HOLLANDA'nın Tilburg kentinde yaşayan 4 gurbetçi, depremzedelere yardım için Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine geldi.
Hatay'a uğrayıp, ikinci depremin merkez üssü Elbistan'a geçtiklerini belirten Ramazan Sügen (33), "Burası televizyonlarda gördüklerimizden çok farklı. Burası 1 veya 2 günde toparlanacak bir yer değil. Belki yıllar sürecek ama düzelecek" dedi.
Hollanda'nın Tilburg kentinde yaşayan Ramazan Sügen, Akif Elevli (33), Erol Yıldırım (35) ve Ümit Durmuş (34), yıkıcı depremlerin ardından yardım için Türkiye'ye gelmeye karar verdi. Hollanda'da yardım toplayıp, arkasına karavan bağladıkları cip ile yola çıkan 4 gurbetçi, 30 saatlik yolculuk sonrası Türkiye'ye giriş yaptı. 4 arkadaş, önce Hatay'a ardından Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine geldi. Gurbetçiler, getirdikleri gıda ve yardım malzemelerini çadır kentlerde kalan depremzedelere dağıttı. 4 arkadaş, çocuklarla da yakından ilgilendi.
'TOPARLANMASI YILLAR SÜRECEK AMA DÜZELECEK'
Arkadaşları ile yardım için geldiğini belirten Ramazan Sügen, "Perşembe gecesi yola çıktık. Deprem olduğunu duyar duymaz, çok fazla hazırlık yapamadan geldik. Jeneratör, inşaat malzemeleri gibi şeyleri yanımıza aldık. Yolumuz önce Hatay'a düştü, 2 gün kalıp yardımımızı yaptık sonrasında Elbistan'a gelip, yardımlarımızı yaptık; yapmaya da devam edeceğiz" dedi.
Depremzedelerin yardıma ihtiyacı olduğunu belirten Sügen, "Burası televizyonlarda gördüklerimizden çok farklı. Televizyonda enkazı ve başındaki insanları görüyorsun. Birileri çıkacak, diye umutla bekliyorsun ama işin arkasında insanlar, canla başla çalışıyor. Ailesini kaybeden insanlar var. Çok zor bir durum. Birlik ve beraberlik olursa bu işin altından kalkarız. Herkes buraya gelip, yardım yapabilir. Bize, 'Gelmeyin, bir şey yapamazsınız' dediler. Ancak yine de gelmek istedik. Burası 1 veya 2 günde toparlanacak bir yer değil. Belki yıllar sürecek ama düzelecek" diye konuştu.
'HATAY'I GÖRÜNCE TELEVİZYONDAKİ GİBİ OLMADIĞI FARK ETTİK'
Akif Elevli ise arkadaşları ile ellerinde geleni yapmaya çalıştıklarını belirterek, "Hatay'ı görünce televizyondaki gibi olmadığını fark ettik. Buraya gelince başka duygular hissediyorsunuz. Kendi gözünüzle görünce çok farklı oluyor. İnsanlar gelip, görsünler. Bu yerlerin durumunun farkına varsınlar. Buraya geldikten sonra 'Daha fazla ne yapabiliriz?' diye düşündük. Hollanda'daki arkadaşlarla irtibata geçtik. Yardım isteyip, para topladık. Ailemden birisi, Elbistan'da görevliydi; arayıp, 'Ne gerekiyor' dedim. O da 'Isınmak için jeneratör lazım' dedi. Buraya geldiğimizde gerçekten ihtiyacın olduğunu gördük. İyi ki gelmişiz. Devletimiz elinden geleni yapıyor. İnsanlar çalışıyor. İnşallah bunun da üstesinden geleceğiz" dedi.