GAZİANTEP'te, 32 sivil toplum kuruluşu tarafından oluşturulan 'Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar', İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırısını protesto etti.
Kent genelinde faaliyet gösteren 32 sivil toplum kuruluşunun (STK) bir araya gelip oluşturduğu 'Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar', Şahinbey Belediyesi Konferans Salonu'nda toplandı. STK'lar adına açıklama yapan Uğur Taşdemir, İsrail hükümetinin talimatıyla yapılan saldırıların ramazan ayında da devam ettiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"İsrail hükümetinin talimatıyla bu korsan devletin güvenlik kuvvetleri, rahmet ve mağfiret ayı olan bu Mübarek Ramazan'da da saldırı ve zulüm eylemlerine devam etmiştir. Salı akşamı teravih namazının ardından Mescid-i Aksa'ya bir baskın düzenleyerek namaz kılan ve ibadet için İslam'ın sembol mabetlerinden birisi olan bu mukaddes mekanda bir araya gelen Filistinli Müslümanların üzerinde adeta terör estirerek, çok sayıda mazlum ve masum insanın yaralanmasına sebep olan, yüzlerce masum Filistinliyi gözaltına alan ve hızını alamayarak Gazze'yi de uçaklarla bombalayan İsrail, her zamanki hunhar ve zalim yüzünü bir kez daha göstermiştir. Kudüs, peygamberlerin mukaddes şehridir ve yıllardır kan ve zulümle beslenen siyonist İsrail'in bu mukaddes beldeye saldırıları, vicdan sahibi hiç kimse tarafından kabul edilemez. Kudüs bütün Müslümanlar olarak bizim için, Selahaddin Eyyubi'nin rüyası, Kanuni Sultan Süleyman'ın mirası ve Sultan Abdülhamid Han'ın davasıdır. Orta Doğu'da gerçek, kalıcı ve adil bir barış, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarından tamamen çekilmesi, vatanlarından sürülmüş milyonlarca Filistinlinin geri dönmelerine izin verilmesinin ardından yapılacak eşit ve adil müzakerelerle sağlanabilecektir. Her bir Müslüman, Kudüs davasına sahip çıkmalıdır. Kudüs, özgür Filistin'in başkentidir ve hep öyle kalacaktır. Aklı başında hiçbir Müslüman, bu korsan devletin ve Netanyahu'nun uyguladığı böyle alçak ve zorba saldırıları asla kabul edemez. Biz buradan bütün insanlığa ve İslam alemine bir kez daha seslenmek istiyoruz. Korsan ve küstah İsrail devletinin bu alçak saldırı ve vicdanları derinden yaralayan işgal ve haksızlıklarına karşı, topyekün ve hep beraber dur demeliyiz. İnsaf ve vicdan sahibi herkesin, bu saldırıları sona erdirmek maksadıyla üzerlerine düşen görevi yapmaları, bir insanlık borcudur. Özellikle İslam ülkelerinin, tam anlamıyla silkinerek, siyasi, ekonomik, insani ve vicdani bütün yollara başvurup bu zulmü durdurmasını istiyor ve bekliyoruz."