Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Halime Bayraktar, Türkiye’de yaygın olarak görülen rahim ağzı kanseri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bayraktar, kanserden korunmanın HPV aşısı ile mümkün olduğunu belirtti.
Her yıl 1-31 Ocak arası, Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Farkındalık Ayı olarak belirlenmiştir. Diğer kanser türlerine kıyasla nedenleri saptanabilen tek kanser türü olan serviks kanseriyle ilgili Çakmak Erdem Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Halime Bayraktar, "Rahim ağzı kanseri elimizdeki imkanlarla tamamen önlenebilir ve erken teşhisle kesin olarak tedavi edilebilir bir kanser türüdür. Serviks kanseri ülkemizde en çok görülen jinekolojik kanserler arasında üçüncü sıradır" dedi.
Op. Dr. Bayraktar sözlerine, "Rahim ağzındaki hücre tabakasının Human Papilloma virüsü (HPV) ile enfekte olmasından sonra anormal hücrelere dönüşmesiyle ‘kanser öncülleri’ denen hücreler meydana gelmektedir." diyerek şöyle devam etti:
"Erken tanı konularak tedavi süreci başlatılmadığında bu hücreler rahim ağzı (serviks) kanserine yol açabilir. Bazı kadınlar serviks kanseri açısından daha yüksek riskli grupta bulunuyor. Riskler ise şöyle; 30 yaşın üzerinde olup tedavi edilmemiş HPV ve/veya cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonların varlığı, erken yaşta cinsel yaşama başlanması, birden fazla seks partnerinin olması, sigara kullanımı, uzun süre (5 yıldan fazla) doğum kontrol hapı kullanma."
"JİNEKOLOJİK MUAYENEDE BİLE GÖRÜLMEYEBİLİR”
HPV virüsünün birçok çeşidi bulunduğuna değinen Op. Dr. Bayraktar, "Serviks kanserli hastaların yüzde 99,9'unda HPV varlığı görülmüştür. Bu nedenle HPV virüsünün serviks kanseri ile ilişkisinin kanıtlandığı söylenebilir. Bu virüslerin çoğu zararsız olmakla birlikte, hücrelerde değişikliğe neden olan bazı HPV türleri rahim ağzı kanserini meydana getirmektedir. Özellikle HPV 16 ve HPV 18 virüsleri, rahim ağzı kanserine neden olan ve en sık görülen virüs türleridir." ifadelerini kullandı.
Op. Dr. Bayraktar, HPV’nin cinsel yolla bulaşması nedeniyle cinsel olarak aktif kadınların risk altında olduğunu sözlerine eklerken, “HPV ile enfekte olup, hücresel değişikliklerin başlaması sürecinde hastalarımızın şikayeti olmayabilir, jinekolojik muayenede bile rahim ağzında bir anormallik görülmeyebilir. Bu nedenle tüm kadınlara yıllık jinekolojik muayenenin yanı sıra tarama testleri ve uygun yaş aralığındaysa HPV aşılarını öneriyoruz." diye konuştu.
HPV testinin negatif çıkması durumunda takip eden beş yıl içerisinde servikal kanser olma ihtimalinin çok düşük olduğunu ifade eden Bayraktar, şöyle devam etti:
"HPV testi ağrısız ve hızlı yapılan bir işlemdir. Yapılan testlerin sonucunda yüksek riskli HPV taramasının pozitif çıkması ya da smear testi denilen vajinal sürüntüde anormallikler saptanması durumunda kesin teşhisin koyulabilmesi için kolposkopi uygulaması yapıyoruz. Kolposkopi ile anormal hücreleri kontrol etmek için özel bir cihaz kullanarak hastaya tanı koyma aşamasında net bir bilgi elde edebiliyoruz."
DSÖ AŞI KONUSUNDA UYARDI: 9-13 YAŞLARI ARASI HPV AŞISI YAPILABİLİR
Rahim ağzı kanserinden korunma yolları hakkında da bilgi veren Op. Dr. Bayraktar, “En önemli korunma yollarından biri HPV aşısı. Bunun yanı sıra cinsel yaşamda prezervatif kullanımı, jinekolojik muayenelerini ve tarama testlerini düzenli olarak yaptırma, sağlıklı beslenme gibi etkenler de rahim ağzı kanserinden korunmada etkili oluyor.” diye konuştu.
Bayraktar, "Dünya Sağlık Örgütü rahim ağzı kanserinden korunma için 9-13 yaşlarından itibaren HPV aşısı uygulanmasını öneriyor. Dörtlü ve dokuzlu olmak üzere iki adet aşı çeşidi var, ülkemizde şu an yalnızca dörtlü aşı bulunuyor ve 3 doz şeklinde uygulanıyor.” şeklinde görüş belirtti.
Op. Dr. Halime Bayraktar, konuya ilişkin değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:
"Kanser gelişmiş ise evresinin belirlenmesi ve onkolojik cerrahisi hastanemizde yapılabiliyor. Kanser öncülü lezyonları tespit etmemiz durumunda, rahim ağzının belli bir bölümün çıkarıldığı prosedürlerle hastalarımızı tedavi altına alıyoruz. Bu tedavi sonrası hastalarımızı aynı gün içinde taburcu edebiliyoruz."