Antalya’nın yöresel tatları arasında yer alan ve 80 yılın üzerinde geçmişi bulunan ’Meşhur 18 Bağaçaları’ üçüncü kuşak olan Mustafa Zünbül tarafından üretilmeye devam ediyor. Dede Mustafa Zünbül’ün 1940’lı yıllarda özel çekim ürünler olan mayalı hamurla birlikte tahin, şeker, tarçın, damla sakızı, tereyağı kullanarak yaptığı ’bağaça’ damakta bırakan farklı lezzeti ve yumuşaklığıyla bugünlere kadar geldi. Antalya’ya özgü olan bağaca diğer zamanlarda günlük 50 adet üretilirken, Ramazan ayında bu sayı günlük en az 500’ü buluyor. Dedesi ile aynı adı taşıyan 46 yaşındaki Mustafa Zünbül, Kaleiçi’ndeki tarihi fırında bağaçaları babası İdris Zünbül(70) ile birlikte yapıyor. Tamamen el emeği ile ortaya çıkan bağaçaların üzeri, fırına girmeden önce susam ve yerfıstığı ile bezeniyor. Bağaçaları İdris Zünbül, yaklaşık 100 derecelik ısıda 60 yıldır 12 dakikada pişiriyor. Özellikle Ramazan ayının vazgeçilmez tatları arasında yer alan bağaça, kent merkezindeki 30 noktada satılırken, il dışına ise kargo ile gönderiliyor. Bağaça doğal olması, tok tutması nedeniyle sahurdan sonra çay ve süt ile tüketiliyor. 15 yıl önce ‘Meşhur 18 Bağaçaları’ ile patenti alınan ürüne, coğrafi işaret almak içinde Mustafa Zünbül girişimlerini sürdürüyor.
"Taklidini yapanlar var"
Antalya’da bağaçanın 1940’lı yılların başında dedesi Mustafa Zünbül tarafından geliştirildiğini dile getiren Mustafa Zünbül, “ Antalya’ya has bir yiyecek ama Türkiye’nin öğrendiği bir lezzet bağaca. ’Meşhur 18 Bağaçaları’ bize ait bir lezzet. Taklit yapanlar var ama bizimkinin yerini tutmuyor. Yiyen o farkı anlıyor” dedi.
"Denge çok önemli"
Bağaçanın yapımında; mayalı hamurla birlikte tahin, şeker, tarçın,damla sakızı, tereyağ gibi özel üretim ürünlerin kullanıldığını ifade eden Zünbül, “Doğal bir lezzettir. Ramazan ayında daha çok tüketiliyor, iftar ve sahurda. Tok tutuyor. Sahurdan sonra çay ve sütle tüketilebilir. Akşama kadar vücudunun dengeli bir şekilde olmasını sağlar. Ramazan ayında günlük 500 bandında üretim yapıyoruz. Diğer aylar 50-60 tane çıkarıyoruz. Ramazan ayının başından beri kargo ile bir çok farklı ilimize gönderim yaptım” diye konuştu.
"Coğrafi işaret almak istiyoruz"
’Meşhur 18 Bağaçaları’isminin nereden geldiğini anlatan Mustafa Zünbül, “18 dedemin okul numarasıymış, lakabımız oradan geliyor. Bağaça ismini 4-5 sene önce Giritli bir yakımızdan öğrendim. Bağaça Giritçe’de, daha bol malzemeli daha yumuşak anlamındaymış. Eskiden bağaçayı biraz farklı şekillerde yapıyorlarmış ama dedim malzemesini geliştirmiş, yumuşatmış, damağa hitap eden şekle dönüştürmüş ve adını bağaca koymuş. ’Meşhur 18 Bağaçaları’nın tescili var. Coğrafi işaret noktasında da ATSO Başkanı Davut Çetin ile birlikte girişimimiz var. İnşallah onu da alacağız hakkettiğine inanıyoruz”diye konuştu.
"Tanesi 30 TL"
Bağaçanın benzerini herkesin yapabileceğini ama işin püf noktasını bilen ustaların babası ile kendisinin olduğunu belirten Zünbül,” Malzemeyi, harcı,kıvamını babam yada ben ayarlarım. Bizim elimizden geçer. Yaz ve kış mevsimine göre malzemelerin ayarını yaparız. Ben üçüncü kuşağım dededen toruna geçti. Benden sonra kızıma öğretmek istiyorum. Akrabalarımda öğrenmek isteyenler var. Bu iş artık her geçen gün zorlaşıyor. Çalışma şartları maliyetler anlamında. Bağaçaya geçen yıla oranla yüzde 25-30 zam yaptık. 40 TL olması gerekir bağaca ama biz 30 TL’ye veriyoruz. Tüketicimizi de düşünüyoruz"ifadesini kullandı.
"Ramazanda 30 noktada satış"
Kent merkezinde Ramazan ayında 30 noktada bağaçanın satışının yapıldığını aktaran Zünbül, bayramdan sonra 10 noktada satışlarının devam ettiğini, kendi satış yerlerinin ise Kuyumcular Çarşısının karşısında olduğunu kaydetti.
Zünbül, bağaçanın yanında, tahinli katmer, şam tatlısı, un kurabiyesi, portakallı kurabiye, acıbadem de yan ürünlerinin olduğunu belirtti.
"60 yıldır pişiriyor"
60 yılın üzerinde bağaçanın fırında pişirilme işlemini yapan 70 yaşındaki İdris Zünbül, “ Bu mahallede büyüdüm. 60 senedir bu fırının önündeyim. 18 babamın okul numarası. Babamın yanında bağaçalara fıstık koyarak başladım. Seyyar şekilde sattık. Bağaçanın bütün işlemlerini yaparım. Ekmeği fırında herkes pişirebilir. Bağaça çok zordur. Ben bile bazen şaşırıyorum. Antalya’ya özgü bir yiyecek, Antalya’da orjinalini ben yapıyorum. Ama taklitlerimiz var. 12 dakikada pişirmesi tamamlanır. Bağaça yapmayı Allah’ım ömür verdiği sürece devam edeceğim”dedi.