TAJEV Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı tarafından düzenlenen uluslararası katılımlı Türk-Alman Jinekoloji Kongresi’nin 14’üncüsü 28 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında Antalya Kundu’daki bir otelde düzenlendi. Kongreye çok sayıda ulusal ve uluslararası araştırmacı, davetli konuşmacı olarak katıldı. Türk-Alman Jinekoloji Vakfı’nın 4 yıla yakın bir hazırlık sonrasında mükemmel bir bilimsel program yaptığını belirten Kongre Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, kongrenin bilimsel bir şölen havasında geçtiğini kaydetti.
“Sinsi bir düşman”
Kadınlarda görülen endometriozis yani çikolata kisti hastalığına ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Cihat Ünlü, “Tam anlamıyla sinsi bir düşmandır. Bu hastalık, doğurganlık ve üreme çağında ortaya çıkan, östrojen hormonu bağımlı ve sadece kadınlarda görülen bir hastalık. En çok yumurtalıkları etkiliyor ama yumurtalık dışında da karın zarında, başka organlarda, hatta beyin ve gözde bile bu hastalın yayıldığı görülmüş” dedi.
“Ciddiye alınması gerekiyor”
Hastaların çok ciddi ağrı ve kısırlık problemiyle geldiğini aktaran Ünlü, “Bu hastalığın en önemli sorunların bir tanesi de genç kızlarda görülen endometriozis hastalığında belirtilerin aile tarafından ya da hasta tarafından ciddiye alınmaması, bu çocukların her periyotta çok ciddi ağrılar çekmesi ve hastalığın teşhisinin konulamaması. Belki kadın doğum hekimleri olarak da hatalıyız, teşhisi geciktirebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Endometriozis takibi için uygulama
Kongrede endometriozis hakkında tüm yeni gelişmeleri ele aldıklarını ifade eden Ünlü, ABD’den kongre için gelen profesör Nezhat kardeşlerin yeni bir aplikasyon geliştirdiğini ve bu uygulamanın hastalığın takibi ile derecelendirme açısından hekimlere avantajlar sağladığını aktardı.
“Jinekoloğa evlendikten sonra gidilir düşüncesi yanlış”
Türk toplumunda genç kızların ya da bekar kadınların jinekoloğa gitmediği veyahut da gönderilmemesi gibi bir alışkanlığın yanlış olduğuna dikkat çeken Ünlü, “Zannediliyor ki jinekoloğa evlendikten sonra gidilir. Halbuki, böyle bir şey yok. Bir genç kızın, hatta bir çocuk hastanın da gelmesi gerekir. Bir takım jinekolojik hastalıkları bu sayede teşhis edebiliyoruz. Dolayısıyla genç kızın, bir kız çocuğunun ya da genç bir kadının, jinekoloğa gelirken evlenmesi, bekar olması ya da dul olmasının hiçbir anlamı yok. Genç kızlarımızın, kadınlarımızın bir problemi varsa jinekoloğa gelmeleri, onların kontrol edilmeleri ve gecikmeden tedavi edilmeleri gerekiyor” uyarısında bulundu.
“Hekimler riskli meslekleri almak istemiyorlar”
Son olarak Tıpta Uzmanlık Sınavlarında (TUS) hekimlerin tercihleri konusunda görüşlerine yer veren Prof. Dr. Cihat Ünlü, bu yıl kadın doğum alanının en alt sıralarda yer aldığına işaret etti. Ünlü, şunları söyledi:
“Hiçbir yere giremeyen, hiçbir puanı yetmeyen hekimler, kadın doğumu tercih ettiler. Halbuki yıllar önce en üstteydi. Düşmesinin sebebi, hekimler riskli meslekleri almak istemiyorlar. Komplikasyondan, hata yapmaktan korkuyorlar ve riskli hastaları almıyorlar. Çünkü riskli hastada bir komplikasyon olduğu zaman başına pek çok iş gelebilir, hasta yakını tarafından darp edilebilir hatta öldürülebilir. Bütün bunları yaşadık ve yaşıyoruz. Bu nedenle riskli cerrahiden kaçış var. Halbuki bu çok çok tehlikeli bir olay. Burada devletin güvencesi lazım. Elbette ki biz bir hata yaptıysak bunun bir takım karşılıkları olabilir ama sonuç itibariyle de siz bir kanser ameliyatı yapıyorsunuz ve hastada komplikasyon oluyor. Bu zaten beklenen bir şeydir, bunları da biz hastalarımıza izah ediyoruz. Burada toplumun bilinçlendirilmesi, ceza yasalarının çok aktif bir şekilde uygulanması, hekimin rahat ve serbestçe çalışması gerekiyor.”