Ordu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıya çevrim içi bağlanan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş açılış konuşmasına, toplantının hayırlı kararların alınmasına vesile olması temennisinde bulunarak başladı.
Başkan Erbaş, İslam dünyası son birkaç asırdır siyasi, iktisadi ve kültürel bakımdan maruz kaldığı tehditler ve saldırılar yüzünden aradaki ilişkilerin sekteye uğradığına dikkati çekerek, “Özelikle dini bilgi bakımından nesillerin düçar olduğu mahrumiyet, dini kavramların bağlamından koparılarak istismar edilmesine zemin hazırlamıştır. Yıllardır yaşanan terör, tefrika, etnik ve mezhebi çekişmeler, hep aynı sorunun yansımalarıdır” dedi.
Sahih dini bilgiden yoksun ya da asli kaynaklardan uzak din anlayışlarının toplumda gelişigüzel yer bulmasının, İslam dünyasının sorunlarının başında geldiğini belirten Başkan Erbaş, “Bugün küresel boyutta bir tehdit haline gelen İslam karşıtlığı da, dinin doğru anlaşılması alanında yaşanan sorunlardan kendisine malzeme üretmektedir. Bu bağlamda, özellikle son iki asırlık süreçte yeryüzünde yaşananlar iyi analiz edilmelidir. Sömürge düşüncesinin tetiklediği savaşların ve işgallerin sosyal, siyasal, kültürel ve ahlaki yansımaları sağlıklı bir şekilde değerlendirilmelidir. Yaşanan sorunların sebepleri sağlıklı tespit edilemezse, dini hayatın geleceği hususunda çerçeveli, doğru ve onarıcı bir yaklaşım ortaya konulması mümkün olmayacaktır” diye konuştu.
Başkan Erbaş, İslam düşüncesinin temel ilkeleri ve dinamikleri ışığında çağın ihtiyaçlarına göre bilginin yeniden üretilmesi gerektiğini ifade ederek, acilen, varlık tasavvurundan sanata, evren tasavvurundan ahlaka kadar her alanda İslam’ın perspektifini en açık ve güçlü şekilde, evrensel düzeyde ortaya koyacak çalışmalara ihtiyaç olduğunu kaydetti.
“İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri önemli bir potansiyel, değerli bir imkandır"
“Bilgiyi yönetenler geleceği belirleyecektir” diyen Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri bu noktada önemli bir potansiyeli ve değerli bir imkânı ifade etmektedir. İlahiyat tedrisatı, esasında medeniyet müktesebatımız bağlamında derin ve köklü bir geçmişe sahiptir. Bugün ulaşılan fakülte sayısı, akademik kadro ve öğrenci potansiyeli açısından ortaya çıkan tablo elbette önemlidir. Ancak, daha önemlisi, burada üretilen bilginin hayata, topluma, insanlığa ve dünyanın geleceğine katkı sağlayacak bir niteliğe sahip olmasıdır. Mevcut potansiyelin doğru bir metodoloji ve gerçekçi bir yaklaşımla insanlık için kalıcı faydaya dönüştürülmesidir.”
Başkan Erbaş, İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin sadece sahih dini bilginin günümüze aktarımı değil aynı zamanda nesillerin sağlam bir şuur ve duruş kazanmaları için de değerlendirilmesi gerektiğini dile getirerek, “Ülkemizin ve bu çağın tüm gençlerini hesaba katarak hizmet üretmek zorundayız. Bizim derhal, inanç ve düşünce düzleminde soru ve sorunlar yaşayan nesilleri sağlam limanlara ulaştıracak fikri çalışmaları ve şahsi örnekliği güçlendirmemiz gerekir” ifadelerini kullandı.
“Müfredatı, insan yetiştirme idealiyle belirlemeliyiz”
İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin, çağın değişken ve sabitlerini doğru okuyarak dünyanın meseleleri karşısında yeni bir perspektif geliştirmek zorunda olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Müfredatını, dinin doğru anlaşılması kadar sosyal hayatın güncel sorunlarına gerçekçi bir çözüm bulma ve çözüm iradesi ortaya koyacak insan yetiştirme idealiyle belirlemek durumundadır” dedi.
Başkan Erbaş, İlahiyat ve İslami İlimler müfredatının belirlenmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın insan kaynağı ihtiyacının da göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Başkanlığımız, dünyanın her yerinde ve toplumun her alanında din hizmeti sunan bir teşkilattır. Farklı toplumsal katmanlara ulaşmak adına Din Hizmetleri ve Eğitim Hizmetleri birimlerinde hizmet çeşitliliği gittikçe artmaktadır. Başkanlık bünyesinde bir taraftan imam-hatiplik, vaizlik, müftülük, hapishanede ve hastanede manevi bakım ve rehberlik hizmetleri, Aile ve Dini Rehberlik Büroları, Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda çalışmalar yapılırken; diğer taraftan Dini Yüksek İhtisaslarda, 4-6 yaş, hafızlık ve ihtiyaç odaklı Kur’an Kurslarında eğitim faaliyetleri sürdürülmektedir. Hizmet götürdüğümüz her bölge kendine özgü şartları ve imkânları gereği farklı formasyonlar, farklı donanımlar gerektirmektedir. Bu alanların her biri ile ilgili, yeterli eğitim almış ve alan formasyonuna sahip personele ihtiyaç duyulmaktadır. Söz konusu personeli temin edeceğimiz yegâne kaynak ise yükseköğretim kurumlarımızdır.”
İlahiyat öğrencilerinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kadro ve hizmet çeşitliliğinden haberdar olmalarının öneminden bahseden Başkan Erbaş, sözlerini şu cümlelerle tamamladı:
“İlahiyat alanında yükseköğrenim görenlerin büyük bir çoğunluğu, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışmaktadır. İlahiyat alanındaki öğrencilerin mesleki yönlendirme ve kariyer gelişimi noktasında desteğe ihtiyaç olduğu açıktır. İlahiyat, İslami İlimler Fakülteleri bünyesinde mevcut pedagojik formasyon eğitimleri yanında ’Diyanet Hizmetleri Formasyonu’ ve hizmet çeşitliliğimize yönelik sertifika programları açılması, öğrencilerimizin hem hizmet alanlarımızı tanıması hem de hizmet çeşitliliğimiz noktasında yeterliklerini geliştirmesi bakımından önemli bir adım olacaktır.”