Acıbadem Kayseri Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. İnci Sak, yaşla birlikte gelişen “cilt yaşlanması” hakkında önemli bilgiler verdi. Dr. Sak, yaşın ilerlemesiyle hem cildin nem tutma kapasitesinin hem de esneklik kazandıran kolajenin azaldığını belirterek, bu durumun ciltte leke oluşumu, kırışıklık, parlaklık kaybı, sarkma ve deformasyona yol açtığını söyledi. Cilt yaşlanmasının da yaşlanma sürecinin bir parçası olduğuna değinen Dr. Sak, bazı etkenlerin cildi olduğundan da hızlı yaşlandırdığına dikkat çekerek hatalı alışkanlıklardan vazgeçip alınması gereken önlemler konusunda uyarılarda bulundu.
“Güneş cilt kanserine yol açabilir”
Dr. Sak, cildi yaşlandıran faktörlerin başında gelen “güneş ışınlarının” erken cilt yaşlanması ve hatta cilt kanserine yol açabileceğinin altını çizdi ve şunları söyledi: “Özellikle ilk 25 yaşına kadar güneşe uzun süre maruz kalmak, sonraki yıllarda güneşe bağlı çeşitli hasarlanmalar, deri kanserlerine ve erken cilt yaşlanmasına sebep olur. Bu yüzden güneş koruyucu kremler yaz kış ihmal edilmemelidir.” Dr. Sak, güneşten sadece yazın değil kışın da korunmak gerektiğini belirterek “Yazın 2-3 saatte bir güneş koruyucular tekrarlanmalı, gölgeler tercih edilmeli. Güneş gözlüğü, şapka, uzun kollu giysiler de güneşe karşı koruyucudur. Öğlen saatlerinde güneşe çıkılmamalı. Kışın da güneşten korunmak gerekir, özellikle kar yağdığında çünkü kar da ultraviyole ışınlarını yansıtır. O nedenle kar yağışı sonrasında güneşli günlerde açık havada dolaşıyorsanız, güneş koruyucu kullanmakta yarar var ” dedi.
“Sigara içmeyin”
Dr. Sak, cildin yaşlandıran farklı faktörlerin de olduğunu belirterek sigaradan uzak durulması gerektiğini vurguladı ve “Sigara serbest oksijen radikalleri ve toksik etkiler ile cildi yaşlandırır. Dudak etrafında da kırışıklığa neden olur. Aşırı alkol tüketiminden de kaçınılmalı. Günlük su tüketimine de dikkat edilmeli. Özellikle kuru ciltler susuzluktan daha çok etkilenir. Günlük 2- 2.5 litre su tüketmek, cilt tipine uygun nemlendiricilerle cildin nem dengesini sağlamak cilt yaşlanmasını önlemek için önemlidir. Günde 2-2.5 litre su içilmeli” dedi.
“Fazla mimik kullanmayın”
Dr. Sak, yüzümüzdeki mimik kaslarının yoğun kullanımıyla çizgiler olduğundan bahsederek, “Bu çizgiler zamanla değişir, örneğin fazla kaş çatma ile kaşların arasında kırışıklık oluşur. Bu nedenle mimik kaslarını fazla kullanmamak gereklidir” dedi. Dr. Sak ayrıca metabolizmayı yıpratan stres faktöründen cildi yaşlandırdığı için de uzak durmak gerektiğini söyledi. Deri tipine uygun kaliteli ürünlerin altını çizen Dr. Sak cildin gözeneklerini tıkayacak ağır makyajdan ve fondötenden kaçınmak ve yatmadan önce mutlaka makyajı temizlemek gerektiğini söyledi.
“Beslenmenize ve uykunuza dikkat edin”
“Glisemik indeksi yüksek gıdalarla beslenmek cildin erken yaşlanmasına neden olur” diyen Dr. Sak, beslenmede dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: “Karbonhidrat, şekerden zengin, aşırı yağlı, kızartmalar, fast food tarzı yiyeceklerden uzak durulmalı. Doğal ve çeşitli gıdalarla beslenmek uygundur. Özellikle Akdeniz tipi beslenme, protein içerikli, antioksidanlarca zengin, yeşillik, meyve sebze içeren beslenme cilt yaşlanmasına karşı faydalıdır.” Uykuda salınan melatonin hormonunun cilt yaşlanmasını geciktirdiğini belirten Dr. Sak, düzenli ve yeterli uyku tavsiyesinde bulundu.
“25-30 yaşlarında yaşlanma karşıtı ürünler kullanılabilir”
Son olarak Dr. Sak, kolajen artıran yaşlanma karşıtı (antiaging) ürünlere 25-30 yaşlarından itibaren başlanabileceğine değinerek şunları ifade etti: “Yaşlanma karşıtı ürünler; retinoidler, AHA, BHA, C vitamini, E vitamini, Niasinamid, ferulic asit gibi maddeleri içeren ürünler kullanılabilir. Botoks, PRP, Mezoterapi tedavileri ile cilt yaşlanmaya karşı desteklenebilir.”