İletişimci Yazar Barış Karaoğlan, gündemde olan ve çok konuşulan Dijital Fişleme konusunda önemli açıklamalar yaptı. İnternet kullanıcıları fişlenebilir mi? Böyle bir durum nasıl kullanılır? Kimin-neden-nasıl işine yarar? ve benzer sorulara cevap aradığımız haberimizdeki en önemli ayrıntı, kişisel verilerin korunması ve bu konudaki kanundur.
Günümüz çağındaki her markanın, firmanın, siyasi partinin, toplumsal örgütlerin peşinde olduğu kişisel veridir, buna teknoloji dilinde ”data” diyebiliriz. Çoğunluğumuzun cebinde, evinde, iş yerinde bilgi teknolojilerini kullandığımız telefon bilgisayar ve benzer iletişim araçlarının bulunduğu bir gerçektir. Bu kullanımlarımızın hepsinde bize ait tüm bilgileri de barındırma zorunluluğumuz oluşabiliyor. Adresimiz telefonumuzda bir yerlerde kayıtlıdır, banka bilgilerimizi unutmamak için bir yere yazmışızdır, kimlik bilgilerimiz lazım olur diye saklamışızdır, çocuklarımıza ait bilgileri not etmişizdir, maillerimizde özel bilgilerimizi kayıt altına almışızdır, liste böyle uzar gider.
Bilgi, görünen bir şey olmamasına rağmen veri haline getirildiğinde ve erişim şekli ile kullanım alışkanlıklarımız, bizleri pazarlanacak bir ürün haline dönüştürdüğünde, artık dijital fişlemeden bahsedilebilir. Bu durum veri madenciliği (data mining) dediğimiz kişilere ait verilerin işlenerek bir yapay zeka yazılımı ile yönlendirilme şeklinin başka bir açıklamasıdır.
Kişisel verilerimizin önemi
Son dönemlerde oldukça gündeme gelen Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamındaki asıl amaç, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir. Bu pencereden ve kanun kapsamında bakıldığında kişilere ait verilen işlenmesi özel hayatın gizliliği ile birlikte temel hak ve özgürlüklerin korunmasına atıfta bulunuluyor. Yani bize ait özel kullanım alışkanlıklarının bizden izinsiz kaydedilmesi ve kullanılmasını kısıtlayan ve kanun ile koruma altına alan bir durumdan bahsediyoruz.
Kullanım alışkanlıklarımız her birimizin her anlamdaki duruşunu belirlediğinden bu kişisel verilerin her anlamda bize karşı kullanılacağı anlamını da taşıyacaktır. Google arama kayıtlarında bir hastalık ile ilgili sürekli araştırma yapan bir bireye o hastalık ile ilgili çözüm yolları reklam ve tanıtımlarını bireyin izni olmadan göstermek ve onu yönlendirmeye çalışmak aslında tam da anlatmaya çalıştığımız duruma işaret ediyor. Politik tavrımız ve siyasi görüşümüzün de rahatlıkla belli olacağını hesaba kattığımızda bir ülkenin en önemli gündemi olacak seçimlere de direkt ya da endirekt olumlu-olumsuz etkilerinden bahsetmek yanlış olmayacaktır.
ABD Seçimlerinde kişisel verilerin kullanılmasının etkisi
Facebook şirketinin, 2016 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan ve Donald Trump zaferi ile sonuçlanan Başkanlık seçimini doğrudan etkilediğini herkes biliyor. Şirketin CEO’su Mark Zuckerberg, Facebook verilerini üçüncü taraf ile paylaşmakla suçlanarak bu konu ile ilgili ABD Kongresinde ifade verdi. Zuckerberg, sosyal medya platformunun sorumluluklarını yeterince yerine getiremediğini ifade edip ”Bu çok büyük bir hataydı, benim hatamdı özür dilerim. Facebook’u ben başlattım ben işlettim ve burada olanlardan ben sorumluyum” diye konuşmuştu. Bu pencereden baktığımızda aslında kişisel verilen ne kadar önemli olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Çünkü ABD seçimlerinde reklam kampanyalarının temelinde bu verileri kullanarak yapılan stratejilerin yattığını herkes kabul ediyor.
ABD Seçimlerinde ne olmuştu
Facebook şirketinden kişisel verileri izinsiz şekilde aldığı öne sürülen analiz şirketinin en tepedeki yöneticisine ait gizli çekilen görüntüler, verilerin Amerika başkanlık yarışında Donald Trump lehine kullanıldığını ortaya koymuştu. İletişimci Yazar Barış Karaoğlan, bu verilerin nasıl kullanıldığını şöyle açıkladı; Trump’a oy verecek ya da vermeyecek siyasi görüşteki kullanıcılar Facebook’tan gelen verilerle tespit edildi, bunlar için nasıl bir reklam kampanyası yürütüleceğine karar verilerek tüm stratejiler buna göre geliştirildi. Arada siyasi görüşünün belli olduğu ama henüz kime oy vereceği belli olmayan kararsız kesim de ayrıca tespit edilerek ayrı bir reklam kampanyası planlandı. Kullanıcıların hangisine hangi reklamın ya da tanıtımın gösterileceği bir yazılım ile sağlandıktan sonra düğmeye basıldı ve plan devreye sokuldu. Sonuç ortadaydı, Trump seçimi kazanmıştı. Plan tam işlemiş ve kişisel verinin ne kadar değerli ve önemli olduğu, bir ülkenin kaderini bile değiştirebileceği anlaşılmıştı.
Elon Musk Twitter ile bir devrim yapabilir
Dünyada en çok kullanılan ve her alana etki eden sosyal medya uygulamasının başına Twitter geliyor. Tesla’nın sahibi Elon Musk ile Twitter yönetim kurulu tüm şartlarda anlaşırlarsa, Musk’un bot hesaplarla ilgili şartlarını da kabul edeceklerini varsayabiliriz. Elon Musk bu hamleyi yaparak aslında çağımızda en önemli konunun kişisel veri olduğu gerçeğini hepimizin görmesini sağladı. Şimdilerde tam olarak kafasındaki planların tamamı belli olmasa da bir devrim yapacağına kesin gözle bakabiliriz.
Kişisel verilerimizi nasıl koruyacağız?
Karşımıza çıkan tüm KVKK onaylarını onayladığımız ve verilerimizin saklanmasına depolanmasına izin verdiğimiz hallerde korumak konusunda bizim tarafımızdaki insiyatif internet servis sağlayıcı ya da kullandığımız sayfa üzerine geçmektedir. Burada bizim en çok dikkat etmemiz gereken konunun her önümüze çıkan onay metnine onay vermememizdir. Ayarlar kısmına girip onay verdiğimiz durumları işaretleyerek ve bu konulara dikkat ederek kullanımlarımızı düzenlemek en azından bazı durumlara karşı korunmamızı sağlayacaktır.