117 ülkede 6000'den fazla şehirde hava kalitesinin gözlemlendiğini belirten DSÖ, bu şehirlerde yaşayan insanların hâlâ tehlikeli seviyelerde parçacıklı madde ve azotdioksit solumaya devam ettiği bilgisini paylaştı.
Düşük ve orta gelirli ülkeler daha çok etkileniyor
Yayımlanan rakamlar, havadaki zararlı parçacıklı madde miktarını ölçmeye yardımcı olan PM2,5 ve PM10 oranlarının yaklaşık 2000'e yakın şehirde, 2011 raporlarına kıyasla 6 kattan fazla arttığını gösteriyor. Düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerin vatandaşlarının bu kirlilikten en çok etkilenenler olduğunu belirten DSÖ, parçacıklı maddenin soluma yoluyla akciğer hastalıklarına, kan dolaşımına girerek felç ve solunum yolu hastalıklarına neden olabileceğinin altını çizdi.
Bu bulgular, Dünya Sağlık Örgütünü hava kirliliği seviyelerini düşürmek adına fosil yakıt kullanımını azaltmanın ve ek somut adımlar atmanın önemini vurgulamaya itti. DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Mevcut enerji endişeleri, daha temiz, daha sağlıklı enerji sistemlerine geçişi hızlandırmanın önemini vurgulamaktadır.” dedi. Ghebreyesus, "Yüksek fosil yakıt fiyatları, enerji güvenliği, hava kirliliği ve iklim değişikliği gibi sağlık sorunlarının ele alınmasının aciliyeti, fosil yakıtlara bağımlılığı çok daha az olan bir dünyaya doğru daha hızlı hareket etme ihtiyacının altını çiziyor." diye ekledi.
DSÖ, hükümetlere hava kalitesini iyileştirmek için atabilecekleri adımları sıraladı
DSÖ, Hava Kalitesi Yönergelerine göre hükümetlere şehirlerdeki hava kalitesini iyileştirmeye yönelik şu önerileri sundu:
Hava kalitesini gözlemleme ve hava kirliliği kaynaklarını belirleme,
Yemek pişirme, ısıtma ve aydınlatma için yalnızca temiz enerji kullanımına geçişi destekleme,
Şahsi araç kullanımı yerine güvenli ve düşük fiyatlı toplu taşıma sistemlerine teşvik etme ile birlikte yaya ve bisiklet dostu güzergahlar oluşturma,
Enerji verimliliği yüksek olan konutlara ve güç üretimine yatırım yapma,
Sanayi ve kentsel atık yönetimini iyileştirme,
Tarımsal atıkların yakılmasını, orman yangınlarını ve kömür üretimi gibi bazı tarımsal ormancılık faaliyetlerini azaltma.