Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, “Türk milleti mücadelesi ile kendisine biçilen deli gömleğini yırtıp atmış, ortaya şanlı bir mücadele koymuş, pek çok benzer durumdaki ülkelere de rol modellik yapmıştır”
*Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Bir kahramanlık destanı sonrasında inşa edilmiş Cumhuriyetimize ve kazanımlarımıza sahip çıkmak hepimizin asli görevidir. Ege Üniversitesi olarak bu noktada üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz”
* Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar, “ Milli Mücadele; milletimizin ‘millet olma’ ehliyetini aldığı bir sınavdır. Modern Türkiye’nin doğuşunda en önemli ve müessir hadise, Milli Mücadeledir”
İZMİR(Ege Ajans)- Ege Üniversitesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin 99’uncu kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yapılan program kapsamında “100. Yılında Milli Mücadele’de Batı Anadolu ve İzmir Sempozyumu” düzenlendi. Sempozyum; Ege Üniversitesi, Türkiye Bilimler Akademisi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi iş birliğinde gerçekleştirildi.
EÜ Fen Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen programa, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar, üniversite üst yönetimi, senato üyeleri, akademik ve idari çalışanlar ile öğrenciler katıldı.
Sempozyumun açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Bugün Cumhuriyetimizin 99. yıl dönümünü büyük bir sevinç, coşku ve gururla kutluyoruz. İnanıyorum ki bu coşku ve heyecan ilelebet her 29 Ekim’de yaşanacak, bu gurur hiç bitmeyecek. Cumhuriyet; istiklal ve istikbali uğruna eşine rastlanmamış bir mücadeleye imza atan Türk milletinin, elde ettiği en önemli kazanımlardan biridir. Kurtuluş mücadelesinin ardından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesiyle bizlere armağan ettiği Cumhuriyet, Türk milletinin ruhuna, karakterine uygun bir yönetim biçimdir. Bugün; tüm bireylerin eşitliğinden, hukukun üstünlüğünden söz edebiliyorsak ulus olarak kendi geleceğimizi kendimiz tayin edebiliyorsak vatanımızın her köşesinde hoşgörü ve barış iklimi mevcutsa tüm bunlar Cumhuriyet ve değerleri sayesindedir” dedi.
“Cumhuriyetimize sahip çıkmak hepimizin görevidir”
Prof. Dr. Budak, “Bugün içinde bulunduğumuz güçlü Türkiye’nin konumunu, Milli Mücadeleye ve Cumhuriyetimize hayat veren şanlı ruha borçluyuz. Bir kahramanlık destanı sonrasında inşa edilmiş Cumhuriyetimize ve kazanımlarımıza sahip çıkmak hepimizin asli görevidir. Ege Üniversitesi olarak bu noktada üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle hareket ediyor, Cumhuriyete bağlı, çalışan, üreten, düşünen, sorgulayan nesiller yetiştirmek için gece gündüz demeden var gücümüzle çalışıyoruz. Atalarımızın bizlere emanet ettiği Cumhuriyetin değerlerinin yaşatılması ve ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine yükseltilmesi noktasında geleceğimizin mimarı gençlerimize sonsuz bir inançla güveniyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve ülkemize, milletimize hizmeti geçenleri rahmet ve şükranla anıyorum” diye konuştu.
“Milli Mücadele gelecek kuşaklara bırakılmak üzere emanet edilmiştir”
Milli Mücadelenin bir miras olduğunu söyleyen Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, “Milli Mücadele, Türkiye'de her bir yuvada şehit ve gazileriyle içimizi titreten, bizlere gelecek kuşaklara bırakılmak üzere emanet edilmiş olan çok kutsal bir mücadelenin hikâyesidir. Allah bir daha o günleri yaşatmasın. Dünyadaki gelişmeler, uluslararası alanda yaşanan emperyalist bakışların ve emellerin çabaları, bizleri bu konuda daha dikkatli olmaya sevk ediyor. Bu konuda küreselleşmeyle beraber özellikle sosyal medya üzerinden toplumda yanlış bilgilerin yayılması sonrasıyla kontrolsüz alanlar ortaya çıkabiliyor. Gerçeklerin altını çizmek, yeniden gündeme taşımak ve gençlerle buluşturmak bizlerin de görevi. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde çok farklı bölgelerde yürütülen askeri ve siyasi ilişkiler sonrasında toplumun tüm desteğini arkasına alarak yürütülmüş olan bu mücadelenin destansı öyküsünü unutmamak ve unutturmamak gerekiyor” dedi.
