ANTALYA'da doğuştan işitme engelli olan ve yüzde 78 şekil bozukluğu bulunan Alper Kocabıyık (27), gören tek gözüyle yaptığı resimlerle yaşama tutundu.
Yakın zamanda tek gözünde yaşadığı görme kaybı nedeniyle resim yapamayan Alper, atölyesinde çocuklara resim dersi vermeye başladı. Görme kaybı nedeniyle dudak okuyamayan Alper, eline harflerin şekillerini çizerek, annesi Hafize Öztürk ile anlaşabiliyor.
Aksu ilçesinde yaşayan Alper Kocabıyık, işitme engelli olarak dünyaya geldi. Vücudunda yüzde 78 şekil bozukluğu bulunan Alper, 4 yaşında alınan oyuncakları kalemle çizmeye başladı. Annesi Hafize Öztürk, oğlunun resim çizmeye isteğini görünce renkli kalem ve defterler aldı. Hastalığı nedeniyle hastanede geçirdiği zamanlarda kaldığı odayı ve hemşireleri çizen Alper, bir süre sonra resim kursuna başladı. Alper, dış görünüşü nedeniyle çevredekilerin bakışlarıyla zor günler de yaşadı, kendisine 'okuyamaz' demelerine rağmen ATSO Güzel Sanatlar Lisesi'nden mezun oldu. Yaşadığı olumsuzluklara rağmen çizdiği resimlerle yaşama tutunan Alper, sağ gözündeki görme kaybı nedeniyle 3 sene önce ameliyat oldu. Ameliyatın ardından sağ gözü görme yetisini tamamen kaybeden Alper, yılmadı ve resimlerini sergileyebileceği atölye açtı.
Bu süreçte Hafize Öztürk ise oğlunun yanından hiç ayrılmadan hem gözü hem kulağı oldu. Alper, geçen aylarda sol gözünde de görme kaybı yaşamaya başladı. Yapılan kontroller sonucunda ameliyat olması gerektiği belirtilen Alper, görme yetisini tamamen kaybetme korkusu nedeniyle ameliyat olmak istemedi.
YENİLERİNİ ÇİZEMEYECEĞİ İÇİN TABLOLALARINI SATMIYOR
Yaşadığı görme kaybı nedeniyle Alper, artık resim çizemiyor, annesiyle anlaşmak için kullandıkları tablete yazılan yazıları dahi göremiyor. Hafize Öztürk, buna çözüm olarak oğluna söylemek istediklerinin harflerini tek tek avucuna çizerek anlaşmaya çalışıyor. Annesiyle zor da olsa anlaşan Alper, yeniden çizip yerini dolduramayacağı için atölyesindeki resimleri satmayı da bıraktı. Alper şimdilerde kendisini hayata bağlayan resimleri çizemese de yaşadığı mahalledeki çocuklara atölyesinde resim dersi veriyor. En büyük hayali olan öğretmenliği biraz da olsa yaşayan Alper, öğrencilerinin ve kendisinin daha önce çizdiği resimlerle sergi açtı.
'HEP ARKASINDA DURDUM'
Bugüne kadar oğluyla birçok zorluğu aştığını söyleyen Hafize Öztürk, “Alper'in yeteneğini 4 yaşında fark ettim. Aldığımız oyuncakları hemen çizmeye başladı. Sürekli hastalanıp hastanede yatınca bizden resim defteri isteyip yattığı odayı çizerdi sonra hemşireleri çizmeye başladı ardından Alper'i resim kurslarına götürdük. Okulda birçok zorluk yaşadık. Alper'in dış görünüşüne bakan bazı öğretmenler, 'Okuyamaz. Fizik, kimya, matematik biliyor mu?' diyorlardı. Ben de onlara oğlumu topluma kazandıracağımı söyledim. Onun hep arkasında durdum. Şimdi de çocuklara kurs veriyor" dedi.
İnsanların, Alper'i dış görünüşüyle yargıladığını belirten Öztürk, “Otobüslerde, duraklarda Alper'i görenler 'Çocuğa bak, uzaydan gelmiş' diyorlardı. Ben de gidip 'Ben onun annesiyim, az önce Mars'tan indi' derdim. Alper dudak okuyabildiği için kendisi de bazen anlayıp 'Beni konuşuyorlar' derdi. O zaman da tabletini veya defterini çıkarıp resim çizmesini söylerdim. Alper'in çizdiklerini görünce yanına gelip çizdiklerini çok beğendiklerini söylerlerdi. Ortaokula giderken hafta sonları kursa giderdi. O günleri iple çekerdi. Okulda onun için bir köşe hazırlandı ve her hafta çizdiğini oraya asarlardı" diye konuştu.
'ÇOCUKLARA ÖĞRETMENLİK YAPIYOR'
Alper'in, gözünün kapanacağını düşündüğü için ameliyat olmadığını söyleyen Hafize Öztürk, “Gözlerinden dolayı Alper resim çizmeye devam edemiyor. Sağ gözünden ameliyat olmuştu ve retinadaki yırtılmadan dolayı kurtulamadı. Yine sol gözünde de katarakt var. Yüzde 50 görüyor. Tahliller yaptırdık göz arkasındaki damarların ikisinin kuru olduğunu söylediler. Şimdi çocuklara resim öğretiyor, onlara öğretmenlik yapıyor. Hayali engelli çocuklara resim öğretmeni olmaktı. Mahalledeki çocuklara resim dersi veriyor. Onlara 3-4 ay kadar kurs verdi. Kursun bitiminde onlara ödül verdi ve çizdikleri resimlerle bir sergi açtık" dedi.
Çocukların mutluluğu için sanata ihtiyacı olduğunu kaydeden Öztürk, “Önce tablete yazıyordum orayı okuyordu, öyle anlaşıyorduk. Şimdi onu göremediği için eline yazıyorum öyle anlaşıyoruz. Zor oluyor, bazen anlaşamadığımız oluyor. Bize mutlu çocuk lazım. Mutlu çocuk için sanat lazım. Engelli bir çocuğun mutlaka başardığı bir sanat dalı vardır. Kimi müzikle resimle kimi sporla uğraşır. Yeter ki biz aileler olarak çocuklarımızın arkasında olalım" diye konuştu.