Psikolog Prof.Dr. Nermin Çelen, depremin yetişkin, ergen ve çocuklar üzerindeki olası psikososyal etkilerine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
İnsanların deprem anında büyük bir korku ve kaygı yaşadığını söyleyen Prof. Dr. Çelen, “Bu duygular uzun yıllar devam edebilir, travmalar tek başına atlatılamaz. Çocuklarda yeme içme ve uyku bozukluğu görülür. Ergenler ise saldırgan davranışlar bulunabilir. Böylesine büyük bir afet anında çok doğal olan bu durumlar için ilk başta ilaç tedavisi önerilmez ama depremzedelerin mutlaka psikolojik yardım alması gerekir” dedi.
Atlas Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Nermin Çelen, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ilde etkili olan depremin psikolojik sonuçlarına yönelik bilgi verdi. 30 binden fazla insanın hayatını kaybettiği deprem gibi travmatik olaylardan sonra hemen günlük hayata dönmenin imkansız olduğunu belirten Prof. Dr. Çelen, “Depremzedeler hemen günlük hayata dönemez, eskisi kadar enerjik olamaz. Sağlıklı düşünmeleri beklenemez. En ufak ambulans sesinden bile panik atak yaşayabilir, depresyona girebilir, bunlar çok normal durumlardır” diye konuştu.
KORKU VE KAYGI YILLARCA DEVAM EDİYOR
İnsanların deprem anında müthiş bir korku ve kaygı yaşadığını aktaran Prof. Dr. Çelen, “Göcük altında kalan yetişkinlerin geleceğe yönelik düşündükleri için korkuları daha fazla oluyor. Çocukların bile yapıları o kadar gelişmediğinden durumu tam olarak kestiremiyorlar. Çocukların zihinsel yapısı 6-7 yaşına kadar bunu kavrayabilecek büyüklükte değil. Ama çocukları sonradan yaşanılanlar etkiliyor. Annesini, babasını, yaşadığı evi, mahallesini, arkadaşlarını kaybetmiş bir çocukta yeme içme ve uyku bozukluğu olabiliyor. Kabuslar görebiliyor. Kişiler enkaz altından çıkıyor ama evi, eşyası yok. Eşini, çocuğunu, ailesini kaybetmiş. Kaybın arkasından gelen boşluk çok zordur. Egolarını, benliklerini kaybediyorlar. Korkular ondan sonra da başlıyor. Depremden sonra korku ve kaygı yıllarca devam ediyor. Deprem gibi yaşanan büyük travmaları kişiler tek başlarına atlatamaz. Yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmeleri için mutlaka psikolojik yardım almaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
CİDDİ MAJÖR DEPRESYON YAŞANIYOR
Birçok gönüllünün bölgede olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Çelen, “Depremi yaşayan ergenler öfkelerini kontrol edemiyorsa, yaşamlarına ket vuruluyorsa saldırgan davranışlar gösterebilir. Öfkelerini bazen başkalarına bazen de kendilerine yöneltebilirler. Ciddi majör depresyon yaşıyorlar. Hem yetişkin hem ergen hem de çocuklara psikolojik yardım gerekiyor. Tedavinin süresi kişiden kişiye göre değişir. İlk başta ilaç tedavisini önermiyorum ama kişi yoğun psikoz yaşıyorsa doktor kontrolünde uygulanabilir. Bölgede birçok alanda gönüllü var bizim üniversiteden de gençler gitti ellerinden geldiğince katkı vermeye çalışıyorlar” dedi.
AİLELER ÇOCUKLARIN TELEVİZYON İZLEMESİNİ KISITLASIN
Aileleri de uyaran Prof. Dr. Çelen, “Gençler televizyondan izlediği zaman ya duyarsızlaşıyor ya da korku gelişiyor. Anneler burada önemli bir etken televizyon izleme saatleri sınırlanabilir hatta kapatırsa daha iyi olur. Çünkü çocuk ve ergenlerin hayal dünyası çok geniştir. İstanbul depremi bekleniyor, ‘biz ne yaparız?’ düşüncesi kaygıyı ortaya çıkarır” diye konuştu.