“Türk milleti kendisine biçilen deli gömleğini yırtıp atmıştır”
Güncel gelişmelerden örnekler veren Prof. Dr. Şeker, “Son dönemde yakın coğrafyamızın bizlere sunduğu kötü hikâyeler var. Ülkenin sahipsiz ve lidersiz kaldığı, kendi birliğini koruyamayacak şekilde dağıldığı ve sonunda da tüm varlıklarının ve doğal kaynaklarının sömürülmesine neden olacak şekilde tüm birikimlerinin tüketildiği dramları görüyoruz. Ders çıkarılmadığı takdirde tekrar ediyor. Ancak Türk milleti bu anlamda kendisine biçilen deli gömleğini yırtıp atmış, ortaya şanlı bir mücadele koymuş, pek çok benzer durumdaki ülkelere de rol modellik yapmıştır. Ülkelerin menfaatleri, kendileri için önemlidir ancak kimsenin toprağına göz dikmeden, karşılıklı ilişkilerle, diplomatik yollarla sorunları çözmeleri arzulanan durum. Ancak güce karşı direniş ancak karşı güçle oluyor ve biz de atalarımıza gösterdikleri bu güç için teşekkür ediyor, saygı duyuyor ve rahmetle anıyoruz. 29 Ekim kutlamaları çerçevesinde burada bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Ev sahiplikleri dolayısıyla Rektör Prof. Dr. Necdet Budak'a, bu projeye başından beri katkı sunan Fatih Sultan Mehmet Üniversitemize ve değerli ekiplerine şükranlarımı arz ediyorum” dedi.
“Milli Mücadele; milletimizin ‘millet olma’ ehliyetini aldığı bir sınavdır”
Cumhuriyetimizin 99. Yılını kutluyor olmaktan ötürü gurur yaşadığını ifade eden Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar, “Toprağımızı vatan, insanımızı millet yapan şuur, işte bu gururdur. Tüm toplumlar, ihtiyaçları doğrultusunda tarihleriyle yeniden yüzleşmek, yorumlamak ve yazmak zorundadırlar. Milli şuur, milletin fertlerinin birlikte hatırlayıp birlikte unutmaları ile inşa edilir. Birlikte hatırlamayan insanlar, millet, ulus, cemiyet hatta aile bile olamazlar. Milli Mücadele bir milli kıyamdır. Bizim, hep birlikte hatırladığımız tarihimizdir. Bizi biz yapan yakın geçmişimizdir. Milli Mücadele; milletimizin ‘millet olma’ ehliyetini aldığı bir sınavdır. Modern Türkiye’nin doğuşunda en önemli ve müessir hadise, Milli Mücadeledir. Farklılıklarımız olsa da Milli Mücadele kavramı üzerinde anlaşır, uzlaşırız” dedi.
“Tarih yazanlar olarak tarih yapanlara sadık olmalıyız”
Milli Mücadelenin nesilden nesle aktarılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Başar, “Her kuşakta Milli Mücadelenin yeniden ele alınması, yorumlanması, işlenmesi elzemdir. Her nesil, Milli Mücadeleyi yeniden kazanmalı ve kendine mâl etmelidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün değişiyle tarih yazanlar olarak tarih yapanlara sadık olmalıyız. Milli Mücadele bir hakikattir, bizim misyonumuz ise bu hakikati daha doğru anlamak, daha iyi anlatmak ve gelecek nesillerle yakın geçmişimiz arasında köprü olmaktır. Cumhuriyetimizin 100. Yıl dönümü ile ilgili yapılan bilimsel, kültürel ve sanatsal çalışmalar, devletimiz tarafından en üst seviyede teşvik edilmektedir. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi de bu seferberliğe bir dizi etkinlikle katkı sunmaktadır. Sempozyuma ev sahipliği yapan Ege Üniversitesine ve Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak’a, emeği geçenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Prof. Dr. Cezmi Eraslan “Hürriyet ve İstiklal Fikrinin Zaferi Olarak Milli Mücadele” başlıklı konferans verdi
Açılış konuşmalarının ardından sempozyum, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cezmi Eraslan tarafından “Hürriyet ve İstiklal Fikrinin Zaferi Olarak Milli Mücadele” konulu konferans verildi.
EÜ Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Nuri Bilgin Konferans Salonunda 5 oturumla devam eden sempozyumda; “İzmir’in İşgali ve İşgalin Yayılması”, “İşgal Günlerinde Batı Anadolu Şehirleri”, “Kaynakların İzini Sürmek” oturumları yapıldı. Sempozyum, 29 Ekim Cumartesi günü “Büyük Zafer ve Sonrası” ile “Batı Cephesinden Portreler” başlıklı oturumlar ile devam edecek.