen göstermeliyiz. Cam yararlı UVB ışınlarını engellediğinden pencerenin ardından güneşlenmek vücudumuzun D vitamini üretmesini sağlamıyor. Yani bebek ve çocuklara pencere arkasında güneş banyosu yaptırmanın D vitamini açısından bir faydası yok. Ayrıca plaj gibi ışığın yoğun olduğu yerlerde mümkün olduğunca gölgelik alanları tercih etmeliyiz” şeklinde konuştu.
Uzm. Dr. Özoğlu D vitaminin yol açtığı hastalıklara da dikkat çekti. Özoğlu, D vitamini eksikliğinin raşitizmden kemik erimesine kadar pek çok kemik hastalığına zemin hazırladığını söyledi.
D vitamini eksikliğinde astım ve benzeri alerjik hastalıkların daha sık görüldüğünü, grip, nezle, zatürre gibi enfeksiyon hastalıklarının artığını, diyabet riskinin yükseldiğini kaydeden Özoğlu, “D vitamini eksikliğinde kalın bağırsak, meme, prostat kanserine yakalanma riski artıyor. Multipl Skleroz ve Parkinson hastalığı daha sık görülüyor. Depresyona yatkınlık görülüyor. Kilo almak kolaylaşırken, kilo vermek güçleşiyor” dedi.