Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr.Aynur Ela Güçkaya, “Depremzede çocukların psikolojik durumlarının göz ardı edilmemesi gerekiyor. Depremde çocuk yaklaşımını aslında ikiye ayırmalıyız. Okul öncesi ve okul sonrası. Okul öncesi çocuklarda terk edilmek en büyük endişe kaynağıdır. Okul dönemi çocukları ise, depremi daha iyi anlayabilir. Bir şekilde bunun bir doğa olayı olduğu anlatılmalıdır” dedi.
Güven Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aynur Ela Güçkaya, deprem bölgesinde soğuk hava ve yaşam koşullarının pek çok hastalığa zemin hazırlayabildiğini söyledi. Bölgedeki yoğun ve kalabalık yaşam enfeksiyon hastalıklarını tetikleyebildiğini belirten Dr. Güçkaya, “Soğuk ve yaşam koşulları öncelikli olarak hem akut enfeksiyonları hem de kronik hastalığı olan kişilerdeki akut alevlenmelerini artırabilir. Viral enfeksiyonların yanı sıra kolera, dizanteri gibi salgınlarda eklenebilir. Özellikle solunum yolu enfeksiyonlarından influenza, RSV, Covid-19 depremzedeler arasında hızla yayılabilir. Viral enfeksiyonların ve toplu yaşam koşullarına bağlı enfeksiyon yoğunluğunun artması ile özellikle çocuklarda afet sonrasında zatürre sıklıkla görülebilmektedir” şeklinde konuştu.
‘TEDBİR ALINMAZSA CİDDİ SAĞLIK SORUNLARI TETİKLENEBİLİR’
Dr. Güçkaya, afet bölgesinde kanalizasyon sistemlerinin zarar görmesi ile birlikte tuvalet eksikliğine ilişkin tedbir alınmazsa ciddi sağlık sorunlarının tetikleyebileceğini vurgulayarak, “Su şebekesinin zarar görmesi ve tuvalet yetersizliği nedeniyle öncelikle gastrointestinal enfeksiyon riski artmaktadır. Koleranın temel nedeni kirli sudur. Kolera adlı akteriyel vibro cholera şiddetli ishal ile seyreden riskli bir hastalıktır. Kolera, temiz su ve kişisel hijyenin yetersiz olduğu yerleşik düzeni olmayan nüfuslarda hızla yayılmasıyla bilinir. Kanalizasyon sisteminin içme suyuna karıştığı doğal afetlerde kolera riski belirgin olarak artmaktadır” diye konuştu.
‘DEPREMDE ÇOCUK YAKLAŞIMINI İKİYE AYIRMALIYIZ’
Dr. Güçkaya, depremzede çocukların psikolojik durumlarının da göz ardı edilmemeli gerektiğini kaydederek, “Çocukların okul öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılması ve tutumların buna göre şekillenmesi gerekmektedir. Depremde çocuk yaklaşımını aslında ikiye ayırmalıyız. Okul öncesi ve okul sonrası. Okul öncesi çocuklarda terk edilmek en büyük endişe kaynağıdır. Afet yaşamayan çocuklarda da o yaşlarda böyle bir durum söz konusudur. Aile üyesini kaybetmiş bir çocuk ise ekstra ilgi ve şefkate ihtiyaç duyar. Anne babaya aşırı bağlanma, gece korkuları, yüksek sesten korkma, ani tepkiler verme altını ıslatma sahip olduğu becerilerde geriye gitme gözlenebilir. Okul dönemi çocukları ise, depremi daha iyi anlayabilir. Bir şekilde bunun bir doğa olayı olduğu anlatılmalıdır. Dikkat dağınıklığı, okula gitme isteksizliği, öfke problemleri okul dönemi çocuklarında sık görülür” dedi.