İstanbul’da yaşayan 45 yaşlarındaki iki yakın arkadaş olan Ayça Bazan ve Nurdan Şentürk iki gün arayla obezite ameliyatı oldular, birbirlerinin refakatçisi oldular.
Dünyada ve Türkiye’de en sık görülen obezite rahatsızlığı, modern tıbbi yöntemlerle tedavi edilebiliyor. Obezite, kendi başına birçok sağlık problemine yol açarken, diğer yandaş hastalıkların da oluşmasına ortam sağlıyor. İstanbul’da bankacı olarak çalışan iki yakın arkadaş 45 yaşındaki Nurdan Şentürk ve Ayça Bazan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nde peş peşe obezite ameliyatı olarak sağlıklarına kavuştular. Ameliyatları sonrası 100 günde 25’er kilo veren arkadaşlar, hastanede aynı odada kalarak birbirlerinin refakatçisi de oldular.
”BİRLİKTE HAYALLER KURDUK”
Ameliyat olmadan önce istedikleri her şeyi yiyebilirken ameliyatın hemen sonrasında sadece sıvı gıdalarla beslenmenin ilk aşamada zor olduğunu dile getiren Ayça Bazan, arkadaşı Nurdan Hanım ile birlikte ameliyat olmanın kendisine güç verdiğini ve yaşanabilecek tüm zorluklara birlikte daha güçlü göğüs gerebildiklerini de vurguladı. Ameliyat öncesi çok araştırma yaptıklarını ve hekimleri Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp’ın da kendilerine ameliyata dair tüm süreçler hakkında ayrıntılı bilgi verdiğini de belirten Ayça Hanım, ”Taburcu olduktan sonra da Nurdan ile her gün birbirimizi üç dört defa aradık. Gün içinde neler yediğimizi birbirimizle paylaştık. İlerleyen günler için birlikte hayaller kurduk. Zayıfladığımızda neler giyeceğimizden, nerelere gideceğimize dek konuşup, planlar yaptık” dedi.
”İKİNCİ KEZ DÜNYAYA GELDİM”
Hekimleri Cüneyt Bey ile kuzeni vasıtasıyla tanıştığını söyleyen Nurdan Şentürk, tesadüfen ailesinden iki kişiyi de yine Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp tarafından obezite ameliyatı yapıldığını öğrendiğini de ekledi. Ameliyat öncesi hem kendisinin hem de arkadaşı Ayça Hanım’ın korkuları, tereddütleri olduğunu ancak hekimleriyle uzun sohbetler sonrası ikna olduklarını ve onun emin ellerine kendilerini teslim ettiklerini aktaran Nurdan Hanım, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Anlatılan hiçbir sıkıntıyı yaşamadık. Obeziteden kaynaklı yaşadığım insülin direnci, karaciğer yağlanması, tip-2 diyabet ve eklemlerde yaşadığım sorunlarım da ortadan kalktı. Uyku problemleri yaşıyordum. Yıllar sonra kesintisiz uyumaya başladım. Efor gerektiren işleri yaparken zorlanıyordum, nefes nefese kalıyordum. Ameliyat sonrası bu sorunlarımın hiçbiri kalmadı. Benzetme yerindeyse ikinci kez dünyaya geldim, yeni bir hayata başladım. Obezite sorunu olan tüm insanlara işin ehli bir hekim tarafından ameliyat olmalarını şiddetle tavsiye ediyorum.”
”CERRAHİ TEK BAŞINA ÇÖZÜM DEĞİL, PSİKOLOJİK DESTEK DE ÖNEMLİ”
Nurdan ve Ayça Hanım’ın obezite ameliyatlarını gerçekleştiren Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp ise, obezitenin yalnızca cerrahi uygulanması gereken bir rahatsızlık olmadığını psikolojik bir yönünün de olduğuna işaret ederek obezite cerrahisi sonrası da ciddi bir psikolojik motivasyonun gerekli olduğunu belirtti. ”Ameliyat sonrasında hızla kilo verilir ancak bunun kalıcı olması tekrar ameliyat öncesi kiloların alınmaması için zihinsel değişiklikler yapmak gerekir” diye konuşan Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp bu değişikleri hayata geçirmek için en çok hekimin destek olduğunu dile getirerek şöyle devam ediyor:
”Ameliyat sonrası yeme içme alışkanlıklarının ve günlük davranışların değiştirilmesi ve yeni yaşam tarzına ayak uydurmak için, hekimin yanı sıra aile, arkadaş ve iş çevresinden destek alınması da önemlidir. Ayça ve Nurdan Hanım hayal ettikleri kilolara ve yaşama kavuşmak için birlikte yola çıktılar. Hem birlikte ameliyat olmaya karar vererek birbirlerine güç verdiler, hem de ameliyat sonrası birbirlerine verdikleri destek ve motivasyonla uzun dönemde de başarı elde edeceklerine inanıyorum.”