BURDUR'da, ayrı yaşadığı eşi Nurcan Seçer'i (35) av tüfeğiyle öldürdüğü suçlamasıyla tutuklu yargılanan Serhan Seçer (35), duruşmada "Başıma gelen olayları anlatmak güç. Çok kafa karıştırıcı, kafa bulandırıcı yerler olduğu için savunmamı yazılı sunacağım" dedi. Mahkeme, Seçer’in bu talebini kabul etti.
Olay, geçen yıl 8 Nisan günü saat 21.00 sıralarında, Atatürk Caddesi'nde meydana geldi. Serhan Seçer, av tüfeğini yanına alıp yaklaşık 6 aydır ayrı yaşadığı eşi Nurcan Seçer ile işlettiği restorana gitti. Hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Seçer, iş yerinin kapısında eşine av tüfeğiyle ateş etti. Yüzüne isabet eden saçmalarla yaralanan Nurcan Seçer, yere yığıldı.
Olay yerinden kaçan Serhan Seçer, bu kez yaklaşık 300 metre mesafede Gazi Caddesi'nde kayınbiraderi Ömer K.'ye ait iş yerine gitti. Kayınbiraderine ateş etmek isteyen Serhan Seçer'in tüfeği tutukluk yaptı. Aynı caddede işletmesi olan babası Şeref Seçer, oğlunu görünce müdahale edip tüfeği elinden aldı.
Çağırılan ambulansla hastaneye kaldırılan Nurcan Seçer, kurtarılamadı. Polis, kaçan Serhan Seçer'i yakalayıp gözaltına aldı. Soruşturma sonunda Serhan Seçer hakkında, 'Eşe karşı kasten öldürme' ve kayınpederi ile kayınbiraderini 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle dava açıldı.
'BAŞIMA GELEN OLAYLARI ANLATMAK GÜÇ'
Davanın, Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 4'üncü duruşmasında, Nurcan Seçer'in kardeşi ve taraf avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı hazır bulundu. Duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan Serhan Seçer, "Başıma gelen olayları anlatmak güç.
Çok kafa karıştırıcı, kafa bulandırıcı yerler olduğu için savunmamı yazılı olarak sunacağım. Yazılı savunmamda her şeyi olduğu gibi anlatacağım. Yazılı savunma daha aydınlatıcı olur" dedi.
YAYIN YASAĞI VE DURUŞMANIN KAPALI YAPILMASI TALEBİ
Serhan Seçer'in avukatı da sanık ve maktulün cep telefonlarının incelenmesini, sanığın anlatacağı olayların kamu güvenliğiyle çocuğunun geleceğine olumsuz etki yapacağı için yayın yasağı getirilmesi ve duruşmanın kapalı olmasını talep etti.
Nurcan Seçer'in ailesinin avukatı ise olayın üzerinden 1 yıl geçtiğini, henüz karar çıkmadığını, bunda da sanığın süreci uzatmaya yönelik tavırlarının etkili olduğunu, telefonların incelenmesi talebinin de yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu söyledi.
MAHKEME, YAYIN YASAĞI İSTEĞİNİ REDDETTİ
Duruşmada mütalaasını sunan savcı, Seçer'in, 'Eşe karşı kasten öldürme' ve kayınbiraderine karşı 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçlarından cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti, yayın yasağı ve kapalı duruşma talebini reddedip, sanık Serhan Seçer'in tutukluluk halinin devamına karar vererek, yazılı savunma talebi doğrultusunda duruşmayı erteledi.
'BASINA KAPALI YARGILAMA TOPLUMUN ZARARINA OLUR'
Adliye çıkışında gazetecilere açıklama yapan Nurcan Seçer'in ailesinin avukatı Süleyman Kesici, "Bu duruşmada dikkatimizi çeken bir olay, sanık müdafinin duruşmaların kapalı yapılması, basına kapalı şekilde yargılamanın sürdürülmesi talebi oldu.
Basına kapalı yargılama yapılmasında elde edilecek bir fayda olmaz. Aksine hepimizin, bütün toplumun zararı olur. Ortada bir can gitti, bir anne, bir evlat, bir abla, bir kız kardeş canından oldu. Böyle bir olayda duruşmanın kapalı yapılmasının hiçbir faydası olmaz. Bir sonraki celse sanığın en ağır cezayla cezalandırılacağını ümit ediyoruz ve inanıyoruz" dedi.
'OLAYDA TASARLAMANIN DA OLDUĞU ÇOK AÇIK'
Savcının mütalaasına kısmen katılmadıklarını aktaran Kesici, "Çünkü kasten öldürmeye yönelik suç her iki müvekkilimize karşı gerçekleşmiştir. Ayrıca mütalaada 'Eşe karşı kasten öldürme' suçlamasından bir bahis var. Ancak olayda tasarlamanın da olduğu eşe karşı tasarlayarak kasten öldürmenin gerçekleştiği çok açıktır. Bu noktada beyanlarımızı sonraki celsede sunacağız" diye konuştu.
'SON ÇARE 'ALDATTI' SAVUNMASINA DAYANMAK ÜZERELER'
Sanığın, öldürdüğü eşinin kendisini aldattığı yönünde iddialar ortaya attığını kaydeden Kesici, şöyle konuştu:
"Bu iddiaları hiçbir şekilde somut bir delile dayanmıyor ve havada kalıyor. Böyle bir iddiayı olayın üzerinden bir yıl geçtikten sonra dile getirip telefonların incelenmesini şu aşamada söylüyorlar. Bunu ilk başta da talep edebilirlerdi.
Daha önce 'akıl sağlığı yerinde değildir' dediler. Zaten yargılama o şekilde uzadı. Ardından akıl sağlığının yerinde olduğu ve suçu işlemeye yönelik ehliyetinin tam olduğu yönünde uzman doktor raporu oy birliğiyle geldikten sonra son çare olarak 'aldattı' savunmasına dayanmak üzereler.
Biz bu savunmayı da kabul etmiyoruz. Sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla, eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme suçundan ve müvekkillerime karşı tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılacağına inanıyoruz."