Ege Üniversitesi (EÜ) Hemşirelik Fakültesi tarafından “Sen Olduğun Her Halinle Güzelsin” konulu panel düzenlendi. EÜ Hemşirelik Fakültesi 36 Nolu Amfi’de düzenlenen panele EÜ Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı öğretim elemanı Uzm. Dr. Mehmet Emre Yeğin, EÜ Edebiyat Fakültesi Psikoloji Anabilim Dalı Arş. Gör. Belemir Şule Samar, EÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Sosyoloji Anabilim Dalı Arş. Gör. Begüm Demirkol, Diyetisyen Dr. Pınar Kocaağa konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasında güzellik kavramının tarihçesi ve zaman içinde sosyo-ekonomik ve toplumsal etkenlerle değişen güzellik algısı hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Mehmet Emre Yeğin “Güzellik algısının MÖ.7000 hatta daha eski olduğu söylenen kaynaklarda Kibele, güzel kadın tasvirinin vücut bulmuş halidir. Kibele’ye dişilik, bereket, toprak gibi simgelerin atfedildiğinden bahsedilmektedir. Günümüzde ise sosyal medya güzellik algısını şekillendirdi ve toplum tarafından kabul gördü. 2023 yılından sonra güzellik algısının nasıl bir şekil alacağını merakla bekliyoruz” diye konuştu.
“Sosyal medyanın etkisiyle estetik yaşı düştü”
Estetik yaptırma yaşının erken yaşlara kadar indiğini söyleyen Arş. Gör. Belemir Şule Samar, “Günümüzde estetik operasyon geçirme yaşının 13’e kadar inmesinde sosyal medyanın çok büyük bir etkisi bulunuyor. Sosyal medyayla birlikte her şey daha da radikalleşti. Güzellik algısının yarattığı estetikte sınır 13 yaş olarak görülmekte, ancak sosyal medyanın etkisiyle bu yaşın daha da ineceği düşünülüyor. Bireylerin estetik konusunda doktorlara başvurması kolaylaştığından doktorlarımıza önemli bir görev düşüyor. Psikiyatriye başvurmadan önce estetik cerrahisine başvuruluyor. Bireylerin kendilerine rol model olarak seçtikleri insanlara benzeme isteği genç yaşlarda daha fazla görülüyor. İnsanlar genel olarak kendilerini ‘ben’ ve ‘öteki’ yargıları içerisinde konumlandırmalarından dolayı ortaya çıkan bir güzellik algısından söz edebiliriz. Birey, rol model aldığı kişinin fiziksel özelliklerine benzemeye çalışıyor. Değerli bir yere sahip olma isteğiyle yola çıkılan bu çabalar bireye ve çevresine maddi, manevi zararlar verebiliyor” diye dedi.
“Güzellik algısı dışında kalanlar linç ediliyor”
Sosyal medya üzerinden sunulan ‘Güzellik Algısı’ hakkında değerlendirme yapan Arş. Gör. Begüm Demirkol, “Son dönemde sosyal medyada ‘linç kültürü’ kavramı ön plana çıkıyor. Bu kavram, modern bir dışlama halidir. Sosyal medyada hepimize empoze edilen bir güzellik algısı mevcut. Bu algı benimsenmediği takdirde ya linç ediyoruz ya da linç ediliyoruz. Sosyal medyada güzellik algısından dolayı linç edilen yüzlerce insan var. Bu algı yok edilemez bir hale geldi. Ortak güzellik algısından uzak bir görüşe sahip bir insan olduğunda toplum tarafından yapılan hakaretlerle ve linçlerle o insanı ötekileştirme yoluna gidiliyor. Sosyal medyada kelimelerle, imajlarla ve düşüncelerle var olabiliyoruz. Sosyal medyada oluşturulan imaj kusursuz olabilir fakat gerçek hayata döndüğümüzde ortaya kusursuz olma isteği devreye giriyor” dedi.
“Güzellik algısına uyum sağlamak için besin ihtiyaçları kısıtlanıyor”
Yaratılan güzellik algısının beslenme ve gıda tüketimindeki etkisini değerlendiren Diyetisyen Dr. Pınar Kocaağa ise, “Güzellik, zayıf olma hali ile ilişkilendirilmesinden dolayı sosyal medyada da destekleyici içeriklerin paylaşılmasıyla özellikle gençlerde bu algının arttığını görebiliyoruz. Sosyal medyayı gençlerin daha fazla kullandığı, gençlerin bu yönde daha fazla paylaşımlar yaptığı görülüyor. Bu yaşlarda enerji ve gıda ihtiyacını karşılamanın yerine medyada oluşturulan zayıf beden algısına uyum sağlamak için besin ihtiyaçlarını kısıtlama yoluna gidiyorlar” diye konuştu.