Sinema Sanatçısı ve eski Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik ölümünün 1’inci yıl dönümünde, sevenleri ve sanatçı arkadaşları tarafından Şişli Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde anıldı.
Girik’in sinema hayatına dair çeşitli hikâyelerinin anlatıldığı törene sinema ve tiyatro arkadaşları; Müjdat Gezen, Halil Ergün, Nur Sürer, Gül Sunal, Engin Çağlar, Çiğdem Tunç, Meral Orhonsay katıldı.
Sinema sanatçısı ve eski Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik; ölümünün 1’inci yıl dönümünde yol arkadaşları, dostları ve sevenleriyle anıldı. Şişli Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde gerçekleştirilen törende bir taraftan sanatçının hayatında yaşadığı anılar anlatılırken bir taraftan da plakta bir zamanlar seslendirdiği ‘Aşk Büğümü ve Su Sızmazdı Aramızdan’ parçaları çaldı. Sanatçının seslendirdiği parçaları dinleyen sevenleri ve arkadaşları ise duygulu anlar yaşadı.
“ÜLKESİ VE BU ÜLKENİN İNSANLARI İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPARDI”
Fatma Girik’in manevi kızı Ahu Turanlı duygularını şöyle ifade etti:
“Teyzemdi ama ben onun elinde büyüdüm. Benim annemdi. Çok üzgünüm, tam 1 yıl, çok zor bir şekilde geçti. Onun yokluğuna, onsuzluğa alışmak çok zordu. Maalesef elimizden bir şey gelmiyor. Fatma annem bir kere insanları, hayvanları, ülkesini çok severdi. Yani bu ülke için insanları için elinden geldiğince her şeyi yapmak isterdi. Onun yokluğuna alışmak hem bizim hem de milyonlarca seveni için çok zor. O dört yapraklı yoncadan biriydi. Son zamanlarında da her zaman yanındaydım. İyileşmeyi çok istiyordu. İçimiz bu gece buruk ama bir taraftan sevenlerinin burada olması beni mutlu ediyor.”
MÜJDAT GEZEN: DÖRT YAPRAKLI YONCANIN BİRİNCİ YAPRAĞI OYDU
Film çekimleri ve çekim dışında her zaman Girik ile çok fazla güldüklerini belirten Müjdat Gezen, “Fato benim için en sağlam karakterli insanlardandır. Dört yapraklı yoncanın birinci yaprağı odur. Fato 1966’da ilk filmimizi çektiğimizden beri benim en yakın arkadaşımdan öte, dostumdu. Memduh abiyi de onu da çok seviyordum. Memduh abi hayatını kaybettikten sonra Fato, kendini toparlayamadı. Çok üzüntülüydü. Hastalandığı dönemde yürüyememeye başlayınca doktor ile temas kurdum. Doktor, özel bir yelek olduğunu ve onu giyerse iyi olacağını söyledi. Onu Türkan ile hastaneye ziyarete gitmiştik. Beyin ameliyatı olmuştu, ayaklarına hükmedemiyordu yürürken. Kötü bir hastalıktı yani. Ama o yelek, sinir sistemini, beyni temizliyor. Hangi adımı atacağını söylüyor. Baktım Fato da sokağa çıkamıyor. O yeleği getirtmek istedik. Sonra bir gün o acı haberi duyduk. Beni inanılmaz hırpaladı, yıktı. Fatoyla dostluğum hep devam etti, edecek. Onun sevgisi, hayata güzel bakışı, Şişli'nin eski belediye başkanlığı zamanı hiç gözlerimin önünden gitmiyor. Çok başka bir insandı” şeklinde konuştu.
“KADİR İNANIR HEP BİZE KIZARDI”
Törende gözyaşlarını tutamayan Nur Sürer ise ““Bizim için konuşmak çok zor. Buraya gelirken 1 yılın ne kadar çabuk geçtiğini düşündüm. Sanki böyle dün daha şehir tiyatrolarındaymışız gibi. Fato ile 1985’te tanıştım. Yılanların Öcü filminde birbirimizi çok sevdik. İkimiz de biraz serseriydik. Onun bir minibüsü vardı. Birlikte sabah çıkıp çalışacağımız köye giderdik. Kadir İnanır çok sinirlenirdi bize. ‘Kadın başınıza minibüslerle gidiyorsunuz geliyorsunuz köye’ filan diye. Sonra tabii hiç kopmadık yani ölünceye kadar. Ölünceye kadar elini benim sırtımdan hiç çekmedi” dedi.
“KENDİNİ HİÇBİR ZAMAN MERKEZ YAPMADI”
Oyuncu Halil Ergün de şunları söyledi:
“Bu akşam bir tarafıyla onun hayatının zenginliğinin, emeğinin, primlerinin tadı konusunda övünç duyarak onu hatırlıyorum. Bir tarafıyla onu kaybetmenin hüznünü yaşıyoruz. Çok yakın dostumdu, hep öyle oldu, arkadaşım oldu. Film çektim kendisiyle. Bir de halkımız tarafından çok az yakalanabilir, kendini merkez yapmayan şöhretlerinden biriydi. Acı çekiyoruz ama çiçekler içinde yatsın.”
“FİLM VE DİZİLERİNDE YÖNETMENLİK YAPMAK GURUR VERİCİYDİ”
Fatma Girik’in bir zamanlar yönetmenliğini yapan Ümit Efekan, “Fatma Girik; ülkemizin bir büyük sanatçısı, halkın sevgilisi, canımızdır. Benim de ömrüm onunla geçti. Filmlerinde yönetmenlik yapmak, dizilerinde yönetmenlik yapmak bana hep onur verdi. Her devrin büyük oyuncusuydu. Ablamı kaybetmiş gibiyim. O, bir yönetmenin yanında, arkasında nasıl durulurun örneğidir. Türk halkı için ölmedi. O özeldi, kıymetliydi, büyük oyuncuydu” açıklamasını yaptı.