İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında açılan dava ve istenen siyasi yasakla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İmamoğlu, "Karar ne olursa olsun, kâh sevincimizi kâh irademizi göstermek adına herkesi saat 16.00’da Saraçhane’ye davet ediyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “YSK üyelerine hakaret ettiği” iddiasıyla yargılandığı davanın duruşması sürüyor.
Savcı üçüncü duruşmada da siyasi yasak ve hapis istedi. Son savunmalar için duruşmaya 16.00’a kadar ara verildi.
Ekrem İmamoğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “16 milyon İstanbullunun evi Saraçhane'dir. İstanbul ve Türkiye, iradesine daha önce nasıl sahip çıktıysa bugün de çıkacaktır. Karar ne olursa olsun, kâh sevincimizi kâh irademizi göstermek adına herkesi saat 16.00'da Saraçhane'ye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Ekrem İmamoğlu katılmadı. Duruşmaya taraf avukatları ve çok sayıda milletvekili de katıldı. Mahkeme hakimi bir önceki celse yapılan reddi hakim talebinin üst mahkeme olan Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini söyledi. Sanık avukatı Kemal Polat hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediklerini belirtti. Kemal Bolat beyanının devamında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenmesini ve hazır bulunan tanıkların da dinlenmesini talep etti. Mahkeme hakimi hazır bulunan tanıkların dinlenmesine karar verdi.
TANIKLAR DİNLENDİ
Tanık olarak dinlenen Murat Ongun, "Olayın olduğu gün sayın başkanımızla bir aradaydık. Ben başkanımızın basın danışmanı olduğum için medya ilişkilerini ben kuruyorum. Toplantı esnasında çok sayıda gazeteci arkadaşımız İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun İBB başkanına 'Ahmak' dediğini söylediler. Bu konuda Ekrem İmamoğlu'nun ne söylediğini sormak istediklerini söyledi. 'Bu çok yakışıksız bir ifade buna cevap verelim' dedi. Ardından gazeteci arkadaşları arayıp davet ettim. Gazeteciler de sordukları soruda İçişleri Bakanını işaret ederek sordular. Ekrem bey de soruya cevap verdi. Sonra toplantıya devam ettik. Ben Ekrem beye 'çok ağır mı konuştunuz' diye sordum. Ekrem İmamoğlu da 'az bile söyledim' dedi. Bildiklerim bunlar. YSK'ya yönelik her hangi bir söz söylediğini duymadım. Bütün seçim sürecinde yanındaydım. Bu konudaki hedef açıklamaları siyasi kişilere yönelikti. YSK'ya yönelik her hangi bir söylem olmadı" dedi. Tanık olarak dinlenen Necati Özkan ise, "Zaten ertesi gün bütün gazetelerde bütün başlıklar söyledi; Ekrem İmamoğlu Soylu'ya cevap verdi şeklinde oldu. Biz bu dava nasıl oldu anlamadık. Anlattığım süreç içerisinde tek bir kez bile YSK veya üyelerinin konusu dahi geçmedi. Çünkü fotoğraf çok netti" diye konuştu.
SAVCI MÜTAALASINI TEKRARLADI
Tanık beyanından sonra söz alan sanık avukatları daha sonra yazılı beyanda bulunacaklarını söyledi. Sanık avukatı Kemal Polat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenmesi tekrar talep etti. Cumhuriyet savcısı, tanık beyanlarına diyeceklerinin olmadığını söyledi. Savcı, Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenilmesi talebine ilişkin söyleyeceklerinin olmadığını ifade etti.
Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenilmesi talebi mahkeme tarafından reddedildi. Cumhuriyet savcısı önceki celse mütalaa verdiğini belirterek, verilen mütalaadaki 4 yıl 1 ay hapis cezası istemini tekrarladı. Söz verilen sanık avukatları mütalaaya karşı savunma yapmak için makul bir süre istedi. Mahkeme, mütalaa için istenen ek süre talebinin geçen süre içerisinde zaman olduğunu belirterek reddetti. Sanık avukatları makul süre talebinin yerinde görülerek savunmalarının hazırlamaları için duruşmaya saat 16.00'ya kadar ara verdi.
İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İBB başkanlığı seçiminin 6 Mayıs'ta iptal edildiği, yenilenen seçimde Ekrem İmamoğlu'nun seçildiği, 4 Kasım tarihli basın açıklamasında YSK üyelerine hakaret ettiği öne sürülüyor. İddianamede İmamoğlu'nun 'Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret' suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar cezalandırılması isteniyor. İddianamede dönemin YSK Başkanı Sadi Güven'in de aralarında olduğu 11 kişinin mağdur olduğu belirtiliyor.