200’den fazla tipi saptanan ve sadece insanları enfekte eden HPV’nin (Human Papilloma Virus) düşük riskli tipleri el, ayak ve genital bölgede siğillere neden olurken, yüksek riskli tipleri ise rahim ağzında lezyonlara ve rahim ağzı kanserine neden oluyor. Tüm dünyada cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında ilk sırada yer alan HPV, Batı toplumlarında cinsel yönden aktif olan kadınların yaklaşık yüzde 70’inin en az bir kez hayatına giriyor. HPV DNA ve Smear testleri tanıda büyük önem taşırken, pozitif çıkan kişilere uygulanan kolposkopi yöntemi ile de kansere neden olabilecek lezyonların belirlenmesi sağlanabiliyor. Hastalığın lezyonlarına sadece tedavi uygulanabilirken, alınacak önlemlerle bu hastalığın bulaşma riski de düşürülebiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Murat Öz, HPV enfeksiyonu ve alınacak önlemler ile ilgili bilgi verdi.
Bulaşma en sık cilt teması ile gerçekleşir
HPV’nin en sık bulaş yolunu cilt teması oluşturmaktadır. Dezenfektanlara karşı da canlı kalmayı başarabilen HPV, genital organlara temas eden eşyaların ve giysilerin ortak kullanımı sonucunda da başkasına geçebilmektedir. Bulaşmaya neden olan diğer bir durumu da gebelik sürecinde annede bulunan aktif genital HPV enfeksiyonunun, normal doğum sırasında bebeğe geçişi oluşturur.
Genellikle belirti vermez
Çoğunlukla belirti vermeyen HPV enfeksiyonunun görülen en sık bulgusu genital siğiller olmaktadır. Bununla birlikte rahim ağzını örten epitel içerisinde gelişen hücresel değişiklik ve lezyonlar da belirti vermeyen durumları oluşturur. Bu durumular ancak tarama testlerinde ya da biyopsi sonucunda patolojik inceleme sayesinde tanı alırlar. Bu nedenle hiçbir şikayet olmasa da düzenli jinekolojik kontrollerin aksatılmadan yapılması büyük önem taşımaktadır.
5 yılda bir HPV DNA ve her yıl smear testi yapılmalıdır
Rahim ağzı kanseri taramasında kullanılan HPV testleri ile enfeksiyonun varlığı saptanabilmektedir. HPV testinin kullanılmasının esas amacı kişide rahim ağzı kanseri ile ilişkili yüksek riskli HPV tiplerinin varlığını belirlemektir. Mevcut rahim ağzı kanseri tarama programına göre 30 yaşından itibaren her kadına 5 yıl aralıklarla HPV DNA ve her yıl smear testi önerilmektedir. Alınan testlerden herhangi birisinde anormallik olması durumunda uzman hekim hastaya uygun tedavi planı sunmaktadır.
Kolposkopi kansere neden olabilecek lezyonların belirlenmesini sağlar
Yapılan tetkiklerde rahim ağzı kanseri için yüksek risk taşıyan bireylere, HPV testinin pozitif çıkmasından sonra rahim ağzı kanserine neden olabilecek lezyonların saptanması ve bunların erken tedavisinin yapılabilmesi için tanısal yöntem olan kolposkopi yapılmaktadır. Temel olarak rahim ağzını 8-20 kat büyütebilen mikroskop benzeri bir cihaz olan kolposkopi, rahim ağzı dokusunu daha detaylı incelemeye olanak verir. Ayrıca asetik asit ve lugol gibi özel solüsyonların rahim ağzı dokusunda sebep olduğu değişimlerin net bir şekilde gözlemlenmesi ve ilgili yerlerden biyopsi alınmasını sağlamak için hekimin yönlendirilmesini sağlamaktadır. Kolposkopi işleminin ve alınan biyopsinin sonucuna göre bir sonraki basamakta nasıl bir yol izleneceğine karar verilir.
Tedavi enfeksiyonun neden olduğu lezyonlara uygulanır
HPV enfeksiyonunun kendisine uygulanan bir tedavi bulunmamaktadır. Tedavi daha çok HPV enfeksiyonunun neden olduğu lezyonlara yönelik uygulanmaktadır. Bu kapsamda genital siğillerde kimyasal koterizasyon ya da elektrokoterizasyon tedavi yöntemleri kullanılabilmektedir.
CIN lezyonlarının (rahim ağzını örten epitel içerisinde gelişen hücresel değişiklik ve lezyonlar) tedavisi ise cerrahi yöntemler gerektirmektedir. Lezyonun yerleşimine ve ciddiyetine göre LEEP ya da soğuk konizasyon yöntemlerinden birisi ile rahim ağzının etkilenen bölgesi çıkarılmaktadır.
HPV enfeksiyon riskini alacağınız bu önlemlerle düşürebilirsiniz
HPV enfeksiyonundan korunma tam olarak sağlanamazsa da alınacak önlemlerle bu risk minimuma indirilebilir. HPV enfeksiyon ihtimalini azaltmak için alınacak önlemler şu şekilde sıralanabilir: