Bu yıl düzenlenen HANNOVER MESSE’nin iki ana konusu dijitalleşme ve sürdürülebilirlik oldu. Dassault Systèmes fuarda, 3DEXPERIENCE platformunun ilk fikir aşamasından uzun vadeli bakım planlarına kadar, çok çeşitli paydaşlar nezdinde sürdürülebilir projelerin uygulanmasına verdiği desteği ortaya koydu. Dassault Systèmes ziyaretçilerine hem fuardaki standında hem de eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği endüstri etkinliği ”Manufacturing in the Age of Experience” (”Deneyim Çağında Üretim”)’de, üretim zorluklarının çözümüne ilişkin içgörüler sağladı ve işbirlikçi sürdürülebilir inovasyon için platform yaklaşımının kullanımını sergiledi.
Dassault Systèmes’in yer aldığı ticari fuarın merkezinde; e.Volution, OMRON, VAF ve Graebener Bipolar Plate Technologies gibi iş partnerleriyle ortak sergilediği proje vardı. Söz konusu proje e.Volution firması tarafından ortaya atılan ve araçları hidrojen yakıt hücreleriyle donatan ”Özel Ulaşım Hizmeti” fikrinden doğdu. Proje kapsamında görev alan tüm şirketler, bu özel yakıt hücresi teknolojisini geliştirmek ve üretmek için, planlamadan uygulamaya, bütün ürün yaşam döngüsü boyunca Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformu üzerinden uzmanlıklarını birleştirdi. Her adımda gerçek zamanlı olarak sorunsuz iş birliği sağlandı. Platformda; tasarım, üretim, pazarlama veya hizmet gibi tüm alanlar tek bir sanal model üzerinde çalışılabilmesi için bir araya getirildi. Ziyaretçiler, tüm bu süreci toplam 12 istasyonda canlı olarak deneyimleyerek, kendi projeleri için ilham aldılar.
”Manufacturing in the Age of Experience” etkinliğinde katılımcılar sanal gerçeklik (virtual reality – VR) yardımıyla dijital bir fabrikanın içerisinde gezebildiler ve üretimdeki zorluklarının üstesinden gelmek için verdikleri iş kararlarının doğruluğunu sınadılar. Ayrıca dijital çözümlerle geleceğin üretiminin nasıl tasarlanabileceğine dair bir bakış açısı edindiler.
Etkinliğe katılan ziyaretçilerden çok olumlu geri dönüşler aldıklarını belirten Dassault Systèmes Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Rusya’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Olivier Ribet, konuyla ilgili yaptığı açıklamada ”Özellikle, Manufacturing in the Age of Experience etkinliğimizdeki VR deneyimi, geleceğin fabrikasının nasıl görüneceğine dair benzersiz bir izlenim verdi. İş ortaklarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz kullanım senaryosunda, bir projenin tüm ticari ve teknik yönlerini 3DEXPERIENCE platformu üzerinden birleştirerek sürdürülebilir inovasyonun A’dan Z’ye nasıl uygulanabileceğini gösterebildik. Sanal ikiz teknolojisi sayesinde projeye dahil olan tüm taraflar arasında gerçek bir iş birliği sağlanabiliyor. Görsel bir 3D model kullanmak, mühendislikten inşa etme aşamasına ve hatta finansa kadar herkesin aynı dili konuşmasına yardımcı oluyor. Tüm ürün yaşam döngüsüne sanal ikizleri dahil etme yaklaşımımız yenilikçi projelerin verimli, hızlı ve sürdürülebilir şekilde uygulanmasını sağlayarak başarının anahtarı oluyor” dedi.
Stant ziyaretçileri sorunlarını ortaya koydular
Dassault Systèmes standını ziyaret eden pek çok katılımcı, firmanın sergilediği projenin sunumu üzerinden kendi yaşadıkları zorlukları yeniden değerlendirebilme şansı yakaladı. Etkinlik boyunca en çok gündeme gelen dört soru ise şunlar oldu:
Bugün, üreticilerin kendi CO2 ayak izlerini kaydetmeleri ve azaltmaları çok büyük önem taşıyor. Bir ürün yaşam döngüsü değerlendirme çözümü yardımıyla CO2 emisyonlarının dengelenmesi; malzeme seçimi, üretim süreçleri veya bir kavrayıcının ağırlığının oynadığı rol gibi unsurlar hesaba katılarak tüm değer zinciri boyunca gerçekleştirilebilir. Bu husus, Dassault Systèmes’in sergilediği proje sunumunun her adımında da dikkate alındı.
Şirketler genellikle iyi fikirleri yeterince hızlı uygulayamama zorluğuyla karşı karşıya kalıyor. Dassault Systèmes ve ortakları tarafından fuarda sergilenen proje burada devreye giriyor: 3DEXPERIENCE platformu üzerinde ortak bir veri tabanı kullanılarak tüm disiplinlerden uzmanlar arasında iş birliği güçlendiriliyor, hızlandırılıyor ve gerçek zamanlı bilgi aktarımı sağlanıyor. Güncel olmayan verilerle çalışma tehlikesi ise bu şekilde ortadan kalkıyor.
Nitelikli çalışan bulma konusunda yaşanan sıkıntılar tüm sektörlerde yaygın bir şekilde yaşanabiliyor. Dijital dönüşüme odaklanan bir şirket bu sorunun üstesinden gelebilir. Uzaktan çalışma modeli halihazırda nitelikli çalışanları çekmeyi ve elde tutmayı mümkün kılıyor.
Bir makinenin geliştirilmesi ve üretilmesi, hizmet ömrüne kıyasla toplam yaşam döngüsünün küçük bir bölümünü oluşturuyor. Servis ve bakım kavramları bu nedenle giderek daha önemli hale geliyor. Özelleştirilmiş sanal ikizler ile önemli iş kararları uzaktan alınabiliyor ve makine bakımı garanti altına alınabiliyor.
Uzun vadede ekolojik ve ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak için dijitalleşmeyi ileriye taşımak bir zorunluluk haline geliyor. Dijital süreklilik, ekonomik sağlamlık ve sürdürülebilirlik unsurlarının dikkate alınması ise yarının üretimi için çok büyük önem arz ediyor.