Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, ‘‘Hamilelerin bağışıklığı baskılandığı için solunum yolu hastalıkları daha ağır seyrediyor. Basit enfeksiyon deyip geçilmemeli, hamilelerde akciğerler daha çabuk etkilenebiliyor. Gebelerde bugünlerde belki gevşettiğimiz önlemlere daha çok dikkat etmemiz gerekiyor” dedi.
Bugünlerde enfeksiyon hastalıklarında artış yaşanırken, uzun süren öksürük ise en çok şikayet edilen semptom. Risk grubunda olanlar bu hastalıklardan daha ağır etkilenirken, bu grupta olanlardan biri de hamileler. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, virüslerin neden olduğu solunum yolu hastalıklarının hepsinin birbirine benzeyen şikayetlere neden olduğunu belirterek, birbirlerinden ayrılmalarının zor olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Buyru, “Bu üçlü viral hastalıklar maalesef gebeleri de olumsuz etkiliyor. Koronavirüs, influenza, RSV denilen parainfluenza hepsi birbirine çok benzeyen belirtilere yol açıyor ve birbiriyle karışabiliyorlar. Gebeler de bağışıklık sistemleri baskılandığı için bu hastalıklardan daha fazla etkilenebiliyorlar. Risk grubunda yer alıyorlar hamileler. Ayrıca solunum kapasiteleri gebeliğin yaptığı baskıdan dolayı azalıyor. Gebeliğin doğal seyrinde görülen çabuk yorulma, hızlı soluk alıp verme, çarpıntı gibi belirtiler de bazı enfeksiyonların gebelerde daha kötü seyretmesine neden olabiliyor” dedi.
“Gevşettiğimiz önlemlere dikkat etmemiz gerekiyor”
Birden fazla virüsün aynı anda ortamda görülmesi ve risk grubunda olan hamilelerin ağır etkilenmemesi için önlemlere dikkat etmenin şart olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Faruk Buyru, “Gebelerin özellikle hem koronavirüse karşı hem de gribe karşı aşılanmaları gerekiyor. Çünkü ‘basit bir enfeksiyon, çabuk iyileşir’ diye geçmemek gerekir. Bunların kolaylıkla üst solunum yolu enfeksiyonu diye başlayıp, akciğer enfeksiyonuna ya da kalpte birtakım olumsuz durumlara yol açabildiklerini biliyoruz. Koronavirüs de halen gebeler için risk oluşturuyor ve diğer hastalıklarla birlikte seyredebiliyor. Gebelerde bugünlerde belki gevşettiğimiz önlemlere daha çok dikkat etmemiz gerekiyor. Örneğin kalabalık ortamlardan kaçınmak, el temizliğine dikkat etmek, her ortamda maske kullanmak ve özellikle grip enfeksiyonuna ve koronavirüse karşı aşı yaptırmak. Kolaylıkla zatürreye dönüşebiliyor ve bu dönüşümü gebenin fark etmesi çok kolay olmuyor. Eğer şikayetleri ağırlaşırsa, ateş, solunum güçlüğü gibi belirtiler tabloya eklenirse göğüs hastalıkları veya enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının da takip etmesi önemli. Belki de hastaneye yatırılıp takip edilmesi gerekiyor. Önceki yıllarda da maalesef koronavirüsten olduğu gibi gribal enfeksiyona bağlı olarak da anne kayıpları yaşadık. Tabii ki bu bebeği de olumsuz etkileyebiliyor. Gebelik sürecinde bebeğin gelişiminde duraklama olabiliyor. Erken doğum riski ortaya çıkabiliyor. Ya da tıbbi nedenlerle biz erken doğurtmak zorunda kalabiliyoruz. Dolayısıyla hem anneyi hem bebeği olumsuz etkilediğinden söz etmek mümkün” diye konuştu.
“Gebeliğin ilk üç ve son üç ayı riskli”
Hamilelikte ilk üç ay ve son üç ayın enfeksiyonlar açısından riskli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Faruk Buyru, “Gerek Sağlık Bakanlığımızın gerek Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konuda uyarıları var. Son iki seneyi neredeyse maskeyle geçirdik ve bu durum enfeksiyonlara karşı aslında bizi korudu. Ama maskeyi birdenbire bırakmak virüslerle aniden karşılaşmamıza yol açtı ve belki önceki yıllardan daha kolay enfeksiyona yakalanır duruma geldik. Gebeliğin en çok zorlayan dönemleri son üç ve ilk üç ay. İlk üç ayda düşük riski ve gebeliğe uyum sürecinden dolayı olumsuz etkilenebiliyorlar. Son aylarda da erken doğum riskinden dolayı enfeksiyonlar gebeleri daha olumsuz etkileyebiliyor” diye konuştu.